İşbu dava sözleşme gereği cezai şartların yerine getirilmesi ve Ankara ...Asliye Ceza Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi talepleriyle açtıklarını. Davacı tüm işlerini sözleşmede belirtilen sürede bitirmediği gibi işe zamanında başlamayarak ve işi tamamlamayarak müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, davalı şirketin edimlerini yerine getirmediğini. Tüm işleri eksik ve geç yaptığını. Bu neden ile sözleşmenin 14.maddesinde belirtilen geçikme cezasını ödemesi gerektiğini. Sözleşmenini n cezai şart başlıklı 14.maddesinde " ...genel ve ara teslim sürelerini aşan her takvim günü için 500.TL kadar gecikme cezası uygulanır." şeklinde düzenlendiğini. Buna göre cezai şarta ilişkin hükümler gereği taraflarına cezai şart ödenmesi gerektiğinden, tüm hakları saklı kalmak üzere kısmi olarak 20.000.TL gecikme cezasının taraflarına ödenmesine, tensip zaptı ile birlikte davanın Ankara ...Asliye Ticaret Mahkemesinin......
Davacının, cezai şart talebi yönünden yapılan değerlendirmede, taraflar arasında imzalanan 11.04.2022 tarihli "......
Davaya konu uyuşmazlığın çözümünde, cezai şarta ilişkin hükümlerin tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaad ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevketmektir. Cezai şart, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güder. Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl borcun mevcut olmasını gerektirir. Asıl borç yoksa cezai şart da söz konusu olamaz. Bu niteliği itibariyle cezai şart asıl borca bağlı fer'i bir borçtur. Asıl borç, mevcut ve geçerli ise, cezai şart da borç doğurur. Asıl borç sona ermiş ya da geçersiz doğmuşsa, cezai şart bağımsız bir borç oluşturamaz. Cezai şart, asıl borcun bağlı olduğu şekle tabidir. Asıl borç bir geçerlilik şekline bağlanmışsa, cezai şartın borç doğurabilmesi aynı şekilde kararlaştırılmış bulunmasına bağlıdır....
Davacı işçinin talep edebileceği cezai şart miktarının üst sınırı, sözleşmede belirtilen miktarı geçmemek şartıyla, iş güvencesi kapsamında olsaydı, hüküm altına alınabilecek işe başlatmama tazminatı miktarıdır. Bu doğrultuda, davacının kıdemine göre, talep edebileceği cezai şart miktarının üst sınırı dört aylık ücreti tutarıdır. Anılan sebeple, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 161/son maddesi nazara alınarak, belirtili usulde yapılacak değerlendirmeyle, cezai şart alacağı hüküm altına alınmalıdır. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi...
-USD cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder." denildiğini, bu minvalde, taraflar arasında akdedilmiş olan tüm sözleşmelerin ve protokollerin davalı şirket taratından erken feshedilmiş olması ve yine söz konusu sözleşmenin protokol maddelerine aykırı hareket edilmiş olması sebebiyle müvekkili şirketin asgari alım taahhüdünden kaynaklı cezai şart alacağı dışında toplam 210.000.USD tutarında ek cezai şart alacağı doğduğunu, davalı şirketin erken fesih ve sözleşme ve protokollere aykırı davranışından kaynaklı 210.000.- USD ve asgari ürün alım taahhüdünden kaynaklı olmak üzere muaccel hale gelmiş toplamda 97.163,94 USD cezai şart borcu bulunduğunun anlaşıldığını, bu kapsamda müvekkili şirketin davalı şirketten toplamda 307.208,94 USD tutarında cezai şart alacağı bulunduğunu, Sözleşmenin 10.maddesinde " Sözleşme ve buna bağlı olarak yapılmış ve yapılacak sair sözleşmeler kapsamındaki ticari ilişkiler sebebiyle, tarafların birbirinden olan alacak ve borç/an ile mahsuplaşmalar, alım satımı yapılacak...
Ancak sunulu deliller ve bilirkişi raporları kapsamına göre 6 adet eserden 3 tanesi zaten yayınlanmış olup, yayınlanmayan 3 eser yönünden sözleşme ile öngörülen cezai şart alacağı doğmuştur. Ancak davacı telif tazminatı yanında maddi tazminat de talep etmektedir. Dolayısıyla TBK'nın 180. Maddesindeki koşulların gerçekleştiği, daha açık bir anlatımla, cezai şartı aşan zararın varlığını ve davalının kusurlu olduğunu kanıtlaması gerekmektedir. (bkz. aynı yönde Yargıtay 11.H.D.nin 04/07/2014 tarih ve 2014/8593 E-12887 K. Sayılı kararı) Bilindiği üzere Cezai şart, geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde, belli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda, borçlunun ödemesi gereken bir edimdir. Cezai şartın ceza ve tazminat fonksiyonu olup, Borçlar Kanunu'nda bu ileri fonksiyon kaynaştırılarak birleşik sistem kabul edilmiştir. Bunun sonucu olarak aşırı görülen cezai şartın indirilmesinde tazmin ve ceza dengeli olarak korunmalıdır....
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davalının davacıdan dava konusu teminat mektubu ile teminat altına alınmış hususlardan sadece cezai şart alacağının oluştuğunu, davalının başkaca bir alacağının olmadığı anlaşılmıştır.Ancak bilirkişinin cezai şart alacağı ile ilgili hesaplaması doğru değildir. Çünkü taraflar arasındaki sözleşmede yer alan asgari alım taahhüdü ihlaline bağlı cezai şart alacağı ifaya ekli bir cezai şart olup,davalı ihtirazi kayıt koymaksızın akaryakıt satışına devam ettiği sürece önceki yıllara ait cezai şart talebinden vazgeçmiş sayılır....
İfaya ekli cezai şartın istenebilmesi için sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olmadıkça gecikmiş ifanın çekincesiz olarak kabul edilmemesi gerekir. Aksi hâlde cezai şartı isteme hakkı düşer. Gecikmiş ifadan önce keşide edilen ihtarla gecikme cezası isteme hakkı saklı tutulmuş, sözleşmede cezai şart talep edebilmek için ihtirazı kayda gerek olmadığı kararlaştırılmış ya da ifadan önce alacaklının bu hakkını saklı tuttuğu anlamına gelecek davranışları mevcut ise sonradan yapılan teslimde çekince konulmamış olsa dahi cezai şart isteme hakkı düşmez, talep edilebilir. Cezayı isteme hakkının saklı tutulması (çekince, ihtirazı kayıt), yenilik doğuran bir irade beyanı olup, ifa anında açıkça yapılmalıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nden 2006/556 Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine açtığı satışa konu olan taşınmaza ait tapu kaydının iptâli ve davacı adına tescili, manevi tazminat ve cezai şart alacağı ile inşaat için ödenen bedelin iadesi davası sonucunda 2008/644 sayılı kararla tapu iptâl ve tescil davası, Tapu Kanunu'nun 35. maddesi iptâl edildiği ve yabancılara mülk satışını mümkün kılan Kanun yürürlüğe girmediğinden işin ifasının imkânsız hale geldiği kabul edilerek, inşaat için verilen bedelin iadesine, arsa için verilen bedelin talep edilmediği, imkânsızlık halinde cezai şart istenemeyeceği ve manevi tazminat talebi yerinde görülmediğinden tapu iptâli ve tescil davası ile cezai şart ve manevi tazminat taleplerinin reddine, inşaat için ödenen 20.000 Euronun davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 13....
kullanımına tahsis edilen mülkiyeti müvekkiline ait ekipman ve demirbaşların sökümüne ilişkin 78.490,93-TL ariyet söküm bedellerine ilişkin borcu bulunduğunu, eksik ürün alımından kaynaklı cezai şart alacağı için şimdilik 100.000-TL, erken fesihten kaynaklı cezai şart alacağı için şimdilik 150.000-TL ve ariyetlerin söküm bedellerine ilişkin 78.490,83-TL olmak üzere toplam 328.490,83-TL alacak için borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile belediye tarafından verilen işletme ruhsatı dahil üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine teminatsız şekilde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir....