Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; mahkemece, asıl dava yönünden, elatmanın önlenmesi talebi hakkında davanın açılmamış sayılmasına, ecrimisil talebinin kabulüne, birleştirilen dava yönünden ise, elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, fer'i müdahil ve davalılar, Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/454 Esas sayılı dosyası ile (fer'i müdahil tarafından) davacı aleyhine tapu iptali ve tescil davası açıldığı ve bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini savunmuş, bu hususu temyiz dilekçelerinde de dile getirilmişlerdir. İlgili tapu iptali ve tecil davasında, dava konusu 5 nolu bağımsız bölümün hatalı ve yolsuz şekilde tescil edildiği iddia edilmiştir. Mahkemece, fer'i müdahil ile davacı arasında Kayseri 2....

    Hukuk Dairesi kararını temyizi üzerine; Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Asıl davada, davacı ...; dava konusu 6802 ada 6 parsel sayılı taşınmazın yirmi yıldır zilyetliğinde olduğunu, taşınmaza hiçbir şekilde zilyet olmayan ... .....,’un zilyetliğinde olduğuna dair tespit yapıldığını, ... ...un taşınmazı ...’a, ...’ın da davalıya devrettiğini açıklayarak, davalı adına olan tapu kaydının iptaline, 1997 yılından beri kendi kullanımında olduğunun ve hak sahibinin kendisi olduğunun tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... açmış olduğu karşı davada, taşınmazı 6292 sayılı Kanun kapsamında satın aldığını, davacının haksız işgalci olduğunu açıklayarak, elatmanın önlenmesine ve iktisap tarihinden itibaren 4200 TL ecrimisile hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl dava zilyetliğin tespiti, karşı dava elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir....

      Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı Vakıf, dava konusu 595 ada, 29 imar parselinin kayden maliki olduğunu, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın konut yapmak suretiyle tasarrufta bulunduğunu, fuzuli şagil olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla işgal tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 639.800.00.-TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, murisi adına tapu tahsis belgesi olduğunu, miras yolu ile intikal ettiğini, fuzuli şagil olmadığını, tapu tahsis belgesinin iptal edilmediğini, ecrimisil talep edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; çekişmeli taşınmazın vakıf adına tescilli olduğu, kayıtla ilgisi bulunmayan İstanbul Belediyesi tarafından verilen tapu tahsis belgesine itibar edilemeyeceği gerekçesiyle elatmanın önlenmesine, 635.11....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.01.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.04.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava tapu tahsis belgesine dayalı el atmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkeme kararı hükmü temyiz edene usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulmuştur. HUMK'nun 432/4. maddesi ve 1.6.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen temyiz isteminin reddi gerekmiştir....

            Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Öte yandan, kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....

              Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Öte yandan, kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....

                Yine aynı hüküm uyarınca, haksız bir elatma varsa, anılan hüküm, malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmazlar davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişi, dava tarihinden önce taşınmazlar üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarruf ettiğinden, davalının dava konusu taşınmazlara haksız bir elatmasından söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesini ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

                  Yine aynı hüküm uyarınca haksız bir elatma varsa anılan hüküm malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişi, dava tarihinden önce taşınmaz üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarrufta bulunduğundan, davalının dava konusu taşınmaza haksız bir elatmasından söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesini ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

                    Yine, aynı hüküm uyarınca haksız bir elatma varsa anılan hüküm malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişi, dava tarihinden önce taşınmaz üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarrufta bulunduğundan, davalının dava konusu taşınmaza haksız bir elatmasından söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu