reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf aleyhine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, eser sözleşmesinin davalı yüklenicinin kusuru sonucu feshi nedeniyle menfi zarar, fazla ödeme ve mahrum kalınan kira geliri alacaklarının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir....
Mahkemece yapılması gereken iş; davacının bozmadan sonra ıslah dilekçesi ile menfi zarar talebinden feragat edildiği kabul edilerek davacı vekilince dava dilekçesinde 10.000.-TL olarak talep edilen alacağın ne kadarının cezai şart ve ne kadarının menfi zarar ve ne kadarının müspet zarar için talep edildiğinin sorulup açıklattırılarak saptanması, daha sonra mevcut bilirkişi raporlarındaki verileri değerlendirmesi ve mahkemece takdir edilen hususlar da belirtilerek görevlendirilecek bir bilirkişiden davacının müspet zararının hesaplandığı bir rapor alınması ve bu raporun taraf vekillerine tebliğ edilmesi ve taraf vekillerinin itirazları olursa, itirazları karşılayacak ek rapor alınmasından ibarettir....
Dava ve sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı mülga BK'nın 355. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan “ Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ” iş sahibinin bir arsanın muayyen bir payının bedel olarak devri veya devri taahhüdü karşılığında, yüklenicinin bir inşa (yapı) eseri meydana getirmeyi taahhüt ettiği, tam olarak iki tarafa borç yükleyen, ivazlı, çift tipli bir karma sözleşmedir. Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri eser ve satış vaadi sözleşmelerinden oluşan karma nitelikli akitlerden olup, satış vaadini (arsa payının devrini) de içerdiğinden, tek taraflı irade beyanı ile feshi mümkün değildir. Dairemizin kararlılık gösteren içtihatlarında bu tip sözleşmelerin tarafların iradelerinin birleşmesi halinde ya da haklı sebeplerin bulunması durumunda mahkemenin vereceği fesih kararı ile sona ereceği kabul edilmektedir....
Bu aşamada, müspet ve menfi zarar kavramlarına ilişkin şu genel açıklamaların yapılmasında yarar bulunmaktadır. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Davacının mamelekinde, sözleşme yerine getirilseydi bulunacağı duruma göre bir azalma olmuştur. İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir....
İNŞAAT YAPIM SÖZLEŞMESİNİN FESHİ NEDENİYLE MÜSPET VE MENFİ ZARAR VE MANEVİ TAZMİNAT ALACAĞI 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 106 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 158 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshi nedeniyle müspet ve menfi zarar ile manevi tazminat alacağının tahsili istemlerine ilişkindir....
11.04.2013 tarihli konut satış sözleşmesinin feshine, ödediği satış bedelinin iadesi ile birlikte kira kaybı ve menfi zararının tazminini talep etmiştir....
Şubesi' ne ait ... nolu 30.08.2019 keşide tarihli 42.000,00 TL bedelli, 2 adet çek tanzim edilerek teslim edilmiş ve ödemeleri yapılmış olduğunu, ancak davalı tarafça işler tamamlanıp teslim edilmediği gibi fatura da tanzim edilmediğini, TBK nın 486. maddesi çerçevesinde yapılacak bir kıyasla, işin kullanılabilir olan kısmı bakımından, müspet zarar tazmininden mahsup edilmesi durumunda, gerek yapılan ödemelerin ve gerekse de işin yapıldığı varsayılan kısımlarındaki ayıplı ifaların dikkate alınması ve müspet zarar tazminin bu şekilde belirlenmesinin gerektiğini ileri sürerek, eser sözleşmesinden kaynaklı tüm müspet zararlarının (işin eksik ve ayıplı yapılması, işin tamamlanması için gerekli bedel, işyerinin bugüne kadar kullanılamamasından kaynaklı zararlar, ihtarname ve dava masrafları ve sair tüm zararlar) şimdilik 8.000,00 TL’sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı müvekkili şirket (......
Bu aşamada, müspet ve menfi zarar kavramlarına ilişkin şu genel açıklamaların yapılmasında yarar bulunmaktadır. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Davacının mamelekinde, sözleşme yerine getirilseydi bulunacağı duruma göre bir azalma olmuştur. İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir....
Dava dilekçesinde gecikmeden kaynaklı kira tazminatı yanında halen teslim edilmemiş bulunan eksik ve vasıfsız işlerden kaynaklı zararların (menfi ve müspet zararların) tahsili talep edilmiş, mahkemece müspet ve menfi zararların neler olduğu açıklattırılmaksızın eksik iş bedeli olarak değerlendirilmek suretiyle karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, talep edilen müspet ve menfi zarar kalemlerinin neler olduğu, her bir zarar kalemi yönünden ne miktar talep edildiği, bu zarar kalemlerine yönelik ıslah dilekçesindeki artışın her bir kalem yönünden ne miktar yapıldığı davacı vekiline açıklattırılıp, gerekirse bu talep kalemleri yönünden bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur....