Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre götürü bedelli işlerde işin tamamının yapılmamış olması halinde hakedilen bedelin yüklenici tarafından gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranının tespit ve bu oranın götürü bedele uygulanarak hesaplanacağı kabul edilmektedir. Buna göre yapılan işin sözleşmedeki işe göre fiziki oranının tespit edilerek sözleşmedik bedele oranlanması neticesinde bulunacak bedel hüküm altına alınmalıdır. Öte yandan sözleşmenin feshi halinde haklılık durumuna göre taraflar uğramış oldukları menfi zararların tazminini talep edebilirler. Yüklenici sözleşmenin haksız feshi nedeniyle sözleşmenin ifa olunacağına güvenerek yaptığı masraflar ile mahrum bırakıldığı kâr kaybı zararını isteyebilmektedir....

DAVA TARİHİ : 08.12.2016 KARAR DÜZELTME TALEP EDEN : Taraf vekilleri - K A R A R - Davacı vekilince açılan, asıl dava sözleşmenin feshi nedeniyle menfi tespit - istirdat - zarar tazmini birleşen dava sözleşmenin tasfiyesi-ürün iadesi/bedel (eser sözleşmesinden kaynaklanan) davası sonucunda mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce 2022/3435 Esas, 2022/5849 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. Bu kez Dairemiz kararına karşı taraf vekillerince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur....

    Davalı cevabında, inşaat alanına gidecek yol bulunmadığını, elektrik ve su hizmetlerinin sunulmadığını, davacının kendi edimlerini yerine getirmediği gibi süre uzatımı da vermediğinden fesihte kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ıslah olunan miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmeler tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Davacı iş sahibi, davalı yükenicidir. Sözleşmenin haklı feshi durumunda fesheden taraf BK'nın 108/II. maddesince akdin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararını isteyebilir. Öğretide ve .. uygulamalarında bu zarar, menfi (olumsuz) zarardır. Olumsuz zarar, sözleşmenin geçerli olduğuna güvenmekten, başka anlatımla, sözleşme yapılması nedeniyle uğranılan, yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır....

      Yargıtay içtihatları ve doktrinde eser sözleşmesinden ve eser sözleşmenin bir türü olduğu kabul edilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle uğranılan ve giderilmesi talep edilen olumsuz zararların sınırlı sayıda olmadığı kabul edilmekte; sözleşmenim yapılmasına ilişkin giderler, harçlar, posta giderleri ve noter ücreti de menfi zarar kapsamında değerlendirilmektedir. Sözleşmenin feshi yahut sözleşmeden dönülmesi halinde alacaklı ancak menfi zararının tazminini isteyebilecektir. Hukuk Genel Kurulunun 17.01.1990 tarih ve 1989/13-392-1 sayılı kararında da belirtildiği gibi menfi zarar sözleşme yapılmasaydı davalının uğramayacağı zarar olarak tanımlanmaktadır....

        Maddesinin korumasından yararlanması gerektiği, davacının niteliği itibariyle müspet zarar şeklinde olan yoksun kalınan kar olan kazanç kaybı niteliğindeki zararlarını talep edemeyeceği, davalı şirkete devredilen taşınmazın bilirkişilerce belirlenen değeri üzerinden bedel iadesi talep edebileceği ilişkin karar gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de yukarıda değinilen içtihadı birleştirme kararının karar gerekçesinde tartışılmaması nedeniyle eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır. 2- Davacı arsa sahiplerinin menfi zarar taleplerinden olan kaçırılan fırsat zararı yönünden; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.01.1990 gün 1989/13 Esas 1990/1 Karar sayılı ilamında da belirttiği gibi menfi zarar sözleşmenin yapılmamış olması halinde alacaklının uğramayacağı zarar olarak tanımlanmaktadır....

        Bu durumda tarafların arasındaki sözleşmenin satış sözleşmesi olduğu ve sözleşmenin feshi halinde menfi zararların talep edilebileceği tespit edildikten sonra dava dilekçesinde talep edilen; Davacı sözleşmenin feshi nedeni ile yapılan sözleşmeden dolayı iki ihale arasındaki fark bedelinin, irat kaydedilen kesin teminatın güncellenmesi nedeniyle aradaki farkın ve menfi zararın tazmini talebi ile dava açmış olup; davacının talepleri aşağıda açıklandığı gibi menfi zarar kalemleridir....

        Yargıtay içtihatları ve doktrinde eser sözleşmesinden ve eser sözleşmenin bir türü olduğu kabul edilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle uğranılan ve giderilmesi talep edilen olumsuz zararların sınırlı sayıda olmadığı kabul edilmekte; sözleşmenim yapılmasına ilişkin giderler, harçlar, posta giderleri ve noter ücreti de menfi zarar kapsamında değerlendirilmektedir. Sözleşmenin feshi yahut sözleşmeden dönülmesi halinde alacaklı ancak menfi zararının tazminini isteyebilecektir....

        Hükmü davalı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriği ile hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında yol gösterildiği üzere zirai ürün kira sözleşmesinin feshine karar verilmesinde bir yanılgı bulunmadığına göre davalının bu isteme yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalının Yargıtay bozmasından sonra açtığı ve eldeki dava ile birleştirilen kar kaybı zararının tahsiline dair temyiz itirazlarına gelince; Zarar bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmedir. Buna maddi zarar da denilir. Zarar çeşitli ayrımlara tabi tutulmaktadır. Bunlardan biri de menfi-müspet zarar ayrımıdır. Müspet zarar o sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın girememesinden kaynaklanan zarardır. Bu niteliği gereği müspet (olumlu) zarar daima ileriye dönük olup bir beklenti kaybıdır. Doktrinde, müspet zarar; alacaklının gereği gibi ve vaktinde olan ifaya taalluk eden menfaatine tekabül eder....

          ESER SÖZLEŞMESİHAKKI FESİHMENFİ ZARAR 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 98 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 108 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 355 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 44 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından İstenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü: Dava, sözleşmenin feshi nedeniyle ödenenin iadesi ve zararın tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Davalı kusuru bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, peşin ödemenin tahsiline, dava tarihinde oluşmadığı anlaşılan zarar İsteminin reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 06.01.2004 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Bu sözleşmede davacı işveren, davalı taşerondur....

            Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davalı yüklenicinin taraflar arasındaki eser sözleşmesinden doğan edimini ayıplı ifa etmiş olması nedeniyle davacının sözleşmeden dönmesinden kaynaklı olarak eser bedelinin iadesi ve sözleşmenin geçerliliğine güvenilmesi nedeniyle uğranılan menfi zararının tazminine ilişkin eda davası olduğu, yukarıda da ortaya konulduğu gibi dava konusu eserin gizli ayıplı olduğu hususunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davacı tarafça ayıp ihbarının ----Noterliği'nin 18/02/2022 tarihli -----yevmiye numaralı ihtarnamesi vasıtasıyla süresinde yapılarak sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kullanıldığı, bu sebeple sözleşmeden dönme beyanı ile taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiği, tarafların karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilecekleri, bu kapsamda davacının dava konusu eser nedeniyle yapmış olduğu 69.560,00 TL eser bedelini geri isteyebileceği, bu yönden davanın kabulüne karar verilmesin...

              UYAP Entegrasyonu