Semti civarında 06 FB ... plaka sayılı araç ile uyuşturucu madde satışı yapıldığı yönünde bilgiler edinildiği, 11.02.2015 günü saat 21:20 sıralarında plakası verilen aracın yanına yaklaşıldığı, şoför koltuğunda oturan sanığın kimlik bilgilerinin tespiti amacıyla araçtan indirilmesi esnasında, şoför kapısının cep kısmında bulunan ağzı açık beyaz poşet içinde 4 paket esrar, kağıt mendil poşeti içinde 7 adet uyarıcı nitelikte tablet ve 56 adet şeffaf kilitli boş poşet bulunduğu, sanığın yapılan üst aramasında, montunun sağ cebinde 3 adet şans oyunu kuponuna sarılı esrar, pantolonun sol cebinde 12 adet şeffaf kilitli poşet içerisinde esrar ele geçirildiği anlaşıldığından; kolluk görevlileri tarafından yapılan arama işlemine dayanak olan bir arama kararı ya da Cumhuriyet savcısının yazılı emrinin olup olmadığının araştırılması, varsa arama kararı veya yazılı emrin denetime olanak verecek şekilde aslı veya onaylı örneğinin getirtilmesi, araç ve üst aramalarına ilişkin bir arama kararı ya da...
Belediyenin ustası ve kepçe kullanıcı olarak görev yapan davalıların, kendilerine emir vermeye yetkili fen işleri müdürünün emirleri doğrultusunda işlem yaptıkları ve zararın emrin infazına bağlı olarak meydana geldiği açıktır. Şu halde diğer davalı fen işleri müdürünün talimatları doğrultusunda görev yapan davalılar yönünden mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken zarardan sorumlu tutulmaları doğru olmamış, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... ile ... yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nın … Merkezine geldiği, davacıya iki defa bilgisayar sorgulaması yapmasını söylemesine rağmen sorgulama yapmadığı hususunun ifadesine başvurulan tanık beyanları ile bizzat davacının ifadesi ile sabit olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan, davacının görev yaptığı … Merkezinde, iki personel ile yerine getirilmeye çalışılan görevin ve çalışma şartlarının zorluğu tartışmasız ise de, bu durumun, amirin verdiği emrin yerine getirilmemesinin haklı ve geçerli bir mazereti olarak kabulünün mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME : Dosyanın incelenmesinden; davacının, 19/09/2014 ila 14/10/2014 tarihleri arasında yıllık izne ayrıldığı, izin kullanmaları nedeniyle görevlerinin başında bulunmayan emniyet hizmetleri sınıfı personelinin görevlerinin başına dönmelerine ilişkin emrin Artvin Emniyet Müdürlüğü tarafından davacının cep telefonu 09/10/2014 tarihinde aranarak haber verildiği; davacının ise 12/10/2014 günü görev mahaline doğru yola çıktığı ve 14/10/2014 tarihinde görevine başladığı, anlaşılmakta olup, görevine makul sürede dönmediği ve disiplin cezasına konu fiilinin sabit olduğu açıktır. Dava devam ederken, davacının fiiline uygulanacak disiplin cezasına ilişkin mevzuatta değişiklik olması nedeniyle uyuşmazlığın çözülebilmesi için öncelikle davacının işlediği fiile hangi mevzuat hükmünün uygulanacağının belirlenmesi gerekmektedir....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME : Dosyanın incelenmesinden; davacının, 25/09/2014 ila 18/10/2014 tarihleri arasında yıllık izne ayrıldığı, izin kullanmaları nedeniyle görevlerinin başında bulunmayan emniyet hizmetleri sınıfı personelinin görevlerinin başına dönmelerine ilişkin emrin Artvin Emniyet Müdürlüğü tarafından davacının cep telefonu 08/10/2014 tarihinde aranarak haber verildiği; davacının ise 09/10/2014 günü görev mahaline doğru yola çıktığı ve 19/10/2014 tarihinde görevine başladığı, anlaşılmakta olup, görevine makul sürede dönmediği ve disiplin cezasına konu fiilinin sabit olduğu açıktır. Dava devam ederken, davacının fiiline uygulanacak disiplin cezasına ilişkin mevzuatta değişiklik olması nedeniyle uyuşmazlığın çözülebilmesi için öncelikle davacının işlediği fiile hangi mevzuat hükmünün uygulanacağının belirlenmesi gerekmektedir....
Maddesi ile 5395 sayılı Kanun’a eklenen 41/F maddesinde; "(1) Çocuk teslimine dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine ilişkin teslim emrine aykırı hareket edenler ile emrin gereğinin yerine getirilmesini engelleyenler, bir ay içinde yapılacak şikâyet üzerine, fiil suç teşkil etse dahi, üç aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. (2) Çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine ilişkin teslim emrine aykırı hareket edenler ile emrin gereğinin yerine getirilmesini engelleyenler, bir ay içinde yapılacak şikâyet üzerine, üç günden on güne kadar disiplin hapsiyle cezalandırılır. (3) Kişisel ilişki kurulması için kendisine çocuk teslim edilen hak sahibi, ilam veya tedbir kararında belirtilen sürenin bitiminde çocuğu belirlenen yere getirmezse, bir ay içinde yapılacak şikâyet üzerine, fiil suç teşkil etse dahi, üç aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. (4) Yukarıdaki fıkralar kapsamında şikâyete bakacak görevli ve yetkili...
a olay günü çekilen resimleri yayacağından bahisle para isteyen mesajlara karşılık gönderdiği suça konu eylemi şantaja uğraması neticesinde mecbur bırakıldığı için gerçekleştirdiğini belirtir mesaj içerikleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; CMK'nın 223/3-b maddesinde düzenlenen "Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi" halinde ceza verilmesine yer olmadığına hükmedileceği gözetilmeksizin sanığın aksi kanıtlanamayan savunmasına itibar edilmeden sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın 28/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7165 Sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 304. maddesi gereğince ... Bölge Adliye Mahkemesi 6....
Gereği görüşülüp düşünüldü: Türkiye Cumhuriyet Anayasası'nın 20. ve 22. maddelerinde, kişilerin özel yaşamlarının ve haberleşmenin gizliliği ilkeleri güvence altına alınmış, 38/6. maddesinde, kanuna aykın olarak elde edilen bulguların delil olarak kabul edilemeyeceği ifade edilmiş, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 119/2. maddesinde arama karar veya emrinde; aramanın nedenini oluşturan fiil, aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerlerin adresi ya da eşya, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresinin açıkça gösterilmesi gerektiği belirtilmiş, aynı Yasanın 206/2-a ve 217/2. maddelerinde de yasa ve hukuka aykırı delillerin hükme esas alınamayacağı açıklanmıştır. 5271 sayılı CMK'nın 116/1. ve devamı maddelerinde, suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe bulunması halinde şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri ve ona ait diğer yerlerin hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının, Cumhuriyet Savcısına...
Gereği görüşülüp düşünüldü: Türkiye Cumhuriyet Anayasası'nın 20. ve 22. maddelerinde, kişilerin özel yaşamlarının ve haberleşmenin gizliliği ilkeleri güvence altına alınmış, 38/6. maddesinde, kanuna aykın olarak elde edilen bulguların delil olarak kabul edilemeyeceği ifade edilmiş, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 119/2. maddesinde arama karar veya emrinde; aramanın nedenini oluşturan fiil, aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerlerin adresi ya da eşya, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresinin açıkça gösterilmesi gerektiği belirtilmiş, aynı Yasanın 206/2-a ve 217/2. maddelerinde de yasa ve hukuka aykırı delillerin hükme esas alınamayacağı açıklanmıştır. 5271 sayılı CMK'nın 116/1. ve devamı maddelerinde, suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe bulunması halinde şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri ve ona ait diğer yerlerin hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının, Cumhuriyet Savcısına...
belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarına göre suça konu ağacın ormandan kesilip sanığa ait evin inşaatında kullanılması, sanığın kendine ait evin göçmek üzere olduğunu, maddi imkân bulunmadığından ormandan suça konu ağacı kestiği şeklindeki savunmasına da itibar edilerek sanığın beraatine hükmolunmuş ise de, dosyaya celp edilen sosyal ekonomik araştırma raporu, olay yeri fotoğrafları ve tüm dosya kapsamlı değerlendirildiğinde, yüksek olmasa da belli bir gelir sahibi olan sanığın yaptığı evin basit bir yapının ötesinde normal bir ev olması hususları değerlendirildiğinde TCK'nun 25/2. maddesinde düzenlenen mutlak bir zorunluluk derecesine ulaşmadığı gözetilmeden, üzerine atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi yerine suçun zorunluluk halinde işlendiğinden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule göre; 5271 sayılı CMK'nun 223/3-b madde ve fıkrasında düzenlenen "Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin...