"İçtihat Metni" Mahkemesi :Sulh Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-k.davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemiyle açılmış, davalı reddini savunmuş, karşı davasında maddi-manevi tazminat isteminde bulunmuş, birleşen dava, manevi tazminat istemiyle açılmıştır. Mahkemece, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş, birleşen dava hakkında olumlu-olumsuz karar verilmemiş, karar davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında eser sözleşmesinin varlığı ve sözleşme uyarınca, davaya konu 2.000,00 TL tutarlı çekin verildiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, anlaşmaya konu kartvizit ve katalogların teslimi konusundadır....
"Objektif olarak tespiti mümkün olan, belirli bir maddi veya maddi olmayan sonucun husule getirilmesi eser sözleşmesinin konusunu oluşturabilir" (BGE 8 II 528; 79 II 103; Tandoğan, Haluk: Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, CII, 1987, sh. 4). Eser sözleşmesinin hizmet sözleşmesi, vekalet sözleşmesi ile ayrımların belirlenmesindeki zorluklar günümüze kadar devam etmiştir. Özellikle maddi olmayan sonuçların eser olup olmadığı konusunda öğreti ve uygulamada dalgalanmalar görülmüştür. Bütün bu sorunlara bu defa fikir ve sanat eseri sözleşmesi ile eser sözleşmesi ayırtımı katılmıştır. Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku anlamında eser, her şeyden önce sahibinin sanata ilişkin özelliklerini yansıtan (fikir/sanat) ürün olarak ele almak gerekir. Fikri/estetik bir öze sahip olmalı, bir yapılanma (şekil) arzetmeli. İlim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eseri kategorilerinden birine dahil olması, asıl önemlisi insan ruhunun yaratıcı yönünden kaynaklanmasıdır (Bkz....
Başka bir deyişle yasada dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri, olağan tüketim işleri kapsama alınmıştır. 818 sayılı BK.nun 355.maddesinde (6098 sayılı TBK.nun 470.maddesi) gereğince, eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eser sözleşmesinin bu tanımı ile satım sözleşmesinden ayıran en önemli yanı, satımda sözleşme anında satın alınan şey mevcut ve kullanılabilir iken, eser sözleşmesinde sözleşme anında eser ortada olmayıp, sözleşmeden sonra imali söz konusudur. İstenilen vasıfta imalatın gerçekleştirilmesini gerektirmektedir. Davada, davacıların düğününün sesli olarak video çekiminin yapılması çekişmenin konusudur. Bu durumda, eser sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların çözümünde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun uygulanması hukuken olanaklı değildir. Yargıtay H.G.K.nun 26.02.2003 tarih ve 2003/15-127 E.-2003/102 K.sayılı kararında da bu husus belirtilmiştir....
Yap-işlet-devret sözleşmeleri, kira ve eser sözleşmesinin unsurlarını içeren karma sözleşmelerden olup, bir taraf kendisine ait olmayan taşınmaz üzerinde eser sözleşmesi hükümlerine göre bina, tesis veya başkaca bir eser meydana getirmekte, diğer taraf da taşınmazına yapılan bu eserin ayrıca bedelini ödemediği için diğer tarafın belli süreyle kullanmasına müsade etmektedir. Bu durumda eserin meydana getirilmesi ve bundan doğan talep hakları eser sözleşmesi hükümlerine tabidir. Oluşturulan eserin ve bulunduğu taşınmazın kullanılması aşaması ve bundan doğan talep hakları kira sözleşmesi hükümlerine tabidir. Eser sözleşmesinden doğan davalar için, tarafların sıfatından veya işlemin mahiyetinden doğan bir nedenle tüketici mahkemesi veye ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirir bir neden yok ise, özel bir görev kuralı bulunmadığından, genel mahkeme olarak asliye hukuk mahkemesi görevlidir....
sıkıntılar yaşaması nedeniyle müvekkilin çektiği acıların ızdırabın ve sıkıntıların bir nebze de olsa giderilebilmesi için fazlaya Ilişkin talep ve sair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 5.000 TL maddi tazminat, 5.000 TL iktisadi geleceğinin tehlikeye düşmesinden dolayı uğradığı zarar sebebiyle tazminat, 5.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 15.000 TL'nin kaza tarihi olan 30.03.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, iş akdinin haksız feshinden doğan manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 9.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 9.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 17.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesi uyarınca 3 kat tazminat talep edildiğinden 1.380,00x3=4.140,00 TL olarak hesaplandığı ve bu miktar üzerinden maddi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerektiği, davacı tarafından her ne kadar FSEK 70. Madde uyarınca manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de, FSEK kapsamında manevi hakların ihlali nedeni ile tazminat talep hakkı eser sahibine ait olduğundan davacının da eser sahibi olmayıp mali hakları devralmış olduğu anlaşıldığından manevi tazminat talep edemeyeceği, davacının manevi tazminat talebinin FSEK 70. Madde uyarınca isteyip manevi zararına ilişkin haksız fiil sebebi ile zarar oluşup oluşmadığı yönünde herhangi bir delil sunmadığı anlaşıldığından manevi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği, vekalet ücreti yönünden ise her ne kadar davalı vekili olarak dosyaya vekaletname sunulmuş ise de, davalı vekilinin dosyaya herhangi bir beyan, cevap vs....
Mahkemece, davacı şirket ile ... isimli şirket arasında yapılan 01/04/2014 tarihli yayıncılık sözleşmesinde, sözleşmenin 2. maddesi ile sözleşme ekinde belirtilen eserlerin yayıncılık haklarını yayıncıya devredildiği, yine sözleşmenin yayıncının yükümlülükleri başlığı altındaki maddesinde, son paragrafta yayıncının eser sahibini adli ve idari merciler karşısında temsil etmesi yasal hale getirmez ve keza 3.kişilerin yasa dışı ihlallerinden eser sahibinin haklarının adli koruma hükümlülüğü bulunmadığı, bununla ilgili olarak ve ilgili faaliyetler için eser sahibinin konu ile ilgili masrafları yüklenerek karar vereceği, adli faaliyetler gereğince eser sahibi lehine olan tazminatların davalık olması durumunda yayıncının talepte bulunmayacağı, eğer bu duruma karışmamış ise olası adli faaliyetlere iştirak etmesi durumunda eser sahibi ile ekonomik ve diğer şartlara haiz anlaşma yapacağı, sözleşmenin süresi ve bölgesel geçerliliği başlığı altındaki başka bir madde de sözleşmenin 01/04/2014 tarihinde...
Bu durumda, davalının sözleşme uyarınca, davacı payına düşen daireyi sözleşme şartlarına uygun olarak zamanında teslim edemediği, bu nedenlede teslimatın geçiktirmesi nedenine dayalı kira kaybı ile ilgili olarak ugranılan zararının tazminini istendiği somut olayda, hizmetten ziyade eser sözleşmesinin mevcut olduğu ve eser sözleşmesinin de genel hükümler ve Borçlar Yasasının 355. maddesinde düzenlendiği anlaşıldığından, 4077 Sayılı Kanunun 3/d maddesinde düzenlenen hizmet kavramı kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. (HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Ankara 17.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 04.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Eser sözleşmesinde işi yapmayı üstlenen, eser meydana getirmekten ibaret bir iş görme edimini borçlanmaktadır. Eser sözleşmesi, bir iş görme borcu doğuran sözleşme olmakla beraber burada önemli olan çalışmanın kendisinden ziyade bu çalışma neticesi ortaya çıkan ve objektif olarak gözlemlenen sonuçtur. İşi yapmayı üstlenen, iş sahibi ile akdi ilişkiye girerken bir sonuç (eser) meydana getirmeyi taahhüt etmektedir. Bu anlamda eser, bir iş görme faaliyetinin maddi veya maddi olmayan sonucudur. Kuşkusuz bağımsız bir varlığı değiştirmeye, işlemeye veya biçimlendirmeye yönelik edimler de eser kavramına dahil sayılır ve istisna sözleşmesinin konusunu oluştururlar. Eser sözleşmesinde ücret belli bir süre çalışıldığı için değil, netice için ödenmektedir. İşi yapmayı üstlenenin, kararlaştırılan zamandan önce taahhüdünü yerine getirmesi, ücret üzerinde herhangi bir etki meydana getirmeyecektir. İş ilişkisinde olduğu gibi kişisel ve hukuki bir bağımlılık yoktur....