Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Rektörlüğünün kamu idaresi olduğu ve herhangi bir tacir sıfatının bulunmadığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 1. maddesinde dahi davalının kamu idaresi olduğunun ifade edilmesi karşısında davalının tacir sıfatı bulunmamaktadır. Bu halde, davalının tacir sıfatı bulunmadığı için ticari dava söz konusu olmadığından Mahkememizin görevli olmadığı aşikardır. Yargı uygulamasındaki misallere bakıldığında: Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/5730 E. 2016/4337 K. sayılı ilamında: "..uyuşmazlığın hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin bulunmasına ve davacı ... Rektörlüğü'nün tacir olmamasına göre..." Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/5726 E. 2016/4433 K. sayılı ilamında: "..uyuşmazlığın hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin bulunmasına ve davacı ... Rektörlüğü'nün tacir olmamasına göre..." şeklindedir. (Yargıtay 15....

    Maddesine göre verilmediğini, sözleşme bedeli mahkemece belirlenmiş olmasına rağmen bu miktar üzerinden teminat mektubu verilmesi gerektiğini, daha sonra mahkeme sözleşme bedelinin belli olmadığını ve ihtarın gerekli olduğunu belirttiğini, gerekçede çelişki oluştuğunu, kar mahrumiyet hesabının hatalı olduğunu, hesaplama yönteminin de hatalı olduğunu kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı alt yüklenici, davalı yüklenicidir....

      Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/28 esas sayılı dava dosyasındaki zararlarının gemilerin haksız el konma tarihi ile dava tarihi arasındaki dönemde çalıştırılamamasından kaynaklı kar mahrumiyetine ilişkin olup, dava tarihi ile takip tarihi arasındaki dönemde de gemilerin çalıştırılamamasından kaynaklı olarak müvekkilinin kar mahrumiyetinin bulunduğunu ileri sürerek, bu zararlarının tespiti ve tahsili talebinde bulunmuş, birleşen davada ise gemilerin çalıştırılamamasından ve gelir kaybından dolayı müvekkillerinin 3.şahıslara borçları ile davalı banka borcunun yapılandırılması için Bankası'ndan alınan kredi nedeniyle gemilerin haksız haczinden ve el konulmasından kaynaklı gelir kaybı nedeniyle oluşan temerrüt ve maruz kalınan takipler neticesinde yüksek miktarda temerrüt faizi ödenmek zorunda kalınması ve neticeten alacağına geç kavuşmasından kaynaklı faizle karşılanamayan munzam zararının tahsilini talep ve dava etmiştir....

        DAVA : Alacak - Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 07/08/2020 KARAR TARİHİ : 25/05/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak-Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 10/05/2017 tarihli ......

          Ek rapor ile görüşlerinin sübut bulduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi raporu, Küçükçekmece ...... Sulh Hukuk Mahkemesinin ...... D. İş sayılı dosyası, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı tazminat, alacak, cezai şart ve menfi tespit isteminden ibarettir. Dava konusu, davacı ile davalı arasında davacının iş yerinin tamir ve tadilat işlemlerinin yapılması için 13.12.2017 tarihinde eser sözleşmesi imzalandığı, davacının sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalının eksik ifada bulunduğu iddiasından kaynaklı dava olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça, dava açılmadan önce Küçükçekmece ..... Sulh Hukuk Mahkemesinin.......D....

            Temyize konu mahkeme kararında ise uyuşmazlık, ticari satım sözleşmesindeki edimlerin yerine getirilmemesi sebebine dayalı cezai şart ve yoksun kalınan kar isteği şeklinde nitelendirilmişitir. Tarafların sıfatına, uyuşmazlığın niteliğine göre, dosyanın temyiz incelemesi, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu 14. maddesi gereği Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 26.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı ayıp nedeniyle ödenen bedelin istirdadı, çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile mahrum kalınan kar ve yapılan masrafların tahsili istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme ( İcra Dairesi) genel yetki kuralı gereği (HMK madde 6 ) davanın açıldığı tarihteki davalının yerleşim yeri mahkemesi veya sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi (HMK madde 10 ) ya da kararlaştırılmış olması halinde yetki sözleşmesi ile belirleyen (HMK madde 17 ) yer mahkemesidir. Taraflar arasındaki eser sözleşmesinin ifa yeri davacı yerleşim yeri olduğundan, HMK 10. maddesi gereğince ifa yeri mahkemesi de yetkili olduğundan mahkemece verilen yetkisizlik kararı usul ve yasaya aykırı olmuştur....

                Markanın başkaları tarafından haksız kullanımı ve marka hakkının ihlali durumunda marka sahibi SMK'nın 149. Maddeki talepler ile 150 ve 151. Maddesinde düzenlenen maddi tazminat ve yoksun kalınan karı isteyebilecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2006/11-338 E. sayılı kararında karıştırılma ihtimali hakkında “Tüketicinin, her iki markayı her zaman aynı anda görüp detaylarını karşılaştırabildiğini düşünmek hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi markada yer alan yardımcı unsurlar ile ve ayırım gücü az olan ifadeleri her zaman hatırında tutabileceği de düşünülemez.......

                  Mahkemece, taraflar arasında eser sözleşmesinden kaynaklı edimler sebebiyle cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, eser sözleşmeden kaynaklanan alacak bulunması halinde cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacak olarak bağımsız olarak alacak talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) ise 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen “Eser sözleşmesi” yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Her iki tarafa karşılıklı borç yükleyen bir tür iş görme sözleşmesi olan eser sözleşmesinde “eserve “bedel” olmak üzere iki temel unsur vardır. Bu sözleşmelerde yüklenici, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine, fen, teknik ve sanat kurallarına uygun olarak yapıp zamanında tamamlayarak teslim etmeyi, iş sahibi de bu çalışma karşılığında ivaz ödemeyi üstlenmektedir....

                    Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava, bayilik sözleşmesinin haksız feshinden doğan tazminat istemine ilişkin olup, dosya kapsamındaki sözleşmelerin incelenmesinden, taraflar arasındaki sözleşmenin, davacı ile dava dışı ......

                      UYAP Entegrasyonu