DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, borçlu tarafından açılan ek ders ücreti haczinin iptaline ilişkindir....
Tüketici Mahkemesi’nce verilen 28/04/2016 tarih ve 2015/1204-2016/624 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin emekli maaşının davalı bankadaki hesabına yattığını, çeşitli tarihlerde kullandığı krediler nedeniyle davalı bankaya borçlu olduğunu, borçların tahsil etmek için hesabına bloke koyarak tahsilatlar yaptığını, İİK gereğince emekli maaşlarının haczedilemeyeceğini, emekli muvafakat vermiş olsa bile bu muvafakatın geçersiz olduğunu ileri sürerek; müvekkilinin hesabındaki blokenin kaldırılması, 15/01/2015 tarihinden itibaren yapılan kesintilerin faizi ile birlikte iadesini talep ve dava etmiştir....
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, emekli maaşına konulan blokenin kaldırılması ve yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece davacının bankadan tüketici kredisi kullandığı, sözleşmede bankanın takas, mahsup, virman yetkisinin bulunduğu, davacının da kredi taksitlerinin hesabından kesilmesi için talimat verdiği gerekçesiyle, kredi çekilen ... Şubesi yönünden talebin reddine karar verilmiştir....
Mahkemece; davalının babasının vefatı ile kendisine emekli maaşı bağlandığı, ayrıca boşanma kararından sonra sigortalı olarak çalıştığı, davacının halen aldığı maaş ve ödediği kira davalının da çalışması ve babasından belli oranda emekli maaşı alması dikkate alınarak her iki tarafın sosyal ve ekonomik durumları itibariyle davalının yoksulluk nafakası almasını gerektirir şartların ortadan kalktığı kanaatine varılarak davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 176/4.maddesine göre; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir". Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir....
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının maaşı üzerine konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacının emekli aylığı hesabı üzerine 15.06.2010 tarihi itibari konulan haczin emekli aylığının 1/4'ü oranında tahsil edilmesi şeklinde uygulanmasına, maaş hesabına bu nedenle konulan bloke işleminin kaldırılmasına, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir. Mahkemece kısmen red kararı verilmesine rağmen davalı Kurum lehine vekâlet ücretine hükmedilmediği görülmüştür. Mahkemece kısmi red nedeniyle davalı Kurum yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Dosya üzerinde yapılan incelemede, davacı tarafın davalı banka aleyhine davalı bankadan emekli maaşı aldığını, davalı banka tarafından emekli maaş hesabına yatan toplam 13.181,85TL emekli maaşının dava dışı Met Çelik Tic.ve San.Ltd.Şti'nin borcuna karşılık bloke ettiğini ve şirketin borçlarına mahsup ettiğini, bu işlem üzerine davalıya noter kanalıyla ihtar gönderdiği, davalının ihtara olumsuz cevap vermesi üzerine emekli maaş hesabından kesinti yapılamayacağının tespiti ile muarazanın bu şekilde men'i, mevzuata aykırı yapılan kesintilerin ticari faiziyle birlikte tahsili için dava açtığı, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının davasının reddine karar verildiği, işbu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Taraflar arasında görülen davada ...... verilen 25/02/2016 tarih ve 2015/2212-2016/238 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin emekli olduğunu, anlaşmalı olduğu .... emekli maaşının yattığını, müvekkilinin aynı zamanda eşinin adına kayıtlı şirketin kullanmış olduğu krediyi de kefil sıfatıyla imzaladığını, ilgili şirketin borçlarını ödemekte sıkıntıya düşmesi sonucunda davalı bankanın müvekkilinin emekli maaşının tamamına bloke koyarak ilgili şirketin borcuna saymaya başladığını ileri sürerek haksız ve hukuka aykırı olarak kesilen ve davalı bankanın tasfiye alacak hesabına aktarılan 2.223,14 TL'nin yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini...
Mensupları Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı'na müzekkere gönderdiğini ve müvekkilinin almakta olduğu emekli maaşından 01.04.2003 döneminden başlamak üzere her ay haciz kesintisi yapıldığını, yasa gereği emekli maaşının haczinin mümkün olmadığını, buna ilişkin olarak icra mahkemesine yapmış oldukları şikâyetin netice olarak kabul edildiğini ancak iadeye ilişkin talebin mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddedildiğini ileri sürerek, davalı bankanın 18.02.2009 tarihinden 28.01.2011 tarihine kadar olan döneme ilişkin yaptığı tüm kesintiler toplamı olan 4.587,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını savunmuş, davanın esastan da reddini istemiştir....
kaldırılması yönünde ihtiyati tedbir konulmasına, davalının davacı hesabı üzerinde haksız tasarrufları nedeni ile davacının uğramış olduğu zararlar için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00TL'nin her yatan maaş için kesintilerin yapıldığı tarihlerden itibaren ayrı ayrı işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Sanık ... ’in, SSK'dan emekli olarak maaş aldığı halde 09.11.2006 tarihinde, emekli ya da çalışan olmadığına dair taahhüt imzalayarak meydana gelen don olayından dolayı devletçe ödenmekte olan 2777,00 TL parayı almak suretiyle kamu kurumu olan hazineyi zarara uğrattığının iddia edilmesine karşılık, 27.08.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 26272 sayılı Yönetmeliğin mahkemece değerlendirilen 5/b-3.maddesinin "bu yardımlardan yararlanılabilmesi için, yıllık gelir toplamının her yıl Bakanlar Kurulunca açıklanan 16 yaş ve üzeri asgari ücret brütünün yıllık toplamının üç katına tekabül eden miktar veya altında olması gereklidir" hükmü karşısında, sanığın aldığı emekli maaş miktarına göre yardım almasının mümkün bulunması nedeniyle olayda, dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayıp eylemin TCK'nın 206.maddesi kapsamında yalan beyanda bulunmak suçu olarak kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; Sanık hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak...