Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu ilke Medeni Kanunun 701. maddesinde “...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır...” biçiminde yer almıştır. Bu itibarla elbirliği (iştirak) halinde mülkiyette, ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Yasada veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunludur....
Birlikte mülkiyet ise “paylı mülkiyet” ve “elbirliği mülkiyeti” şeklinde olabilir. Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti ise elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde, ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. 19. Elbirliği mülkiyetinin hükümleri TMK’nın 702. maddesinde düzenleme altına alınmıştır. Bu hükme göre; "Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz....
Davalı, davada dayanılan satış vaadi sözleşmesinin gerçeği yansıtmadığını, sözleşmede yazılı satış bedelini de almadığını, kaldı ki taşınmazın elbirliği mülkiyeti rejimine tabi olduğunu, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazdaki mevcut mülkiyet rejimi paylı hale dönüştürülerek istek kabul edilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden 325 parsel sayılı taşınmazın tapuda davalının miras bırakanı annesi ... ile babası ... ... adına 1/2’şer paylı olarak kayıtlı bulunduğu kayıt maliklerinden ...’nın 1989’ da eşi olan diğer malik ... ...’nın 1984 yılında öldüğü, davalının ana ve babası olan kayıt maliklerinin davalı dışında başkaca mirasçıları da olduğu, kısaca 325 parsel sayılı taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi bulunduğu anlaşılmaktadır. Elbirliği mülkiyetinde hiçbir ortak için tasarruf edebileceği pay söz konusu değildir. Mülkiyet hakkı elbirliği ile ortaklara aittir....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle terekedeki taşınmaz mirasçılar adına intikalen tescil edilmiş olup, "elbirliği mülkiyetinde" olduğunun ve terekenin resmen yönetilmesini gerektiren Türk Medeni Kanununun 592. maddesinde gösterilen hallerin bulunmadığının anlaşılmasına göre, davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 67.20 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, oyçokluğuyla karar verildi.14.03.2011(Pzt)...
Bu kural Türk Medeni Kanununun 701. maddesinde "Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır." biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır....
maddelerine göre mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Tasarruf işlemleri için ortakların oybirliği ile karar vermeleri gerekir. Davacının tek başına taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemesi mümkün değildir. Çünkü davacının terekeye dahil bir taşınmaz için üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve yetkisi bulunmadığı gibi yalnızca adına iptal ve tescile karar verilmesini isteyemez. Öte yandan 11.10.1982 gün ve 3/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı kapsamına göre dava dışı paydaşların sonradan muvafakatlarının alınması ya da miras şirketine mümessil tayini suretiyle taraf teşkili sağlanıp yürütülemez. Elbirliği mülkiyetinde paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu kuralı ve davanın açılmasındaki ittifak koşulu dava şartı niteliğindedir....
Taşınmaz muristen intikal ettiğine göre, TMK.nun 640/2 ve 702/2. maddelerine göre, mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Tasarruf işlemleri için ortakların oybirliği ile karar vermeleri gerekir. Davacının tek başına taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemesi mümkün değildir. Çünkü davacının terekeye dahil bir taşınmaz için üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve yetkisi bulunmadığı gibi yalnızca adına iptal ve tescile karar verilmesini de isteyemez. Böyle bir dava, 11.10.1982 gün ve 3/2 sayılı YİBK'na göre dava dışı paydaşların sonradan muvafakatlarının alınması ya da miras şirketine mümessil tayini suretiyle taraf teşkili sağlanıp yürütülemez. Elbirliği mülkiyetinde paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu kuralı ve davanın açılmasındaki ittifak koşulu dava şartı niteliğindedir....
Toplanan deliler, tüm dosya kapsamından; davacı taraf beyanı ile dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının anlatımlarına göre; dava konusu taşınmazın davacıya murisinden kaldığı ve taksim-satış–bağış konusunda da bir açıklama getirilmediği anlaşılmakla öncelikle davacıdan murisine ait mirasçılık belgesinin istenilmesi, kendisi dışında başka mirasçıların bulunduğu ve miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesinin elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu belirlendiği takdirde taşınmaz başında yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve davacı tanıklarından taksim satış yada bağış yapılıp yapılmadığının sorulması, taksim satış yada bağış yoluyla dava konusu taşınmazın davacıya özgülendiğinin belirlenmesi halinde şimdiki gibi davanın kabulüne karar verilmesi; aksi takdirde dava konusu taşınmazın terekeye dahil bir mal olması, elbirliği mülkiyetinde TMK.nun 701. ve 702. maddeleri uyarınca ortakların belirlenmiş paylarının bulunmaması, her birinin hakkının ortaklığa giren malların...
Tapu malikinin terekesi elbirliği mülkiyeti rejimine tabidir. Dosyadaki mirasçılık belgesine göre de parsel malikinin davacı dışında başka mirasçısının da bulunduğu anlaşılmaktadır. Elbirliği halinde mülkiyette (somut olayda olduğu gibi) mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadır. Medeni Kanunun 701-703 maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin “ortaklığın” tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan herbirinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların tümüne aittir. Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil, ortaktır. Yine bu tür mülkiyette işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir....
Davacı ..., dava konusu taşınmazın mülkiyet sahibi....mirasçılarından olup, taşınmazda elbirliği halindeki maliklerdendir. Davacı tek başına bu davayı açarak tapu kaydındaki vakıf şerhinin kaldırılmasını istemiştir. Elbirliği halinde mülkiyette ( somut olayda olduğu gibi ) mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadır. Medeni Kanunun 701 -703.maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin "ortaklığın" tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan herbirinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların tümüne aittir. Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil, ortaktır. Yine bu tür mülkiyette işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir....