Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ..., davanın hak düşürücü süre sonunda açıldığını, emlak komisyonculuğu yaptığı için dava konusu taşınmazı davacıdan 45.000,00 TL bedelle aldığını ancak işi gereği taşınmazı satacağı için vekaletname düzenlendiğini, sonrasında taşınmazı diğer davalıya temlik ettiğini, kötüniyet tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuş; diğer davalı ..., davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır. Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, davalı ...'ın iyiniyetli olmadığı gerekçesi ile davanın tapu iptal ve tescil istemi yönünden kabulüne, tazminat istemi yönünden reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesince davalı ...'ın istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davalı ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

    Dosyanın incelenmesinde, davacının aslen İngiliz Vatandaşı olup sonradan Türk Vatandaşlığı alarak çifte vatandaşlığı olduğunu, kısmen İngiltere' de kısmen Türkiye' de ikamet etmekte olduğunu, İngiltere’de sosyal güvenlik mevzuatına tabi olduğunu beyanla, Emlak Danışmanlığı Komisyonculuğu işinden dolayı 24/07/2002 tarihinden itibaren ... Vergi Dairesince gerçek usulde vergi mükellefi olduğundan bahisle, ......

      Davalı vekili, davacının emlak komisyonculuğu yaptığını, taraflar arasında arsa alım satımı konusunda anlaşma olduğunu, arsa bedeline mahsuben ödenen 16.500 YTL paranın iadesini teminen davaya konu bononun düzenlenerek davalıya verildiğini, davacı yanın edimini ifa etmemesi sonucu sebepsiz zenginleştiğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalının senet üzerindeki malen kaydını talil ederek ispat yükünü üzerine aldığı ve savunmasını yazılı delille kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne takip konusu senetten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, takip dosyasında davacı yanca ödenen 1.000 YTL’nin davalıdan tahsiline, davalının takibinde kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu senette malen kaydı bulunmaktadır....

        - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin emlak komisyonculuğu yaptığını, davalı şirketin kiracı olarak bulunduğu taşınmazın davalı şirketin yetkilisi olan diğer davalıya müvekkilince gösterildiğini, mülk sahibi ile iletişime geçilerek davalı şirkete kiralanması konusunda müvekkilinin aracılık hizmeti verdiğini, tellallık bedelinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          ın Mersin'de taşınmaz satın almak istemesi üzerine emlak komisyonculuğu yapan sanık ... ile bir arkadaşı vasıtası ile tanıştığı, Mersin'de villasını satmak isteyen sanık ...'nin, .... köyü 27407 sokakta .... Kent Sitesi içerisinde bulunan 52 no'lu villaya talip olduğu, ... ile pazarlık yaptıkları, bahse konu villayı ... tarafından görevlendirilen şahısların göstermesi suretiyle görüp, 100.000 TL'ye satın almak için anlaştıkları, ...'ın parayı temin etmek amacıyla Akbank.... şubesine başvurarak kredi talebinde bulunduğu, anılan bankanın sanık ...'ın yöneticisi olduğu Etik Değerlendirme A.Ş'ye eksper değerlendirmesi için müracaat ettiği, sanık ....'in yanında çalışan diğer sanık ...'i ekspertiz raporu düzenlendirilmesi için görevlendirildiği, ...'in, ...'in yanında getirdiği şahısların tarif ettiği villayı dikkate alarak değerini 100.000 TL olarak tespit edip, 03/01/2007 tarih ve AK 2780 sayılı ekspertiz raporunu düzenledikten sonra sanık ...'...

            Sanığın emlak komisyonculuğu yaptığı, katılanın bir süre önce kendisine ait dükkanı kiralaması için sanığa verdiği, sanığın anlaşma gereği dükkanı bir başkasına kiraladığı, ancak bir aylık peşin, bir aylık depozit ve devamındaki üç aylık kira bedeli olan toplam 750 TL'yi kiralayan kişiden aldığı halde katılana vermediği ve bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık, tanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçun sanık tarafından işlendiği anlaşılmakla, hakkında verilen mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir....

              Somut olayda; sanığın Mezitli ilçesinde emlak komisyonculuğu işi ile iştigal ettiği, şikayetçi ... tarafından ... Mahallesi... sok....

                - K A R A R - Dava dilekçesi ile davacı vekilinin 15.03.2012 ve 25.09.2013 tarihli dilekçelerinde; taraflar arasında yapılan ''Taşınmaz Ön Satış ve Emlak Komisyonculuğu Sözleşmesi'' uyarınca 2.500-TL bedelli senet düzenlenmesi gerekirken, davacının davalı tarafından kandırılması suretiyle sözkonusu senedin 5.000-TL bedelli olarak düzenlenmesi suretiyle davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı belirtilerek; davacının borçlu olmadığı halde icra takip dosyasına ödediği iddia edilen 3.926-TL'nin istirdatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili; dava konusu senedin taraflar arasındaki sözleşme uyarınca düzenlendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur....

                  Davacı, hakkında bilgisi dışında emlak komisyonculuğu iştigali nedeniyle vergi açılışı yapılarak vergi tarh ettirildiğini, hatalı mükellefiyet nedeniyle zarara uğradığını belirterek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı idare, davacının başvurusu üzerine aynı tarih itibariyle tüm vergi ceza ve faizlerinin silindiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının hatalı vergi tahakkuku nedeniyle zarara uğradığı kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere yaptığı işlemler de verilen kararın neticesi olan birer idari eylemdir. Davacı, hakkında düzenlenen vergi tarhı nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek davalı .... Vergi Dairesi Başkanlığı ......

                    Somut uyuşmazlıkta; davada davacı, davalı ile aralarında emlak komisyonculuğu sözleşmesi imzalandığını davacının yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalının davacıdan gizli olarak işyerini üçüncü kişilere kiralamak suretiyle komisyon ücretini almasına engel olduğunu ileri sürerek komisyon ücret alacağının tahsilini istemiştir. Davacının ve davalının tüketici tanımına uymadığı, taraflar arasında tüketici işlemi bulunmayıp genel hükümler uyarınca çözümlenecek itirazın iptali davası niteliğinde olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince .... .... 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05.06.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu