Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesine dayalı bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki 14.10.2003 tarihli sözleşme ve sipariş formuna göre, işin teslimi gereken tarih, 15.11.2003’tür. Davacı bu tarihte işi teslim etmediğine göre temerrüde düşmüş ise de, davalı sahibi sözleşmeden döndüğünü derhal bildirmeyip, 31.03.2004 tarihine kadar beklemekle ifayı istemiş sayılır. İfayı istemiş sayılan sahibi, ifayı beklemekten vazgeçip sözleşmeden dönmek isterse, BK’nın m.106’ya göre süre verip dönmelidir. Davalı bu lâzımeye rizyet etmediğine göre kabulden imtinada haksızdır....

    Sözleşmeye göre bedelinin birim fiyat üzerinden hesaplanması kabul edilmiştir. Davacı taşeron yaptığı işin bedelinin tam olarak ödenmediğini iddia ederek 27.236,00 TL bedeli isteminde bulunmuştur. Eser sözleşmesine dayanan ilişkilerde yapılan işi ispatlama yükümlülüğü yüklenicide, ödemeleri ispatlama yükümlülüğü sahibindedir. Somut olayda davacı taşeron yüklenici konumunda, davalı şirket ise sahibi konumundadır. Davacı taşeron tarafından yapılan işin ve sözleşmedeki birim fiyatlara göre hak edilen bedelinin hesaplanması için yerinde konunun uzmanı bilirkişilerce keşif yapılması zorunludur. Mahkemece, işin yapıldığı yerde keşif yapılmaksızın sadece defter kayıtlarına dayanılarak davacının alacak iddiasını ispatlayamadığı kabul edilerek bu istemin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. 3-Taraflar arasındaki sözleşmenin 10.2-a maddesinde teminatların iade şartları düzenlenmiştir....

      Taraflar arasında eser sözleşmesi vardır. Dairemizin uygulamaları ve Yargıtay İçtihatlarında sözleşme dışı yapılmış ve bunun sahibinin yararına olması durumunda sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 410 ve devamı maddelerine göre vekâletsiz görme hükümleri uyarınca işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenecek bedelinin istenebileceği kabul edilmektedir. Davada vekille temsil edilen tarafa karşı tarafın haksız çıktığı miktar gözetilerek hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekâlet ücreti takdiri gerekir. Somut olayda sözleşme dışı bedelinin tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itiraz edildiğinden hak edilen bedelinin vekâletsiz görmenin yapıldığı 2011 yılı piyasa rayiçlerine göre eksik ve kusurlar da dikkate alınarak hesaplanması gerekir....

        Belirtilmelidir ki, eser sözleşmesi karşılıklı edimleri içeren bir görme sözleşmesidir. Buradaki yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmek, sahibinin karşı edimi ise, kendisine teslim edilen eser sebebiyle bedel (ücret) ödemektir. Eser yüklenicinin sanat ve beceriyi gerektiren emek sarfı ile gerçekleştirildiği sonuçtur. Kuşkusuz sahibi ısmarladığı eserde belli niteliklerin bulunmasını arzu eder. Meydana getirilen eserin sahibinin beklentisini karşılamaması halinde sözleşmedeki yarar dengesi sahibi aleyhine bozulur. Bundan dolayı, teslim edilen eserin fen ve sanat kurallarına uygun sahibinin beklentilerini karşılar özellikleri taşıması gerekir. Aksi halde, eser ayıplıdır ve yüklenicinin ayıba karşı tekeffül sorumluluğu ortaya çıkar. Eserdeki ayıp, eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki fark demektir....

          Dava, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 sayılı mülga BK'nın 355 ve devamı maddelerde düzenlenen ve konusu fabrika çadır eklentileri yapım işi olan eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK 67. maddesine göre açılmış itirazın iptâli davasıdır. 6100 sayılı HMK'nın 294. maddesi gereğince sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması gerekir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı kararında da kısa kararla gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni olacağı belirtilmiştir. Somut olayda taraf vekillerine tefhim edilen kısa kararda yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemesi olduğu bildirilmesine rağmen tebliğ edilen gerekçeli kararda İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesi'nin yetkili olduğu belirtilmiş olup gerekçeli karar ile tefhim edilen kısa karar arasında çelişki vardır....

            Eser sözleşmelerinde yüklenicinin temel borcu öncelikle bir eseri sözleşmesine fen ve amacına uygun meydana getirerek onu sahibine teslim etmektir. Fakat yüklenicinin borcu eserin teslim edilmesiyle sona ermez. Bu borç eserin tesliminden sonra ayıba karşılık tekeffül borcu olarak yüklenici izler. Bir tanımlama yapmak gerekirse eserdeki ayıp meydana getirilen eserde sözleşmesine, fen ve amacına göre bulunması gereken hususların bazılarının veya tamamının bulunmaması durumunu ifade eder. bir eserin ayıplı meydana getirilmesi halinde sahibinin ne gibi haklara haiz olduğu ise Borçlar Kanununun 360. maddesinde düzenlenmiştir. Gerçekten anılan hükme göre yapılan şey sahibinin kullanamayacağı ve nisfet kaidelerine göre kabule zorlanamayacak derecede kusurlu veya sözleşme şartlarına aykırı olursa sahibi o şeyi kabulden kaçınabilir....

              diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu işin teslim edilmesine rağmen bakiye bedelinin ödenmediğini ve .......

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, yanlar arasında sözlü olarak yapıldığı ileri sürülen eser sözleşmesine dayalı olarak açılmış olup ödenmeyen bedelinin tahsili talep edilmiştir. Davada, yazılı delile dayanılmadığı gibi davacı tarafça yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge de sunulmamıştır. HUMK'nın 288. maddesi hükmü gereğince yapıldığı ileri sürülen eser sözleşmesinin varlığını davacı yazılı delille kanıtlamak zorundadır. Davada yazılı delil başlangıcına dayanılmadığından usulün 292. maddesi, davalı tarafın açık onayı bulunmadığı için de aynı Yasanın 289. maddesi gereğince akdî ilişkinin kanıtlanmasına yönelik olarak tanık dinlenemez....

                  "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesine dayalı bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vâki itirazın iptâli istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalıya ait evin PVC pencere ve kapı doğrama işlerini yaptığını, 01.11.2002 tarihli açık fatura düzenlediğini, davalının borcunu ödemediğini iddia etmiştir. BK’nın 355 ve devamı maddeleinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin yapılıp teslim edildiğini ve bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye düşer. Somut olayda; yanlar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır....

                    tarafından istenmiş, temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesine dayalı bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalılar zamanaşımı ve husumet itirazlarını bildirmiş, davanın reddini savunmuştur. Mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair kararı davacı ile davalı ... vekilleri ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Kural olarak eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar, müteahhidin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir meydana getirmiş olması sebebi ile açılacak davalar hariç olmak üzere 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir (BK.126/4 ve 125.md.). Zamanaşımı, alacağın muaccel olduğu zamandan başlar (BK.128.md)....

                      UYAP Entegrasyonu