Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın toplam 5.000,00 TL üzerinden harçlandırılarak açıldığı, davacı vekilince ön inceleme duruşmasında talebin, elatmanın önlenmesi istemi için şimdilik 4.000,00 TL, ecrimisil istemi için şimdilik 1.000,00 TL olarak açıklandığı, yargılama sırasında elatmanın önlenmesi talebi yönünden dava değerine esas olacak şekilde, davaya konu 4 ve 5 parselin arsa değerinin tespit ettirilmediği ve bu yönden harç ikmalinin yaptırılmadığı anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun (temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın) mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür....
Dava; paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. 1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına ve temyiz edenin sıfatına göre, davacı vekilinin aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacı vekilinin elatmanın önlenmesi talebi yönünden temyiz itirazına gelince, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davası kişiye zarar verecek nitelikte ise kişinin o taşınmazda fiili hakimiyetinin bulunmasının gerektiği görüşü kabul edilmektedir. Bu fiili hakimiyetin, mülkiyet hakkına, sınırlı aynî hakka, (intifa, sükna, irtifak gibi) veya kişisel bir hakka (kiracılık, ortaklık gibi) dayanması gerekmektedir. O halde bir kimsenin komşu sıfatıyla bir dava açabilmesi için, ayni veya şahsi bir hakka dayanması, başka bir anlatımla komşuluk sıfatıyla zarar görmesi gerekmektedir. Öte yandan, apartman ve site yönetimlerinin görev ve yetkileri 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 35. maddesinde açıklanmıştır. Yönetici, sadece ana gayrimenkulün korunması ve bakımı için kat maliklerinin yararına olan hususlarda onlar adına gerekli tedbirleri alabilir....
in mahkememize açmış olduğu davanın tahliye davası olmayıp elatmanın önlenmesi davası olduğu, davacı tarafın beyanına göre de davaya konu taşınmazın değerinin 40.000.-TL olduğu, buna göre de görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Asliye Hukuk Mahkemesi ise dava konusu 9 sayılı parselin önceki malikinin ... olduğu, düzenlenen kira sözleşmesine göre davalı ...'ın önceki malik ...'nin 01.05.2006 - 01.05.2011 dönemine ait kiracısı olduğu, davacının bu yeri 05.06.2008 tarihinde satın alırken davalının kiracılık sıfatını bildiği, bu durumda yeni malik ...'...
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava dilekçesinde sadece ecrimisil isteği yönünden değer bildirildiği, elatmanın önlenmesi yönünden ise bir değer bildirilmediği, davacının ıslah yoluyla ecrimisil tutarını artırdığı ve artırılan ecrimisil tutarı üzerinden harç alındığı, elatmanın önlenmesinin istendiği taşınmaz değeri üzerinden harç alınmaksızın neticeye gidildiği anlaşılmaktadır....
Bu fiili hakimiyetin, mülkiyet hakkına, sınırlı aynî hakka, (intifa, sükna, irtifak gibi) veya kişisel bir hakka (kiracılık, ortaklık gibi) dayanması gerekmektedir. O halde bir kimsenin komşu sıfatıyla bir dava açabilmesi için, ayni veya şahsi bir hakka dayanması, başka bir anlatımla komşuluk sıfatıyla zarar görmesi gerekmektedir. Taşınmazda doğrudan fiili bir hakimiyeti bulunmayan kişiler, mülkiyet hakkının zarar verici şekilde kullanıldığını iddia ediyorlarsa, TMK’nın 730, 737. maddelerine göre değil, kamu hukukuna ilişkin öteki kanunlara göre dava açmaları gerekmektedir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi, tazminat birleştirilen dava TMK.nun 724.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece elatmanın önlenmesi ve tazminat davasının reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş olup hüküm, elatmanın önlenmesi ve tazminat isteyen davacı tarafından temyiz edilmiş bulunduğundan, hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize değil Yüksek 1.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki; anılan Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden ortaya çıkan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığı’na gönderilmesine, 07.03.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Talepte bulunan hakkının hangi şekilde daha iyi korunacağını düşünüyorsa o hükümlere dayalı olarak ayrı ayrı koruma talep edebilir. Davacının dava dilekçesi ve sonraki açıklamalarından mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi talebinde bulunduğu sonucuna varılamaz. Davacı dilerse TMK'nın 683. maddesine dayalı ayrıca elatmanın önlenmesi davası açma hakkına sahiptir. Hakim Türk hukukunu resen uygular (HMK 33). O halde davacının talebinin zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanmak olduğu kabul edilerek davacının talebine ilişkin incelemenin TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca usulüne uygun yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde niteleme ile görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şmdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 388/4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM,TESCİL -KARAR- Asıl dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım, karşı dava temliken tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm temliken tescil davacısı tarafından temyiz edilmiş olup, taraflar arasındaki asıl uyuşmazlık temliken tescil isteğinden kaynaklanmaktadır.Davanın açıklanan bu nitelendirmesine ve temyiz edenen sıfatına göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 27.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1337 KARAR NO : 2022/789 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DÜZİÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/01/2021 NUMARASI : 2016/428 ESAS, 2021/20 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Yıkım) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, taraflarca vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....