Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacının sözleşmenin feshi ile birlikte müspet zarar niteliğinde olan kira kaybı tazminatını talep edemeyeceği belirtilerek, menfi zarar kapsamında bulunan, 3.100.000.000 TL ödenen satış bedelinin faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmişse de, 2008/2929-8015 davacının dava dilekçesindeki talebi, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin 9. maddesinde öngörülen rayiç kira bedeli üzerinden hesaplanacak gecikme tazminatı olup davacının, “sözleşmenin feshi ve ödenen satış bedelinin iadesi” ile ilgili dava dilekçesinde herhangi bir talebi olmadığı gibi, bu hususta yapılmış usulüne uygun bir “ıslah” da bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz amacıyla verilmiş olan ve “bilirkişi raporunda hesaplanan miktara, ödenen bedelin de ilave edilmesi gerektiğine” ilişkin 14.7.2004 tarihli dilekçeyi de, bir ıslah dilekçesi olarak kabul etmek mümkün değildir....

    Davacı ... vekili işbu davada, taraflar arasındaki sözleşmenin davalının sözleşme koşullarına riayet etmemesi sebebiyle ileriye etkili şekilde feshedildiğini ileri sürerek cezai şart, kazanç kaybı ve menfi zarar talebinde bulunmuş, davalı ... vekili ise İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/494 Esas sayılı dava dosyasında feshin haksız olduğunu ve müvekkili şirket yönünden cezai şart talep koşullarının gerçekleştiğini ileri sürüp oluşan zarar ile cezai şartın tazminini talep etmiştir. Feshin haklı olup olmadığı ve gerek cezai şart gerekse tazminat koşullarının tarafların hangisi yönünden gerçekleştiği her iki davanın birlikte değerlendirilmesi suretiyle açığa çıkacaktır. Her iki dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakta olup, tahkikat aşamasının birlikte yürütülmesi hem tarafların menfaatleri hem de usul ekonomisi bakımından yararlıdır. Bu sebeplerle, huzurdaki davanın İzmir 4....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 09/07/2020 tarih ve 2019/312 Esas, 2020/307 Karar sayılı kararında özetle; "davacının, davalı yanca fiilen sözleşmenin feshedilmiş olduğuna yönelik beyanları ve anılı sözleşmenin 11. Maddesi uyarınca talep edilen cezai şartın, sözleşmenin haksız yere feshedilmesi durumunda istenebilecek olması karşısında davacının sözleşmenin feshi nedeniyle uğramış olduğu zararları bir başka deyişle menfi zararlarını talep edebileceği, sözleşmeye bağlı istenebilecek olan müspet zararlarını talep edemeyeceği, gecikme tazminatı, kira tazminatı gibi müspet zararların tazminini isteyemeyeceği, dava tarihi itibariyle sözleşme nedeniyle uğranılan menfi bir zarar ve yapılan masraf olduğu hususunun da kanıtlanmadığı, bu nedenle cezai şart da istenemeyeceği" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 09/07/2020 tarih ve 2019/312 Esas, 2020/307 Karar sayılı kararında özetle; "davacının, davalı yanca fiilen sözleşmenin feshedilmiş olduğuna yönelik beyanları ve anılı sözleşmenin 11. Maddesi uyarınca talep edilen cezai şartın, sözleşmenin haksız yere feshedilmesi durumunda istenebilecek olması karşısında davacının sözleşmenin feshi nedeniyle uğramış olduğu zararları bir başka deyişle menfi zararlarını talep edebileceği, sözleşmeye bağlı istenebilecek olan müspet zararlarını talep edemeyeceği, gecikme tazminatı, kira tazminatı gibi müspet zararların tazminini isteyemeyeceği, dava tarihi itibariyle sözleşme nedeniyle uğranılan menfi bir zarar ve yapılan masraf olduğu hususunun da kanıtlanmadığı, bu nedenle cezai şart da istenemeyeceği" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

      Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarına göre eser sözleşmesinin karşı tarafın kusuru ile feshi halinde kâr kaybının hesabında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 471. maddesi aracılığıyla aynı Yasa'nın 408. maddesinde düzenlenen kesinti yöntemi esas alınmalıdır. Kesinti yöntemine göre; yüklenicinin iş tamamlayamaması nedeniyle yapmaktan kurtulduğu giderler (malzeme ve işçilik giderlerinden yaptığı tasarruf) ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar, sözleşme bedelinden düşülmek suretiyle yüklenicinin olumlu zarar kapsamındaki kâr kaybı bulunmalıdır (Dairemizin 11.04.2007 gün ve 4955-2372 sayılı, 09.05.2013 gün ve 7521-3029 sayılı kararları)....

        Bu amaca hizmet etmeyen sözleşmenin feshinin tespitine ilişkin mahkeme kararı hatalı olmuş ve bozmayı gerektirmiştir. 2) Menfi (olumsuz) zarar; dayanağını 818 sayılı BK'nın 108/2. madde (TBK 125/3.) hükmünden almakta olup, sözleşmenin, karşı tarafça yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan eylemli zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı, uğranılmayacak olan zarardır. Müspet zarar ise, sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi nedeniyle meydana gelen zarardır. Bu niteliği gereği, müspet zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Diğer bir ifadeyle müspet zarar, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarar şeklinde de tanımlanabilir. Somut olayda davacılar vekili inşaatın bitmesi gereken tarihten dava tarihine kadar kira tazminatı, gecekondu yıkımı nedeni ile kira kaybını talep etmiştir. Sözleşme fesholduğunda müspet zararın tazmini talep edilemez, ancak menfi zarar talep edilebilir....

          Her ne kadar açıkça sözleşme kira sözleşmesi olarak anılmakta ise de, davacı vekilinin görevli mahkemenin davalı tarafından bir eser veya tamamen tadil ve kira sözleşmesinden ayrı tutulması gereken sözleşme ve bunun feshi hükümlerinin dikkate alınarak tarafların tacir olmasına göre asliye ticaret mahkemelerinin konu uyuşmazlıkta görevli bulunduğu ifadesi ile davanın mahkememizde açıldığı hususunu bildirmiş ise de sözleşme ve tarafların iddia ve savunmaları birlikte mahkememiz görevi yönünden incelenmiş ve tartışılmıştır. Sözleşmenin içeriğinde davalının binayı ve taşınmazı tadil etme (eser) koşulu ve sonrasında kiranın başlangıcı, uzatılması, sona ermesi, gider ve masrafların paylaşımı konularının ayrıntıları ile ekinde yüklenilen işlerinde açıklanıp listelendiği belirlenmiştir....

            alacağın mahsuptan sonra kalan 11.444.969.517 TL, ... isimli kişiye ödenen miktarın faiziyle birlikte toplam 14.975.661.991 TL, Emekli Sandığı ile yapılan sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zarar karşılığı olarak 26.486.291.360 TL, SSK ile yapılan sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zarar karşılığı 16.463.533.161 TL ve sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle uğranılan zararlar karşılığı olarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.000.000 TL’nin haksız fiilden kaynaklanan eylemlerden doğan alacakların haksız fiil tarihinden, sözleşmeden kaynaklanan alacakların da ihtarname tarihlerinden başlamak üzere ticari faizleri ile birlikte tahsili isteğinde bulunmuştur....

              bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava dilekçesinde, davacı vekili bakiye iş bedelinin 12.899,69 TL olduğunu belirterek bu tutardan fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydı ile 3.000,00 TL'nin, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan menfi zarara karşılık 1.000,00 TL'nin ve kötüniyet tazminatı olarak da 3.000,00 TL'nin tahsilini istemiştir....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, sözleşmenin feshi sebebiyle fazla ödemenin istirdadı ve menfi zararın tahsili istemine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu