. - K A R A R - Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan menfi ve müspet zararların tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
Dava dilekçesinde gecikmeden kaynaklı kira tazminatı yanında halen teslim edilmemiş bulunan eksik ve vasıfsız işlerden kaynaklı zararların (menfi ve müspet zararların) tahsili talep edilmiş, mahkemece müspet ve menfi zararların neler olduğu açıklattırılmaksızın eksik iş bedeli olarak değerlendirilmek suretiyle karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, talep edilen müspet ve menfi zarar kalemlerinin neler olduğu, her bir zarar kalemi yönünden ne miktar talep edildiği, bu zarar kalemlerine yönelik ıslah dilekçesindeki artışın her bir kalem yönünden ne miktar yapıldığı davacı vekiline açıklattırılıp, gerekirse bu talep kalemleri yönünden bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur....
Taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda dosya bilirkişiye tevdi olunmuş bilirkişi ek raporunda ; Davalı tarafından toplam işin yaptırılmayan 725.725,00 TL'lik kısmının % 10'unun davacının müspet zararı olacağı, bu bedelin (725.725,00 x 0,10 =) 72.572,50 TL (KDV hariç) olduğu söz konusu bu miktara en yüksek mevduat faiziyle uygulanması istenmiş olsa da tarafların ticari işleriyle ilgili bu hususta dava tarihinden itibaren avans faizi uygulamasında bulunabileceği dava değerinin ise hali hazırda 1.000,00 TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, eser sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle uğranılan müspet zararın tazmini isteğine ilişkindir. TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen Eser sözleşmesinde yüklenici, iş sahibinin ödemeyi üstlendiği ücret karşılığında bir eser meydana getirmeyi borçlanır....
Yargıtay içtihatları ve doktrinde eser sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle uğranılan ve giderilmesi talep edilen olumsuz zararların sınırlı sayıda olmadığı kabul edilmekte; kanıtlayabildikleri takdirde inşaat gideri, proje giderleri, ruhsat harcı, proje tasdik ücreti gibi (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi'nin 04.11.2019 tarih, 2019/496 esas ve 2019/4312 karar sayılı ilamı) giderler menfi zarar kapsamında değerlendirilmektedir. Sözleşmenin feshi halinde kusursuz olan tarafın bu zararların tazminini isteme hakkı bulunmaktadır. (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi'nin 23.05.2019 tarih, 2018/5195 esas ve 2019/2468 karar sayılı ilamı) Somut olayda; davacı iş sahibince, sözleşmenin feshedildiği belirtilerek dava konusu inşaat sözleşmesi gereğince gecikme tazimatı istenilmektedir. Sözleşmenin feshi sebebiyle davacının müspet zararlarını talep etmesi mümkün değildir. Ancak; menfi zararlarını diğer taraftan talep edebilir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davalı iş sahibince sözleşmenin ifasına izin verilmemesi sebebiyle oluşan menfi ve müspet zararlarının tahsili ile teminatın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece kararın gerekçesinde belirtilen ve karara dayanak yapılan, davalı iş sahibince sunulan Ek-13 nolu delil, ......
Yargıtay içtihatları ve doktrinde eser sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle uğranılan ve giderilmesi talep edilen olumsuz zararların sınırlı sayıda olmadığı kabul edilmekte; kanıtlayabildikleri takdirde inşaat gideri, proje giderleri, ruhsat harcı, proje tasdik ücreti gibi (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi'nin 04.11.2019 tarih, 2019/496 esas ve 2019/4312 karar sayılı ilamı) giderler menfi zarar kapsamında değerlendirilmektedir. Tüm bu açıklamalardan sonra; somut olaya bakıldığında davacı-karşı davalı yükleniciler tarafından menfi zararlarının; davalı-karşı davacı arsa sahibi tarafından ise müspet zararlarının tahsilinin istenildiği anlaşılmaktadır....
Ticaret Mahkemesinin 2018/374 Esas, 2019/804 Karar sayılı dosyasında haksız fesihten dolayı uğranılan zararların ve yapılan masrafların (müspet zarar) kar kaybının talebi edildiği, mahkememize açılan davada da, haksız fesihten dolayı uğranılan müspet zararlarının tahsili talepli dava olup aynı mahiyette olduğundan açıklaması üzerine süre verilmiş olup davacı vekilinin dosyaya sunduğu 13/07/2021 tarihli beyan dilekçesinde eldeki davanın, bakiye haksız fesih zararlarının tahsili amaçlı açılan ek dava olup birleştirme talep ettiklerini, davaların müddeabihini ıslah sureti ile artırabilecekleri gibi ayrı bir ek dava ile taleplerini artırabileceklerini, bakiye zararlarının tahsili olup buna göre herhangi bir derdestlik söz konusu olmadığını beyan etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, eser sözleşmesinden (Web tabanlı yazılım sistemi) kaynaklı tazminat davasına ilişkindir....
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin asliye ticaret mahkemelerince incelenerek karara bağlanacağı düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklanan teminat mektubu nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, teminat mektubunun iptali ve iadesi; birleşen dava ise sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranan menfi ve müspet zararların tazmini, emlak vergisi ve kira alacaklarının tahsili istemlerine ilişkindir. Asıl davada davacı-birleşen davada davalı yüklenici ticaret şirketi olmasına rağmen, asıl davada davalı-birleşen davada davacı ise bir vakıftır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16/1....
İnceleme, HMK'nın 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece verilen hüküm davacı tarafça müspet zararların tazminine hükmedilmesi talebiyle istinaf edilmiştir. Mahkemesince yapılan keşif sonucu makine mühendisinden alınan bilirkişi raporunda özetle; makinaların mevcut durumlarının randıman ve verimlilik ile devamlılığı sağlayamadıklarını, makinaların bu durumda olmasında kullanıcıların bir kusurunun bulunmadığını, belirtilen arızaların %100 üretimle ilgili arızalar olduğunun belirtildiği görülmüştür. Akdin feshedilmesi halinde 6098 sayılı kanunun 125. maddesi gereği menfi zararın tazmini talep edilebilir. Menfi zarar yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır....
-TL'nin" tahsiline karar verildiği belirtilmiş, tavzih suretiyle düzeltilen gerekçeli kararın hüküm kısmında ise "menfi zararın "denmek suretiyle kısa karar ve gerekçeli karar çelişkisi yaratılmıştır. Mahkeme gerekçesinde “ "davalının eksik ve ayıplı ifasından kaynaklı zararın" tazmini olarak nitelendirdiği zararlarının menfi zarar olduğu ve mahkememizce bu hukuki nitelendirme ile hüküm kurulduğu ve fakat hüküm fıkrasında sehven "davacının müspet zararların tazmini gideri" olarak ifade edilmiştir. Hükümde yer alan "müspet" ifadesinin "menfi" olarak diğer bir deyimle hüküm fıkrasındaki müspet zararlara ilişkin alacak ve tazminat talebinin menfi zararlar olarak anlaşılması gerekmekle buna ilişkin ayrıca 6100 Sayılı HMK m.305 uyarınca tavzih şerhi düzenlenmiştir.” yönünde açıklama yapılmıştır. Bu durumda, gerekçeli kararda çelişkinin varlığını ortaya koyacak nitelikte yapılan açıklamalar ile çelişkinin giderilmiş olduğundan söz edilemez....