WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Davacı vekili, mal satımından doğan alacak için yapılan icra takibine itiraz edilmediği için takibin kesinleştiğini, bunun üzerine takip yolunun değiştirilerek davalıya iflas ödeme emri gönderildiğini, davalının yargılamayı uzatmak ve zaman kazanmak amacıyla iflas ödeme emrine itiraz ettiğini belirterek itirazın kaldırılması suretiyle davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının 5 yıl önceki bir hukuki ilişkiden doğan kapalı faturaya istinaden ilamsız takip yaptığını, tarafların ...’da ortak fabrika kurmak amacıyla anlaşmaları üzerine, davacının ...’taki iplik fabrikasının sökülerek müvekkili vasıtasıyla ...’a gönderilmek üzere bedeli peşin alınmış gibi kapalı faturalara istinaden teslim edildiğini, konuyla ilgili olarak menfi tespit davası açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

    -KARAR- Davacı vekili, mal satımından doğan alacak için yapılan icra takibine itiraz edilmediği için takibin kesinleştiğini, bunun üzerine takip yolunun değiştirilerek davalıya iflas ödeme emri gönderildiğini, davalının yargılamayı uzatmak ve zaman kazanmak amacıyla iflas ödeme emrine itiraz ettiğini belirterek itirazın kaldırılması suretiyle davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının 5 yıl önceki bir hukuki ilişkiden doğan kapalı faturaya istinaden ilamsız takip yaptığını, tarafların ...’da ortak fabrika kurmak amacıyla anlaşmaları üzerine, davacının ...’taki iplik fabrikasının sökülerek müvekkili vasıtasıyla ...’a gönderilmek üzere bedeli peşin alınmış gibi kapalı faturalara istinaden teslim edildiğini, konuyla ilgili olarak menfi tespit davası açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

      Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki belgeler okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiş olup, “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunludur....

        Mahkemece, davalı-borçlunun icra takibine 04.08.2000 tarihinde itiraz ettiği, itirazın 04.08.2000 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, ancak davanın İİK.nun 67.maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra 16.09.2004 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK.nun 67/1.maddesi uyarınca, itirazın iptali davasının itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açılması gerekir. Mahkemece davanın yasada öngörülen sürede açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Oysa, icra takibiyle ilgili olarak ödeme emrine itiraz eden borçlunun itirazının davacı-alacaklı vekiline ilk kez 05.05.2004 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten önce itirazın tebliğ edildiğine dair icra dosyasında bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır....

          . - K A R A R - Dava, davacının lehdar, davalının keşidecisi bulunduğu bonolara dayalı olarak davalı hakkında yapılan iflas yolu takipte iflas ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine açılan iflas davasıdır. Davalı vekili, takibe konu bonoların sıhhatinin tartışmalı olduğu, müvekkilinin davacıdan alacağı bulunduğunu, bu nedenle takas mahsup talebinde bulunduklarını belirterek iflas davasının reddine karşı dava olarak 100.000.00.-TL’nin tahsilini istemiştir. İflas davasının niteliği gereği karşı dava tefrik edilerek ayrı bir esasa kayıt edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu, davalının çıkartılan depo emrine rağmen ödeme yapmadığını, bu nedenle davalının iflasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra Emrine İtiraz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, davacı olarak gösterilen ..... isimlerinin gerekçeli karar başlığında yazılmaması maddi hataya müstenit olup, Mahkemesi'nce her zaman düzeltilebileceğinin anlaşılmasına; Yargıtay 22....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra emrine itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinde daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR 28.11.1956 tarih ve 1956/15 Esas 1956/15 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yagıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.03.1954 tarih ve 3/40-495 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, her dava açıldığı andaki hukuki durum ve şartlar gözetilerek hükme bağlanır....

                Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas, 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez. Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır. İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde ( İİK m. 269/c) inceleyebilir....

                İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde ( İİK m. 269/c) inceleyebilir. Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)." Davalı kiracının ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz etmemesi ve dahi davalı kiracı tarafından gecikmiş itiraz yoluna da gidilmemesi nedeni ile takip konusu borç kesinleşmiş olduğundan, artık 30 günlük yasal süre içeresinde ödeme yapılması zorunludur....

                Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/635 Değişik İş sayılı dosyasında verilmiş olan ihtiyati haciz kararına istinaden ilamsız icra takibi başlatıldığı, icra takibine davacı borçlular tarafından itiraz edildiği ve davacı borçlular vekilleri tarafından mahkememize işbu dava açılarak hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği görülmüştür. İİK'nın 264. Maddesinde "Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde (Haciz veya iflas) bulunmaya veya dava açmaya mecburdur. İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. " düzenlemesi bulunmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu