"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 23.9.2005 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.9.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, 16 parsel üzerinde bulunan ve murislerinden intikal eden taşınmazı diğer mirasçı davalının kullanmalarına engel olduğundan elatmasının önlenmesi ve ecrimisil isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece istemin bir kısmı hüküm altına alınarak elatmanın önlenmesine ve 1.484,30 YTL. ecrimisilin davalıdan alınmasına karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme davasında ... Asliye Hukuk ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 4721 sayılı TMK'nın 756 vd. maddeleri uyarınca elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın salt zilyetliğin korunmasına yönelik olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise, uyuşmazlığın salt tapusuz taşınmaza yönelik elatmanın önlenmesi davası olmayıp aynı zamanda ecrimisil talebini içerdiği ve 17.000.-TL. üzerinden davacı taraftan harç alındığı, görevli mahkemenin de dava değerine göre asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
Davadaki istem, davacı taşınmazına elatılma nedeniyle bu elatmanın önlenmesi olduğu gibi ayrıca kadastrol yola da elatmanın önlenmesi ve kal olarak iki ayrı elatma istemini kapsamaktadır. Yapılan keşif sonucunda davacının parseline elatma olmadığı anlaşılmış ise de, davacının parselinin kuzeyinden geçen yol üzerine davalılar tarafından bina yapılmak suretiyle alatmanın varlığı sabit olmuştur. Fen bilirkişisinin 24.05.2007 tarihli krokisinde de bu durum açıkça gösterilmiştir. Yollar umumun kullanımına tahsis edilmiş, herkesin yararlandığı kamu malları olduğundan orada ikamet eden ve yoldan yararlanan herkes buraya yapılan tecavüzün giderilmesi için dava açma hakkına sahiptir. Buna göre, davacının kendi parseli dışında yola yapılan tecavüzün giderilmesi için açmış olduğu davanın görülmesi gerekir....
Bu hakka yersiz bir müdahale olduğu takdirde elatmanın kaldırılması mahkemeden istenebilir. Davalılar kira gibi geçerli bir ilişkiye dayanmadığından, davacının 14.09.2009 tarihinde kazandığı mülkiyet hakkına değer verilerek davanın elatmanın önlenmesi istemi bakımından kabulü gerekirken somut olaya uygun düşmeyen bazı gerekçelerlerle reddedilmiş olması bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.11.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Bu özellikleri gereği yoldan yararlanma hakkı olan kişilerin de elatmanın önlenmesi için dava açma hakları vardır. Somut olayda; davacı gerçek kişi olarak yoldan yararlanma hakkına dayalı olarak eldeki davayı açmıştır, mülkiyet hakkına dayalı bir iddiası yoktur. Davacının da çekişme konusu yoldan yararlanma hakkı bulunduğundan davalıların yola elatmasının önlenmesini istemede hukuki yararı bulunup aktif dava ehliyeti vardır. Bu nedenle mahkemece davanın esasına girilerek, iddia ve savunmalar doğrultusunda tüm deliller toplanarak, mahallinde keşif yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Yapılacak inceleme ve araştırma sonucu dava konusu taşınmazın bütün paydaşlarının katılması suretiyle kullanma taksimine tabi tutulduğu ve bilirkişilerin rapor ve krokilerinde belirledikleri alanın davacıya veya onun murislerine bırakıldığı saptanırsa, davalının taksimen davacıya bırakılan taşınmaza elatması haksız olacağından elatmanın önlenmesi kararı verilmeli, aksi halde payı sebebiyle davalının da taşınmazda yararlanma hakkı olacağından, elatmanın önlenmesi isteği reddolunmalıdır. Yukarıda açıklanan hususlar üzerinde durulmaksızın elatmanın önlenmesi isteği eksik inceleme ve araştırmayla kabul edildiğinden karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 22.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve mecra irtifakı kurulmasına ilişkin istemlerin kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemizce bozulmuş, bozma üzerine yapılan yargılama sonunda irtifak ... kurulması istenen kooperatife ait taşınmazların şehir, elektrik ve su şebekesinden yararlandıkları, bu nedenle davanın konusunun kalmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar ... ve Hazine temyiz etmiştir. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, kal, karşı dava ise mecra irtifakı kurulması istemine ilişkindir. Mahkemenin mecra irtifakı tesisine ilişkin dava yönünden davanın konusuz kaldığının kabulünde bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki, kooperatifin taşınmazlarının şehir elektrik ve su şebekesinden yararlandırıldığı kabul edildiğine göre, elatmanın önlenmesi davalarının davacılarının taşınmazında kooperatife ait elektrik ve su alımına ilişkin daha önce tesis edilen direk ve su yollarının hala taşınmazlar üzerinde durup durmadığı araştırılmamıştır....
Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 715. ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun “Kamu malları” başlıklı 16/B maddeleri gereğince yollar kamunun ortak kullanılmasına ayrılan yerlerden olup kullanım hakkına dayalı olarak her zaman yola elatmanın önlenmesi isteminde bulunulabilir. O halde, mahkemece çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteği bakımından davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yok ise de; davacının kadastral yola meni müdahalenin talebine ilişkin olarak aktif dava ehliyetinin bulunduğu gözetilerek anılan istek bakımından işin esasına ilişkin hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, taraf vekilleri tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle hükmüne uyulan bozma ilamlarına göre mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle işin esası hakkında yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur....
Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, ecrimisil ve birleştirme kararı verilen dava isteminin reddine karar verilmiştir. Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı-davacı ... vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Davacı-davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Davacı, taşınmazına elatmanın önlenmesi ve haksız kullanım tazminatı istemlerinde bulunmuştur. Hükme esas alınan 26.02.2009 tarihli fen bilirkişi raporunda davacıya ait 2674 parsel sayılı taşınmaz içerisindeki binanın krokisinde kırmızı boya ile gösterilen 41,93 metrekare kısmının davalının kullanımında olduğu belirtilmiştir. Davacıya ait taşınmaz içinde bulunan binanın davacının mülkiyet hakkına tecavüzlü olduğu açıktır....