talebinin emekli ikramiyesinin haczini kapsamadığı gerekçesiyle talebin reddedildiğini ileri sürerek müdürlüğün 07.4.2017 tarihli ret kararının iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince, borçlunun çalıştığı işyerine yazılan müzekkerenin İİK'nun 355. maddesi gereğince gönderildiği ve emekli ikramiyesinin haczini kapsamadığı, ayrıca emekli ikramiyesinin haczinin İİK'nun 89/1. maddesinin uygulanması ile mümkün olduğundan bahisle şikayetin reddine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine ......
Aksi halde haciz öncesi borçlunun muvafakati ile emekli maaşının tamamının haczedilebileceği sonucunu doğrurur. Bu yorum maddenin amacı ile bağdaşmaz. İcra müdürü önceden emekli maaşının tamamının haczine borçlu muvafakat etmesi halinde İİK'nun 83. maddesi çerçevesinde maaşa kısmen haciz koymak durumundadır. Bu hükme göre icra müdürü borçlunun önceden muvafakati bulunsa dahi gelir, aylık ve ödenekleri üzerine haciz koyabilmektedir. Borçlu lehine konulan bu hüküm İİK'nun 83/a maddesinin gerekçesine göre borçlunun hacizden önce sonuçlarını tahmin edemeyeceği cihetle, bir mal veya maaş yahut ücretin haczedilemeyeceği yolunda şikayette bulunmayacağını bildirmesinin, lehine olan yasa hükmünün uygulanmasından feragat etmesinin hükümsüz sayılacağı, zira bir malın ne derece haczedilemez olduğunun borçlunun ve ailesinin haciz anındaki durumlarına göre saptanabileceği ifade olunmuştur. Bu hükmün ...'ndan emekli maaşı alan borçlu yönünden kaldırılması için bir sebep yoktur....
Şubesine yatmakta olduğunu, bir borca kefil olmak iddiası ile emekli maaşının tamamına bloke konduğunu, bu sebeple emekli maaş ödemesinin durdurulduğunu, yapılan uygulamanın yasaya aykırı olduğunu, müvekkil aleyhine icra takibine başlanmadan doğrudan emekli maaşının haczinin mümkün olamayacağını, konu hakkında banka ile görüşüldüğünü fakat herhangi bir sonuç alınamadığını, maaşın başka bankaya nakli konusunda başvuruda bulunulduğunu fakat banka blokesi nedeniyle naklin yapılamadığını, hesaba haciz konduğunu bildirerek iş bu nedenler ile davacı emekli maaşına konulan blokenin kaldırılması, ödenmeyen birikmiş emekli maaşları için şimdilik 1.000TL’nin maaş ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesini, dava masrafları ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, emekli maaşının ancak 1/4'ünün haczedilmesi gerektiğini, dava konusu takip nedeniyle yapılan kesintilerden kalan miktar ile geçimini sağlayamadığını, kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK.' nun 83. maddesi uyarınca açılmış emekli maaş haczinin kısmen kaldırılması istemine yönelik şikayettir. Davacının iddiasına, dayandığı belgelere, takibin birikmiş ve cari nafaka alacağının tahsiline yönelik başlatılmış olmasına, aylık cari nafakasının tamamı ve birikmiş nafaka yönünden kalan maaşının 1/4'ü oranında kesinti yapılmasının yasal mevzuata uygun olmasına ilk derece mahkemesi kararında gösterilen gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İcra Dairesi'nin 2012/8761 Esas sayılı dosyasında, 03.7.2012 tarihli haciz müzekkeresi ile borçlunun Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi'ndeki maaş alacağının 1/4'üne, 16.8.2012 tarihli haciz müzekkeresi ile de döner sermaye alacağının tamamına haciz konulduğu ve dosyaya kesintilerin yapıldığı, şikayetçinin alacaklı olduğu takip dosyasında ise, borçlunun emekli maaşının tamamına 25.7.2003 tarihinde haciz konulduğu ve dosyaya emekli maaş kesintileri yapılmaya devam edildiği, ancak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün 04.9.2012 tarihli cevabi yazısından anlaşıldığı üzere, borçlunun 18.6.2012 tarihinde göreve girmesi (yeni göreve başlaması) nedeniyle bundan sonra takip dosyasına kesinti yapılmayacağının bildirilmesi üzerine şikayetçinin talebi ile borçlunun çalışmaya başladığı.... Yüksek İhtisas Hastanesi'nden aldığı döner sermaye alacağının tamamına ve maaşının 1/4'üne 11.01.2013'te haciz konulduğu, adı geçen hastanenin cevabi yazısına göre ise;......
Sayılı icra dosyasına sunulan emekli maaşı haczine muvafakatin takip kesinleştikten sonra sunulmuş olduğundan geçerli olduğunu, mevcut icra dosyası incelendiğinde borçlu tarafından ödeme emri kendi talebi üzerine icra müdürlüğünce icra dairesinde tebliğ edildiğini, borçlu tarafından verilen ikinci dilekçe ile itiraz süresinden feragat ettiğini, üçüncü dilekçe ile takibin kesinleştiği belirtilmek suretiyle emekli maaşı haczine muvafakat ettiğinin anlaşılacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, davanın/ şikayetin reddine karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: İstinaf yolu ile Daire önüne gelen uyuşmazlık; borçlunun emekli maaşına konulan haczin kaldırılması isteminden oluşmaktadır. İlk derece yargılaması sonucunda, istemin kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurarak İlk Derece Mahkemesi kararınının kaldırılması isteminde bulunmuştur....
Hukuk Dairesi’nin 2016/15805 Esas ve 2018/885 Karar sayılı ve 22.02.2018 tarihli ilamında yer alan “ Dava, taraflar arasında akdedilen bireysel kredi sözleşmesi ve kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan banka alacağı sebebiyle emekli maaşı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve kesilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Alacağın dayanağını teşkil eden sözleşmede bankanın rehin, hapis ve takas hakkı hüküm altına alındığı, bankaya hesap ve alacaklar üzerinde rehin, takas ve mahsup hakkı tanındığı görülmektedir. Bu durumda kredi sözleşmeleri ve davacıdan alınan ek sözleşmedeki taahhütü kapsamında davacının davalı banka nezdinde ki maaş hesabına bloke konularak kesinti yapılması haksız şart niteliğinde değildir. Taraflar arasındaki sözleşme ile bu husus taahhüt edilmiştir....
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının icra müdürlüğüne verdiği dilekçelerin ardışık şekilde olduğu her ne kadar hangisinin önce hangisinin sonra icra müdürlüğüne sunulduğu saat yazmadığından anlaşılmıyor ise de içerik itibariyle birbirini tamamlayan sırlarda olduğu, her ne kadar geçersizlik yada değişen şartlar nedeniyle maaş haczinin kaldırılması mümkün ise da sırf haczin kaldırılmış olmasının her zaman kesintilerin de iadesi sonucunu doğurmayacağı, davacının takibin başladığı aynı gün hiçbir haciz baskısı olmadan daha kendisine tebligat dahi yapılmadan tebligatı elden alıp dosyayı kesinleştirip maaş haczine muvafakat verdiği, muvafakattan ve ilk kesintiden yaklaşık 2 yıl sonra muvafakatın geçersiz olduğu iddia edilerek gerek icra mahkemesine başvurulduğu, uzunca bir süre kesintilere ses çıkarılmadığı hususları hep birlikte gözetilerek davacının geçmişe dönük yapılan kesintilerin iadesini istemesinin Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına...
İlk Derece Mahkemesince, davacının evinde 17.11.2009 tarihinde yapılan menkul haczinin zamanaşımı süresi dolduktan sonra gerçekleştirildiğinden ve ödeme emrinin kesinleştiği tarih ile haciz tarihi arasında herhangi bir zamanaşımı kesilmesinin mevcut olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, davalı kurumun istinaf başvurusu üzerine; davacının evinde 17.11.2009 tarihinde yapılan menkul haczine, süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunulmaması ve menkul haczinin kaldırılmasının istenilmemiş olması nedeniyle, zamanaşımı kesilmiş olduğundan 01.01.2010 tarihinden itabaren tekrar işlemeye başlamış, beş yıllık hak düşürücü süre dolmadan 14.05.2012 tarihinde davacının emekli maaşına haciz konulmuş olduğu gerekçesiyle ilk derece kararının kaldırılarak davanın reddine ilişkin yeniden hüküm kurulmuştur. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına, dava dışı ......
İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/727 E 2019/957 K sayılı dosyası ile maaş haczinin kaldırılması talebiyle bir dava açıldığını ve devamında dosyaya feragat dilekçesi sunulduğunu, feragat dilekçesine istinaden davanın reddine karar verildiğini, feragat edilen davanın yine aynı gerekçelerle açılmasının mümkün olmadığını, bu sebeple davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, ayrıca davacı borçlunun 24/05/2019 tarihinde icra müdürlüğüne giderek emekli maaşından aylık 1.600,00 TL kesinti yapılması konusunda muvafakat verdiğini, yasal sürelerden feragat ettiğini, ancak icra müdürlüğünce haczin maaş haczi muvafakati verildiği tarihte işlenmeyerek 13/06/2019 tarihinde işlendiğini, davacı borçlunun kötü niyetli hareket ettiğini, muvafakatin geçerli olduğunu, ilk açılan davadan sonra da 16/09/2019 tarihinde icra dosyasına muvafakatinin geçerli olduğuna dair yeniden beyanda bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....