Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....

    Bilindiği üzere, elatma bir haksız eylem olup, elatmanın önlenmesi davaları bu haksız eylemi gerçekleştiren kişi ya da kişiler aleyhine açılır. Öte yandan, elatmanın önlenmesi davalarında her bir davalı elattığı bölüm yönünden yargılama giderlerinden sorumludur. Yine her ne kadar, davalıların bilirkişi raporundaki yüzölçümü hesaplamasına itirazları var ise de, 4721 sayılı TMK.nun 719. maddesinde düzenlendiği üzere; taşınmaz sınırları tapu planları ve arz üzerindeki sınır işaretleri ile belirlenir. Tapu planları ile arz üzerindeki işaretler birbirini tutmazsa aslolan plandaki sınırdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Elatmanın Önlenmesi Orman Genel Müdürlüğü ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Ardahan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.05.2009 gün ve 63/120 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı ... Genel Müdürlüğü temsilcisi ile davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... İdaresi temsilcisi, dava dilekçesinde ada ve parsel numarası gösterilen 5 parça taşınmazın, 1957 yılından beri idare tarafından lojman, depo, bekçi evi ve arsası olarak kullanıldığını, kadastro sırasında Hazine adına tesbit edildiğini açıklayarak tapu kayıtlarının iptaliyle Orman İdaresi adına tapuya tesciline, Hazinenin elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir....

        Somut olayda; dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olup, 6100 sayılı HMK’nin yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra (24.09.2014 tarihinde) açıldığından, davanın 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi uyarınca genel yetkili asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. 3. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da el atmanın önlenmesi davasını etkilemez. 4. Dava elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir....

          Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Davaya konu olayda uygulama imkanı bulunan TMK’nun 740. maddesi, başkasının mülküne geçip zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği hükmünü içermektedir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.08.2001 ve 19.11.2001 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada ise elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen 25.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, inanç ilişkisine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Birleşen davada mülkiyet hakkına dayanılarak elatmanın önlenmesi istenmiştir. Mahkemece, inanç ilişkisine dayalı davanın reddine, birleşen elatmanın önlenmesi istemine dair davanın ise hapis hakkı tanınarak kabulüne karar verilmiştir....

              Dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 683.maddesi " Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davacı açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir " hükmünü içermektedir. Eldeki davada, davacı 106 ada 24 parsel sayılı taşınmazın malikidir. Mahallinde yapılan keşif ve 10.11.2010 tarihli fen bilirkişi raporuna göre elatmanın önlenmesi davasına konu olan taşınmazın 105 ada 145 parsel sayılı taşınmaz olduğu tespit edilmiştir. Dosyada getirtilen tapu kaydı incelendiğinde 105 ada 145 parsel sayılı taşınmaz davacı adına kayıtlı olmayıp dava dışı ... adına tapuda kayıtlıdır. Bu durumda davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....

                Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin taşınmazı malik sıfatıyla kullandığını, ecrimisilin ancak haksız ve hukuka aykırı bir eylemden dolayı talep edilebileceğini ileri sürerek kararın kaldırılıp davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil istemine ilişkindir. Yargıtay kararlarında da belirtildiği şekilde; elatmanın önlenmesi davası, mülkiyet hakkına dayanan ve kaynağını TMK’nın 683. maddesinden alan bir dava türüdür. Müdahalenin men’i davasında amaç, mülkiyet hakkına olan saldırının veya müdahalenin ortadan kaldırılmasıdır. Böylelikle malına haksız olarak müdahalede bulunulan malik, içinde bulunduğu durumdan kurtulmuş olur. Bahsi geçen müdahale maddi olabileceği gibi farklı şekillerde de ortaya çıkabilmektedir. El atmanın önlenmesi davası açabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır....

                Öncelikle dosya arasında bulunan her iki tapu kayıt sureti eklenerek Tapu Müdürlüğünden çekişme konusu taşınmazın doğru olan tapu kaydı istenmelidir. Gönderilecek olan tapu kaydında, davanın açıldığı tarih itibariyle davacının malik bulunmaması durumunda, elatmanın önlenmesi talebinin reddine, ecrimisil talebinin ise Yargıtay ve Dairemizin kökleşmiş uygulamasına göre haricen satın alan davalının zilyetliğinin iyiniyetli bulunması nedeniyle reddine; davacının tapu maliki olduğunun anlaşılması halinde harici satış sözleşmesi geçersiz olup, davalının tapu ve mülkiyetten kaynaklanan hakkının bulunmaması nedeniyle elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....

                  Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....

                  UYAP Entegrasyonu