DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu binalarının önüne davalı Sarıyer Belediyesinin levha ve demir parmaklıklar inşaa ettiğini, bundan zarar gördüklerini belirterek davalı belediyenin el atmasının önlenmesini ve belirtilen tabelanın kaldırılmasını yada başka bir yere nakledilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2018/3 KARAR NO : 2018/25 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : FEKE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/09/2017 NUMARASI : 2016/138 ESAS, 2017/148 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Tapulu Taşınmazda Komşuluk Hukukuna KARAR : Feke Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/138 Esas 2017/148 Karar sayılı dosyasında verilen 13/09/2017 tarihli karara karşı davalı vekilinin 04/12/2017 tarihli istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Saimbeyli İlçesi, İslam Mahallesi 69 ada 36 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalının ise bu parselle aynı yer olan 38 parselin maliki olduğunu, davalının müvekkilinin malik olduğu taşınmazın 2.kattaki balkonunda içeri alarak camekan yaptırdığını, bu...
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Davaya konu olayda uygulama imkanı bulunan TMK’nin 740. maddesi, başkasının mülküne geçip zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği hükmünü içermektedir....
Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Öte yandan, kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Öte yandan, kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GÖYNÜK SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/09/2013 NUMARASI : 2011/175-2013/166 Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve alacak davası sonunda yerel mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Asıl dava, çaplı taşınmaza hem doğrudan hem de dolaylı (komşuluk hukukuna dayalı) elatmanın önlenmesi ve yıkım; birleşen dava, alacak isteklerine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 20.02.2006 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve komşuluk hukukuna aykırı davranışların giderilmesi istemi ile açılmıştır. Davalı, çekişme konusu yapılan ahırın kendi çapı kapsamında kaldığını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir....
Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, tüm dosya içeriğine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir Somut olayda, davacının ağaçlarının kuruması nedeniyle uğradığı zarara ve taşınmazın eski hale getirme masraflarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dava konusu 142 parsel sayılı taşınmazda davacının tapu kaydında 16/72 payı bulunduğu, diğer paydaşların muvafakatı ile tamamının davacı tarafından kullanıldığı tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır....
-KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkin olup mahkemece elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin reddine, ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmiş, hüküm sadece davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, komşuluk hukukuna ya da tesis edilen baz istasyonunun salt sakıncalarına değil; davacı ...’in paydaşlıktan kaynaklanan mülkiyet hakkına; diğer davacılar bakımından da bu yerde ikamet ettikleri iddiasına dayalıdır. Bu durumda, mahkemenin, baz istasyonundan yayılan radyasyonun limitin altında kaldığı gerekçesi yerinde değilse de, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmediğinden bu husus üzerinde durulmamıştır. Öte yandan, bilimsel verilere uygun olarak belirlenen ecrimisile hükmedilmesinde yasasya aykırı bir durum yoktur.O nedenle davacıların temyiz itirazları yerinde değildir reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 445.25.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 16.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....