Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında taşınmazın eski hale getirilmesi için gerekli bedel ile üretim yapılamaması sebebiyle uğranılan gelir kaybı hesaplanmış ise de, zarar gören alanın değeri hakkında herhangi bir inceleme ve belirleme yapılmamıştır. Tazminat sorumluluğunun kapsamı, gerçek zarar ile sınırlı olup; zarar da, haksız eylemden önceki ve sonraki durum arasındaki farktan ibarettir. Gerçek zararın giderilmesi ilkesi cerçevesinde eski hale getirme bedeli ve gelir kaybı istenilebilir. Ancak yine aynı ilke çerçevesinde taşınmazın sürüm değeri de göz önünde tutulmalıdır. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, eski hale getirme bedeli taşınmazın gerçek değerinin üzerinde ise eski hale getirme bedeline değil, gerçek değere hükmedilmesi gerekir. Mahkemece dava konusu taşınmazın, alınan bilirkişi raporlarına göre hesaplanan eski hale getirme bedeli ile gelir kaybına hükmedilmiş, zarar gören taşınmaz alanının sürüm (rayiç) değeri belirlenmemiştir....
Şöyle ki; Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan fındık ağaçlarına verilen zarar nedeniyle uğranılan gelir kaybının hüküm altına alınması doğru ise de, taşınmazın el atılarak şantiye alanı haline getirilen bölümünün mülkiyet bedeli de hesaplattırılarak, eski hale getirme bedeli yer bedelinden fazla ise yer bedeline, aksi halde eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 21/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1)Davalı idarece el atılan taşınmazların eski hale getirilmesine karar verilirken eski hale getirme bedeli kararda gösterilmiştir. Eski hale getirme bedeli, kararın infazı sırasında belirleneceğinden infazda tereddüt yaratacak şekilde eski hale getirme bedelinin hüküm altına alınması, 2)Bozma ilamı uyarınca davalılardan ... Enerji A.Ş. hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a)2 nolu bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine (Dava konusu taşınmazların davalı ... tarafından eski hale getirilmesine, zarar gören omcaların bedeli olan 14.422,28-TL’nin davalı ...’dan tahsiline) cümlesinin yazılmasına, b)3 nolu bendinin başına (Davalılardan ... Enerji A.Ş ile) kelimelerinin eklenmesine Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı ...'...
Ancak; Eski hale getirme bedeli, kararın infazı sırasında belirleneceğinden infazda tereddüt yaratacak şekilde kısmen el atılan 670 parsel sayılı taşınmazın eski hale getirme bedelinin hüküm altına alınması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının II-E nolu bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine (Dava konusu 672 parsel sayılı taşınmazın eski hale getirilmesine) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı ile davalı DSİ Genel Müdürlüğü'nden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 29/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu itibarla mahkemece mahallinde keşif yapılarak davalı idareye ait sulama kanalından taşan su nedeniyle taşınmazın kullanılamaz hale geldiğinin tespit edilmesi halinde, el atmanın varlığının kabulü ile el atılan bölümün eski hale getirme ve yer bedeli uzman bilirkişiler marifetiyle ayrı ayrı tespit ettirilerek el konulan bölüm bedeli, eski hale getirme masrafından fazla ise müdahalenin önlenmesi kararı ile birlikte taşınmazın eski hale getirilmesine; şayet eski hale getirme masrafı zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile idari yargının görevli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Yerel mahkemece; bilirkişi raporuna göre, taşınmaza ürün ekilememesinden dolayı uğranılan zarar ile eski hale getirme bedeline hükmedilmiştir. a-Dairemiz yerleşik uygulamalarına göre, eski hale getirme bedeli taşınmazın gerçek değerinin üzerinde ise eski hale getirme bedeline değil, gerçek değere hükmetmek gerekir. Dava konusu olayda, taşınmaza dökülen hafriyat nedeniyle taşınmazın aynına zarar verilmiş olup; eski hale getirme bedeli, taşınmazın sürüm (rayiç) değerini geçmektedir. Eski hale getirme bedelinin taşınmazın rayiç değerinden yüksek olması karşısında, kamulaştırma yöntemine göre taşınmazın değerini hesaplayan 08/07/2009 tarihli ziraat ek bilirkişi raporu yerinde olup, davacı en çok kamulaştırma bedeli olan 426.353 TL'yi isteyebilir. Yerel mahkemece, eski hale getirme bedelini 695.065 TL olarak daha yüksek hesaplayan 04/02/2009 tarihli ziraat bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Ancak; Davalı idarece el atılan taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilirken eski hale getirme bedeli kararda gösterilmiştir....
Hukuk Dairesinin 2016/11140 esas 2018/7026 karar sayılı 15/11/2018 tarihli içtihadı "Tazminat sorumluluğunun kapsamı, gerçek zarar ile sınırlı olup; zarar da, haksız eylemden önceki ve sonraki durum arasındaki farktan ibarettir. Gerçek zararın giderilmesi ilkesi çerçevesinde eski hale getirme bedeli istenebilir. Ancak yine aynı ilke çerçevesinde taşınmazın sürüm değeri de göz önünde tutulmalıdır. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, eski hale getirme bedeli taşınmazın olay tarihindeki gerçek değerinin üzerinde ise eski hale getirme bedeline değil, gerçek değere hükmedilmesi gerekir. Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taşınmazın eski hale getirilmesi için gerekli bedel hesaplanmış ise de, zarar gören alanın olay tarihindeki değeri hakkında herhangi bir inceleme ve belirleme yapılmadığı anlaşılmaktadır....
Bir taşınmaza kamulaştırmasız el atılması halinde, müdahalenin önlenmesi talebi yanında eski hale getirme istemi de varsa, arazi niteliğindeki taşınmaz bedeli; yukarıda belirtildiği üzere oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde yapılacak keşif sonucu gelir metodu esas alınarak belirlenmeli, ayrıca taşınmazın eski hale getirme bedeli de tespit edildikten sonra; el konulan bölüm bedeli, eski hale getirme bedelinden az ise müdahalenin önlenmesi ile birlikte taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmeli; şayet eski hale getirme masrafları zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve el konulan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yasaya uygun olmayan şekilde oluşturulan bilirkişi kurulu raporuna göre eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2-Dava dilekçesinde .....kişiliği davalı olarak gösterildiği halde, gerekçeli karar başlığında davalı olarak köy muhtarının...
Davacıya ait bulunan taşınmazda davalının eylemi nedeniyle uğranılan zararın giderimi talep edilmiş; mahkemece, eski hale getirme bedeli, çıkarıtılan taş bedeli ve ürün kaybından doğan zararlar hüküm altına alınmıştır. Taşınmazın eski hale getirilmesinden kaynaklanan zararın kapsamı içerisinde, çıkartılan taş nedeniyle doğan zarar da mevcut bulunmaktadır. Kural olarak, gerçek zarar hüküm altına alınmalıdır. (BK m.42). Bu da, zararlandırıcı eylemden önceki durum ile sonrası arasındaki farktan ibarettir. Şu durumda, eski hale getirme bedeli dışında, ayrıca taş çıkartılmasından doğan zarara hükmedilemez. Karar, bu bakımdan yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA; öteki temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....