Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, franchise (işletme lisans) sözleşmesinin feshinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesince, taraflar arasında mahkemece değerlendirilecek bir ticari ilişkinin bulunmadığı, taraflar arasında eser sözleşmesinden kaynaklanan ihtilaf nedeniyle Fikri Haklar Hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi ise taraflar arasında mahkemenin görevi kapsamında değerlendirilebilecek herhangi bir fikri mülkiyet uyuşmazlığının bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 556 sayılı KHK'nın 71/1. maddesi “Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir. Bu mahkemeler tek hâkimli olarak görev yaparlar....
Eser sözleşmesinin de kendine özgü olan iki temel unsuru vardır. Bunlar eser ve bedeldir. Bu sözleşme ile bir taraf (yüklenici) istenen özellikle sonucu (eser) meydana getirmeyi, diğer taraf (iş sahibi) ise bu çalışma karşılığında ivaz ödemeyi (bedel) üstlenmektedir. Eser sözleşmesinde tarafların edimleri birbirinin karşılığını oluşturmakta olduğundan tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir. Ayrıca niteliği itibariyle sürekli bir sözleşme olmayıp ani edimli bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin unsuru olan meydana getirilecek eser, aynı zamanda sözleşmenin konusunu oluşturur. Ayırt edici diğer bir temel unsuru ise bedeldir. Meydana getirilecek bir sonuç bulunmasına rağmen bedel ödenmeyeceği kararlaştırılmış ise eser sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Bedel, eser sözleşmesinin unsuru ise de tarafların anlaşırken bedeli kararlaştırmamış olmaları sözleşmenin kurulmasına etki etmez....
dan önce bildirmesine rağmen alacağına kavuşamadığını belirterek davacı ile davalılardan ... şirketi arasındaki temlik sözleşmesinin geçerliliğine, bunun mümkün olmaması halinde ... şirketi ile davacı şirket arasındaki kira sözleşmesinin feshinden doğan alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıların davada taraf sıfatının bulunmadığını, temliğin sırasını ve alacağın ödeneceği sırayı belirlemek icra dairesi görevinde bulunduğunu, buna icra dairesinin karar vereceğini, icra dairesinin görev ve yetkisinde olan bir işlem için davalılara dava açılamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava alacağın temlikine ilişkin sözleşmenin geçerliliğinin tespitine yöneliktir. Davacı davasında; davalı ... Grup.. Ltd Şti''nin davacıya kira sözleşmesinin feshinden kaynaklanan 542.800,00 TL borcu olduğunu, Ankara ... Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında davalı ......
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olup ilk derece mahkemesince maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, görevli ve yetkili ......
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, Taraflar arasındaki eser sözleşmesinin feshinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 HMK, 6098 Sayılı TBK 3. Değerlendirme ve karar Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin feshinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 17.10.2016 tarihinde, "Kaplama Prosesi Ekipmanlarının İmalatına Daire Sözleşme" imza edildiğini, kendilerinin sözleşmeden doğan tüm edim ve yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiklerini, davacının sözleşmenin feshinde kötü niyetli olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE; Asıl dava; eser sözleşmesinin haksız feshi iddiasına dayalı fazla yapılan ödemenin iadesi, işin dava dışı 3.kişiye yaptırılması nedeniyle doğan zarar ve kar kaybı talebine ilişkin alacak davası; birleşen dava ise; eser sözleşmesinin haklı feshi iddiasına dayalı maddi tazminat davasıdır....
Dava, taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve tazminat istemlerine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 3. maddesi (I) bendinde gerçek veya tüzel kişilerle tüketiciler arasında kurulan eser sözleşmelerini tüketici işlemi kapsamına almıştır. Kanunun 73/1. maddesi ise tüketici işlemlerinden doğan davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirlenmiştir. 6502 sayılı Kanunun 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin Kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak Kanunun sistematiği nazara alındığında Kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı B.K.'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür....
Somut olayda, “LİNK ELT” isimli eserde davacı ile birlikte ..., ... ve ...’ın birlikte eser sahipliği söz konusu olup, eserden doğan mali hakların ihlali sebebi ile açılan maddi tazminat davalarında eser birliğine adi şirket hükümleri uygulanacaktır. Bu durumda, eserden doğan haklara tecavüz sebebiyle maddi tazminat istemini tüm eser sahiplerinin birlikte ileri sürmesi ya da bazı eser sahiplerinin buna yanaşmaması halinde mahkemeden müsaade istenilmesi gerekmekte olup, eser sahiplerinden birinin münhasıran kendi payına düşecek hisse yönünden tek başına maddi tazminat davası açması mümkün olmadığından, maddi tazminat yönünden açılan davanın bu sebeple usulden reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir....
yayma, temsil, işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlara umumi iletim hakkına ilişkin mali haklar ve kullanım ruhsatına davalı şirket tarafından tecavüzü olmadığını, sözleşmenin feshinden doğan cezai şart alacağına ilişkin olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
, temsil, işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlara umumi iletim hakkına ilişkin mali haklar ve kullanım ruhsatına davalı şirket tarafından tecavüzü olmadığını, sözleşmenin feshinden doğan cezai şart alacağına ilişkin olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....