Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava eser sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinden bahisle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davaya konu sözleşmelerin bedelinin tamamının davalıya ödendiği banka kayıtları ile sabit olup; davalı yüklenicinin edimini yerine getirmemesine, iş sahibinin malzeme temin edilmesine ilişkin öncelikli ediminin yerine getirilmemiş olmasının sebebiyet vermiş olması dikkate alındığında, davacının sözleşmeden dönmekte ve sözleşme bedelini talep etmekte haksız olduğunun kabulü doğrudur. Sözleşmenin feshi haksız olsa bile yüklenicinin ancak yaptığı kadar işin bedelinin talep edebileceğinden yapılan işin bedelinin tespiti ile bu miktardan fazla ödenen bedelin davacıya iade edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır....

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı ... davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili dava dilekçesinde taraflar arasında düzenlenen 12/06/2012 tarihli eser sözleşmesine göre davalının kadastral çalışmalar yapacağını ancak kendisine 12.600 TL ödeme yapılmasına rağmen davalının sözleşme gereklerini yerine getirmediğini, sözleşmenin feshedildiğini bu nedenle ödenen bedelin iadesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kira sözleşmesinden kaynaklanan tahliye davası olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Dava, davacılar vekili tarafından eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olarak açılmıştır. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olarak açıldığına göre uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme tarafların sıfatına göre Asliye Ticaret Mahkemesidir....

    2 ay sonra aktin tek yanlı ve haksız feshi nedeni ile müvekkilin uğradığı zararın tazmini için tüm hakları saklı tutularak şimdilik 10.000 TL zarar tazmininin , davalının elinde bulundurduğu teminat senetlerinin iadesi ile müvekkilinin davalıya verdiği senetlerin tamamının hükümsüzlüğü kararının verilmesine , masraf ve ücreti vekaletin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir ....

    Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, taraflar arasında imzalanan 12.12.2012 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, işin eksik ve kusurlu yapılması nedeniyle sözleşmenin feshi ve 3277619 seri nolu 50.000,00 TL tutarlı çek nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir....

      Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle asıl davada iş sahibince sözleşme kapsamında ödenen bedelin, davalı tarafça yapılan imalat belirlendikten sonra tespit edilip fazla ödenen bedel üzerinden hüküm kurulmasının doğru olduğunun anlaşılmasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir....

        Davacı vekili eser sözlemesine göre davalıya avans ödemesi yapıldığını fakat davalının edimini yerine getirmeyerek ürünleri teslim etmediğini belirterek ödenen bedelin tahsili talep etmiş, davalı tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamış, mahkememizin 28/09/2022 tarihli 7 numaralı celsesinde davalı vekili tarafından sözleşme ve ödeme kabul edilmiş, ancak sözleşme konusu makinenin hazır olduğu ve davacı tarafça teslim alınmadığı, müvekkilinin usulüne uygun temerrüde düşürülmediği beyan edilmiştir. Davacı iş sahibinin eser sözleşmesine göre davalıya avans ödemesi yaptığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık eser sözlemesi gereği makinenin davacıya teslim edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sözleşme kapsamında olan tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7.2 maddesinde teklif tarihinden sonra oluşabilecek değiliklerin tekliften ayrı yorumlanacağının belirtildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 22/01/2014 tarihinde imzalandığını, bu tarih itibariyle yasal mevzuat çerçevesinde engelli kullanımına uygun olmasına dair düzenleme bulunmadığını, sözleşmenin imzalanmasından yaklaşık 2 yıl sonra yürürlüğe giren bir düzenlemeden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin yapılan ek iş bedelini hak ettiğini, davacının teslim tutanaklarında hakkını açıkça saklı tutmadığını, davacının basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ve sözleşmeye aykırı olarak tahsil edilen fazla bedelin iadesi isteminden ibarettir....

            Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi istemine ilişkindir. ... 4....

              Mahkemece, davacının sözleşmenin feshi ile birlikte müspet zarar niteliğinde olan kira kaybı tazminatını talep edemeyeceği belirtilerek, menfi zarar kapsamında bulunan, 3.100.000.000 TL ödenen satış bedelinin faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmişse de, 2008/2929-8015 davacının dava dilekçesindeki talebi, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin 9. maddesinde öngörülen rayiç kira bedeli üzerinden hesaplanacak gecikme tazminatı olup davacının, “sözleşmenin feshi ve ödenen satış bedelinin iadesi” ile ilgili dava dilekçesinde herhangi bir talebi olmadığı gibi, bu hususta yapılmış usulüne uygun bir “ıslah” da bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz amacıyla verilmiş olan ve “bilirkişi raporunda hesaplanan miktara, ödenen bedelin de ilave edilmesi gerektiğine” ilişkin 14.7.2004 tarihli dilekçeyi de, bir ıslah dilekçesi olarak kabul etmek mümkün değildir....

                DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, devre mülk satış sözleşmesinin feshi, ödenen bedelin iadesi ve kira bedelinin tazmini talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu