Bu yönteme göre de menfi zarar, sözleşmenin feshi halinde eksik bırakılıp yapılmayan imalâtın (kalan işin) yüklenici ile sözleşme yapılan tarihte işin yükleniciye değil ona en yakın fiyat veren başka bir yükleniciye verilmiş olması halinde ödenecek bedel (kaçırılan fırsat) ile fesih tarihinden itibaren kalan işin makul bir süre içinde başka bir yükleniciye tamamlatılması halinde mahalli piyasa rayiçleri ile ödenmesi gereken bedel arasındaki fark olarak hesaplanmalıdır.Bu durumda mahkemece, davacı-karşı davalı iş sahibi sözleşmeyi fesihte haklı olup menfi zararını da isteyebileceğinden, hükme esas alınan raporu düzenleyen 2. bilirkişi kurulundan kalan iş ve imalâtın başka bir yükleniciye tamamlatılması halinde davacı iş sahibinin az yukarıda açıklanan kaçırılan fırsat esasına göre isteyebileceği menfi zarar miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp, davacının bu zararla ilgili talep miktarını da gözeterek, depo kirası ve fazla ödeme miktarıyla birlikte sonucunu uygun...
Bu nedenle yukarıda zikredilen yerleşik yargı kararlarına göre eksik bırakılıp yapılmayan imalâtın (kalan işin) yüklenici ile sözleşme yapılan tarihte işin yükleniciye değil ona en yakın fiyat veren başka bir yükleniciye verilmiş olması halinde ödenecek bedel (kaçırılan fırsat) ile fesih tarihinden itibaren kalan işin makul bir süre içinde başka bir yükleniciye tamamlatılması halinde mahalli piyasa rayiçleri ile ödenmesi gereken bedel arasındaki farkın hüküm altına alınması gerekir. Ayrıca dava dilekçesinde salt kaçırılan fırsata ilişkin menfi zarar talep edilmiş olup fazla ödenen iş bedeli açıkça talep edilmediğinden ıslah yoluyla bu miktarın istenmesi mümkün değildir. Fazla ödenen iş bedeline ilişkin kısım ıslah talebi dikkate alınmaksızın kaçırılan fırsata ilişkin talep değerlendirilmelidir. Açıklanan nedenlerle asıl davada kaçırılan fırsata ilişkin araştırmanın ve ıslah yoluyla davada ileri sürülmeyen fazla ödenen iş bedeli isteminin hüküm altına alınması hatalıdır....
Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Menfi zarar ise, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar. Kira, sürekli bir akit olduğundan hem sözleşmenin kurulmasından önce var olan, hem de akdin devamı süresince kiracının bir kusuru olmaksızın ortaya çıkan ayıplar kiraya verenin tekeffülü altındadır....
Bu aşamada, müspet ve menfi zarar kavramlarına ilişkin şu genel açıklamaların yapılmasında yarar bulunmaktadır. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Davacının mamelekinde, sözleşme yerine getirilseydi bulunacağı duruma göre bir azalma olmuştur. İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir....
Bu aşamada, müspet ve menfi zarar kavramlarına ilişkin şu genel açıklamaların yapılmasında yarar bulunmaktadır. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Davacının mamelekinde, sözleşme yerine getirilseydi bulunacağı duruma göre bir azalma olmuştur. İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir....
yüklenici karı 1.242.250,24TL olduğu bu nedenle Menfi Zarar bedeli olarak şimdilik 15.000 TL , Müspet Zarar Bedeli olarak şimdilik 5.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve Vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....
Bu aşamada, müspet ve menfi zarar kavramlarına ilişkin şu genel açıklamaların yapılmasında yarar bulunmaktadır. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Davacının mamelekinde, sözleşme yerine getirilseydi bulunacağı duruma göre bir azalma olmuştur. İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir....
Mahkemece davacının borçlunun temerrüdü nedeniyle TBK'nın 125/3.maddesi kapsamında sözleşmeden dönme hakkını kullandığı, bu hüküm gereğince uğradığı menfi zararını isteyebileceği, yani alacaklının sözleşmeye güvenerek yaptığı masrafların istenebileceğini ancak davacının müspet, sözleşme gereklerinin yerine getirilmemesi nedeniyle davacının uğradığı zararın istendiği, sözleşmeden dönme nedeniyle bu zararın istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, iki ihale arasında oluşan zararın, birinci ihaleyi alan satıcıdan tahsili istemine ilişkindir. Dava konusu ihale ile ilgili, imzalanan sözleşmenin eki olan bila tarihli şartnamenin “İdari Şartlar” başlıklı 2. maddesinde “Siparişini şartnamede, firmanın ... Birliği tarafından kabul edilen teklifinde ve sözleşmede belirlenen şartlara uygun olarak teslim edilmemesi ya da firmanın taahhüdünden cayması halinde teminat irat kaydedilerek ......
Mahkemece tarafımıza sorulan sorulara ilişkin cevaben; Aracın bu haliyle kabulünün mümkün bulunduğu, herhangi bir nefaset kesintisi gerekmediği görüş ve kanaatine varılmıştır. Talep edilebileceği gerekçesiyle aracın rayiç bedeline yönelik yapılan hesaplamalara göre aracın satış tarihindeki ortalama fiyatının 190.000,00-240.000,00 TL olduğu, davalı vekili tarafından belirtilen 235.000,00 TL bedelin piyasa şartlarıyla uyumsuzluk arz etmediği" görüş ve kanaatine varılmıştır. Davacı vekiline ... tarihli celsenin ... nolu ara kararı gereği davaya konu müspet ve menfi zarar taleplerinin birlikte talep edilemeyeceği gerekçesi ile HMK m.31 uyarınca açıklama yapılması istenmiş olup davacı vekili ... tarihli dilekçesinde davaya ilişkin talebinin 14.500-TL müspet zarar tazmini olduğunu bildirir dilekçe sunduğu görülmüştür....
Bu aşamada, müspet ve menfi zarar kavramlarına ilişkin şu genel açıklamaların yapılmasında yarar bulunmaktadır. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Davacının mamelekinde, sözleşme yerine getirilseydi bulunacağı duruma göre bir azalma olmuştur. İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir....