"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Kütahya 2.Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 20.01.2009 gün, 2009/315-2 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 23.01.2009 gün, 2009/776-527 sayılı, 19.Hukuk Dairesinin 24.11.2009 gün, 2009/1115-11146 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve akdin ifası istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine 28.01.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
G E R E K Ç E Uyuşmazlık, eser sözleşmesinin ifası sırasında meydana gelen kazada hasarlanan aracın değer kaybı zararın tazminine ilişkin davadır. İlk Derece Mahkemesi' nce yukarıda gösterilen özetle; davanın kabulüne karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK.nun 355. Maddesi gereğince re'sen gözetilecekler dışında davalı vekilinin istinaf dilekçesinde gösterdiği sebeplerle sınırlı olarak yapılacak incelemede; Taraflar arasında kurulduğu anlaşılan ilişki 6098 Sayılı TBK'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup ,17/08/2016 tarihinde bakım işlemi için davalı şirkete bırakılan davacı şirkete ait ... plakalı araca davalı şirket çalışanı tarafından geri manevra yapıldığı sırada başka bir araç ile çarpılması sonucu eser sözleşmesinin ifası sırasında oluşan zararın yükleniciden talep edildiği anlaşılmaktadır....
Taraflar arasında sözlü bir eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ve bu ilişki sebebiyle davacının davalıya bir miktar ödeme yaptığı tartışmasızdır. Uyuşmazlık eserin ayıplı meydana getirilmesi sebebiyle yapılan ödemelerin davacı tarafından iadesinin talep edilip edilemeyeceği noktasındadır. Burada öncelikle eserdeki ayıp terimiyle neyin ifade edilmek istenildiğinin üzerinde durulması gerekecektir. Bir tanımlama yapmak gerekirse eserdeki ayıp tarafların sözleşmede üzerinde anlaşılan niteliklerin veya dürüstlük kuralı gereğince bulunması gereken lüzumlu niteliklerin teslim edilen eserde bulunmaması halidir. Gerçekten eserin ayıplı meydana getirilmesi halinde iş sahibine Borçlar Kanununun 360. maddesi bazı haklar tanımış bu arada ayıbın boyutu eserin reddini gerektirmekte ise iş sahibinin sözleşmeyi feshedebileceği ve eser bedelinin geri istenebileceğini düzenlemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 08/06/2021 NUMARASI : 2020/548 E-2021/407 K DAVACI VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVANIN KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 23/03/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 29/03/2023 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkil firma ile davacı arasında taşeron sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmenin ifası sırasında çalışan ...'...
Bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici unsurudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 maddesinde "Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." tanımı yapılmıştır. Tanımdan hareketle; eser sözleşmesinin unsurlarının, bir eserin meydana getirilmesi, eser meydana getirmeye karşılık ücret ödenmesi veya ücret ödemenin vaad edilmesi, tarafların meydana getirilecek eser ve karşılığında ödenecek ücret konusunda anlaşmaları olduğu söylenebilir. Eser sözleşmesinde yüklenici kural olarak işi, iş sahibine bağımlı olmaksızın serbestçe yaptığı halde, hizmet sözleşmesinde işçi, sadece belirli veya belirsiz bir süre için "zaman" itibariyle işverene bağımlı olarak ve onun direktifi altında çalışır. İşçi, işverene karşı bağımlı bir halde çalışırken, yüklenici iş sahibine karşı daha bağımsız bir durumdadır....
Taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşme ile davacıya estetik müdahalelerde bulunulması kararlaştırılmıştır. Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle hekim ile hasta arasında tedaviye ilişkin sözleşmeden farklı olduğu ve eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesini düzenleyen TBK'nın 470. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise, karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir....
Oysa, taraflar arasındaki hukuki ilişki hizmet sözleşmesi olmayıp, bir eser sözleşmesidir. Bu nedenle somut olaya uygulanması gereken hükümler, BK'nın eser sözleşmesine ilişkin olan 355 ve devamı maddeleri ile BK'nın genel hükümleridir. Yüklenici, üstlendiği iş konusunda uzman olup, iş sahibine karşı bağımsızdır. İş sahibinden işin nasıl yapılacağı konusunda talimat almaz, talimat alsa bile bu talimat sadece iş sahibinin istediği sonucun (eserin) nasıl olması gerektiği hususundadır. Eser sözleşmesinin konusu olan "her çeşit imal veya inşa" Türk Ticaret Kanunu'nun 12/111. maddesi uyarınca ticari bir iş olduğundan yüklenici, basiretli bir tacir gibi davranmak, gereken özeni göstermek ve gereken güvenliği kendisi sağlamak durumundadır....
Taraflar arasında 818 sayılı BK 355 vd. maddelerde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğini taşıyan kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunmakta ve uyuşmazlık da bu sözleşmeden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 20/I. maddesine göre: "Bir akdin mevzuu gayrı mümkün veya gayri muhik yahut ahlaka mugayir olursa o akit batıldır." Aynı şekilde, BK'nın 96. maddesi, "Alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifa edemediği takdirde borçlu kendisine hiçbir kusurun isnat edilemeyeceğini ispat edemedikçe bundan mütevellit zararı tazmine mecburdur." hükmünü taşımaktadır. Keza, BK'nın 117. maddesi "Borçluya isnat olunamayan haller münasebetiyle borcun ifası mümkün olmazsa, borç sakıt olur.", demek suretiyle, imkânsızlık kavramını düzenlemiştir. Sözleşme konusundaki ifa imkânsızlığı sözleşmenin kurulması sırasında da mevcut bulunması halinde, objektif yönden imkânsızlık bulunduğundan BK'nın 20. maddesi uyarınca borç ilişkisi esasen meydana gelmeyecektir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle rüzgar enerji santrali kulelerinin imalatı kapsamında olduğu ve eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise, karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir. Burada sözleşme yapılmasının nedeni belli bir sonucun ortaya çıkmasıdır. Eser yüklenicinin sanat ve becerisini gerektiren bir emek sarfı ile gerçekleşen sonuç olup, yüklenici eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek yükümlülüğü altındadır....
Diğer yandan eser sözleşmesi karşılıklı olarak feshedilmiş olmadıkça sözleşmeden sonra yapılan ve tapuda satış gösterilen işlemlerin satım olarak değil eser sözleşmesinin ifası amacıyla gerçekleştirildiği kabul edilmelidir. Davalı kooperatif sözleşmenin karşılıklı olarak anlaşma yoluyla veya bir mahkeme kararına istinaden feshedildiğine dair bir delil sunmamıştır. Genel Kurul Kararına dayanılarak satın alınıp bedelinin ödendiğini belirtmiştir. Ancak bu konuda da bir belge ibraz etmemiştir. Bu nedenle mahkemece davalı kooperatifin işlemin satım olduğuna ilişkin delillerinin ibraz ettirilmesi, ödeme yapılmışsa sebebinin davacılardan sorulması, böylece işlemin satış olup olmadığı değerlendirilmelidir. Diğer yandan imar uygulaması sonucunda 5 nolu parsele dönüşen taşınmazın orman dışına çıkartıldığı ve Hazine tarafından kooperatif aleyhine açılan dava sonucunda tapusunun iptâl edilip Hazine adına tesciline karar verildiği tapudan gelen cevaptan anlaşılmaktadır....