WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Net ve gerçek zarar, malvarlığındaki gerçek eksilmeyi ifade eder. Bu nedenle müspet zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi, sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir. "Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar: Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır....

Bu açıklamalardan sonra davacı alacaklının seçimlik haklarından olan müspet ve menfi zarar kavramlarının izahı da önemlidir. 29. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Başka bir deyişle müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır (Tandoğan, Hâluk: Türk Mesuliyet Hukuku, İstanbul, 2010, s. 426). Örneğin, davacı davalının sözleşme gereği kabul ettiği fiyattan malı alamayınca başkasından ve daha fazla fiyatla almak zorunda kalması hâlinde bu iki fiyat arasındaki fark onun müspet zararıdır. Davacının mamelekinde, sözleşme yerine getirilseydi bulunacağı duruma göre bir azalma olmuştur. İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. 30. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi hâlinde söz konusu olur....

    Düzenleme kapsamına göre tazminat istenebilmesi için alacaklının zarara uğramış olması gerektiğinden, uğranılmış bir zarar karşılığı olmayan miktara tazminat olarak hükmedilemez. Burada zarar kapsamı net ve gerçek zarar olarak düzenlenmiştir. Net ve gerçek zarar, malvarlığındaki gerçek eksilmeyi ifade eder. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi, sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Başka bir deyişle müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır....

      zararlar ile sözleşmeye konu kaba ızgaranın davacı şirket tarafından yada başka firma tarafından bakım, onarım ve yeniden revizyon yapılması halinde meydana gelen maddi zararlar ile davalı ile anlaşılan bedel ile yeni firma tarafından işin yapılması halinde oluşacak bedel farkı hususunda ıslah hakkının ve fazlaya ilişkin haklarının ve ISU'ya sözleşmenin zamanında yapılmamasından dolayı ödenecek olan tazmin sebebi ile rücu haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL maddi zarar ile toplamda 62.570,00 TL'nin 29/05/2018 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı 2013/379 E. 2014/513 K. sayılı davada, ödediği 169.750,00 TL'nin iadesi ile müspet ve menfi zararı ile yoksun kalınan karının tespitini ve tahsili talep etmiş, mahkemece müspet ve menfi zararı ile yoksun kalınan karını açıklaması talep edildiğinde, davacının söz konusu talepleri yönünden davasını atiye bıraktığını belirtmesi üzerine mahkemece, taşınmazın satış bedeli olarak ödenen 169.750,00 TL yönünden davanın kabulüne, atiye bırakılan talepler yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, söz konusu karar Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleşmiştir. Davacı eldeki dava ile, önceki davada atiye bıraktığı müspet ve menfi zararı ile yoksun kalınan karının tespitini ve tahsilini talep etmiş, mahkemece, satış bedeli olarak ödediği 169.750,00 TL'nin denkleştirici adalet ilkesi gözetilerek çeşitli ekonomik etkenlerin ortalaması alınmak suretiyle ... 10....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2024/188 KARAR NO : 2024/188 DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 01/03/2024 KARAR TARİHİ : 12/03/2024 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı taraf vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 22.02.2022 tarihli eser sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalı tarafça, sözleşmenin ayrılmaz parçası olan ekinde kapsamı belirtilen eserin meydana getirilmesi konusunda tarafların anlaştıklarını ancak davalı tarafça sözleşmenin devamı süresince edimlerin yerine getirilmediğini, taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca davalı tarafın edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin 14. maddesine göre 540.000,00 TL cezai şart bedeli, davacıya ödenen 502.090,00 TL bedelin iadesi, 100.000,00 TL manevi tazminatın, menfi zarar tutarı olarak şimdilik 1.000,00 TL,'nin tahsiline ve davacı elindeki...

            Çünkü, sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2010 gün ve 2010/14- 244- 260 sayılı ilamı). Bu genel açıklamalar karşısında somut olay değerlendirildiğinde; davacı ile davalı yüklenici arasında yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması nedeni ile geçersiz olduğu, davalı yüklenicinin edimini imar kısıtlaması nedeni ile hiç yerine getiremediği, tapu kayıtlarının da halen arsa sahipleri üzerine kayıtlı bulunduğu anlaşılmakla, tespit edilen olgulara göre ilk derece mahkemesince ödenen bedelin iadesi ile müspet ve menfi zarar ile kira kaybına ilişkin talepler ve koşulları oluşmayan manevi tazminat taleplerinin reddine yönelik verilen kararda yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....

            Ancak akdin haklı feshi halinde istenebilecek zarar, BK'nın 108. maddesi uyarınca, akdin yapılmaması halinde uğranılmayacak olan zararlardan ibaret olup, menfi zarar olarak tanımlanmaktadır. Menfi zararın nelerden ibaret olduğu ve nasıl hesaplanacağı ----sayılı kararında açıklanmıştır. Dairemiz uygulaması da bu karara uygundur. Oysa davadaki istem, fiyat farkına ilişkin olup, olumlu zarar niteliğinde olduğundan ve bilirkişi raporu da fiyat farkıyla olumlu zarar hesapladığından hükme esas alınamaz..." belirtmiştir. Davacı davalı yüklenicinin eksik bıraktığı işlerin üçüncü kişilere yaptırılması nedeni ile ikmal işleri nedeni ile uğradığı zararın tazminini talep etmiştir. Talep mahiyeti itibarı ile ileriye etkili fesih halinde istenebilecek müspet zarar istemine ilişkindir. Ancak Taraflar arasındaki sözleşmenin 36.1.1....

              Ancak akdin haklı feshi halinde istenebilecek zarar, BK'nın 108. maddesi uyarınca, akdin yapılmaması halinde uğranılmayacak olan zararlardan ibaret olup, menfi zarar olarak tanımlanmaktadır. Menfi zararın nelerden ibaret olduğu ve nasıl hesaplanacağı ----sayılı kararında açıklanmıştır. Dairemiz uygulaması da bu karara uygundur. Oysa davadaki istem, fiyat farkına ilişkin olup, olumlu zarar niteliğinde olduğundan ve bilirkişi raporu da fiyat farkıyla olumlu zarar hesapladığından hükme esas alınamaz..." belirtmiştir. Davacı davalı yüklenicinin eksik bıraktığı işlerin üçüncü kişilere yaptırılması nedeni ile ikmal işleri nedeni ile uğradığı zararın tazminini talep etmiştir. Talep mahiyeti itibarı ile ileriye etkili fesih halinde istenebilecek müspet zarar istemine ilişkindir. Ancak Taraflar arasındaki sözleşmenin 36.1.1....

                TBK 125. maddesi gereğince davacı tarafça seçimlik hak olarak müspet zarar talep edilmiştir. TBK 112. maddesi gereğince müspet zarar ancak sözleşme ayakta iken talep edebilecek bir tazminat türüdür. Davacı tarafça davalıya herhangi bir ihtarname gönderilmeden direk takip yapılmak suretiyle davalıya verilen nakdi ve ayni avansların iadesi istenilmiş olduğundan, takip tarihi itibariyle davacının sözleşmeden dönme iradesini gösterdiğinin kabulü gerekir. Sözleşmeden dönme halinde ise TBK 125/3 maddesi gereğince istenilebilecek zarar menfi zarardır. Davacı vekili seçimlik haklarını menfi zarar değil de müspet zarar olarak bildirdiğinden artık TBK 125. maddesi gereğince müspet zarar talep edemeyecektir. Açıklanan nedenlerler toplanan deliller ve 28/12/2022 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak davacı tarafın müspet zarar (tazminat) talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu