-KARAR- Dava, tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, mahkemece, kadastroca tespit dışı bırakılan taşınmaz bakımından davacının tutunduğu tapu kaydının kadastro geçmekle işleme tabi olma özelliğini yitirdiği ve 3402 sayılı yasanın 12/4 maddesi uyarınca delil durumunda düştüğü, taşınmazın bu hali ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer niteliği taşıdığı ,bu gibi yerler için kadastrodan önceki tapu kaydına dayanılarak açılan elatmanın önlenmesi davasının dinlenmesine yasal olanak bulunmadığı, ancak açılacak bir tescil davasında lehe karar alınması halinde bu tür bir davanın dinlenebileceği gözetilerek davanın reddi bu gerekçeyle ve sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 6,20 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 05.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Köyü 938 parsel 1976 yılında yapılan kadastro sırasında 18800 m2 yüzölçümüyle zeytinlik niteliği ile tapu kaydı ibraz edilememesi nedeniyle Hazine adına tespit ve tapuya tescil edilmiş, ...lehine zilyedlik şerhi verilmiş, davacı Orman Yönetimi, taşınmazın kısmen kesinleşen orman sınırı içinde kaldığını bildirerek, tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tescili, şerhlerin silinmesi ve elatmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, taşınmazın 30/04/2013 tarihli krokide (A) harfli (13219 m2) bölümünün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, elatmanın önlenmesine, beyanlar hanesindeki şerhin silinmesine, kalan kısmın Hazine üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ile davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava, insan ve çevre sağlığına aykırı eylemden kaynaklanan elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 4.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
Dava, kesinleşen ... sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir....
Mahkemece; Hazine, davaya dahil edildikten sonra çekişmeli taşınmazın kesinleşen tahdit haritası içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, elatmanın önlenmesi isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve dahili davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir....
Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları gözönünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının subjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanılıp katlanılamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir....
Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Öte yandan, kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....
in kendisine ait olduğunu bildirerek öncesinde adına tescili sağlanmış ise de gerçekte babası ... ait olduğunun tespit edildiği gerekçesi ile davalıya verilen tapunun iptal edildiği, buna göre taşınmazın tamamının davacı adına kayıtlı olduğu da belirlendiğinden taşınmaz üzerindeki gecekondu bina ve eklentilerinin davalılar murisi ... ait olup iptal de edilmediğinden tapu tahsis belgesinin hukuki geçerliliğini koruduğu, Yargıtay yerleşmiş içtihatları da gözetildiğinde 2981 sayılı Kanun'a göre tapu tahsis belgeli olarak tahsisi yapılan taşınmazı kullananların kötü niyetli sayılamayacağından bu kullanım nedeniyle davalılardan ecrimisil talep edilemeyeceği, davacı tarafından maddi tazminat talebini ispat edecek delil ibraz edilemediği gibi 3194 sayılı Kanun'un 18....