El atmanın önlenmesi davası açabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu dava bir eda davası olup taşınmaza haklı bir sebep olmadan kişi el atmış ya da tecavüz etmiş olmalıdır. Davacı olan mutlaka malın maliki ya da zilyeti konumunda olmalıdır. Müdahalenin men’i davası hukukumuzda geniş bir yere sahiptir. Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür....
El atmanın önlenmesi davası açabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu dava bir eda davası olup taşınmaza haklı bir sebep olmadan kişi el atmış ya da tecavüz etmiş olmalıdır. Davacı olan mutlaka malın maliki ya da zilyeti konumunda olmalıdır. Müdahalenin men’i davası hukukumuzda geniş bir yere sahiptir. Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür....
Hal böyle olunca el atmanın önlenmesi isteğininde kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi doğru değildir." şeklinde verilen kararla el atmanın önlenmesi davasının reddi yönünde verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir. D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil ve el atmanın önlenmesi davası olarak açılmış olup tapu iptal ve tescil kararının kesinleşmesi nedeniyle el atmanın önlenmesi talebidir. İlk derece mahkemesince el atmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmiştir....
Genel Müdürlüğü aralarındaki el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasına dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 03.10.2013 günlü ve 2012/172-2013/130 sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 30.09.2014 günlü ve 2014/5433-2014/13772 sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davacının taşınmazına davalı tarafından kamulaştırma yapılmaksızın elektrik direği dikmek ve elektrik hattı geçirmek suretiyle el atıldığını ileri sürerek el atmanın önlenmesi, kâl ve ecrimisil talep etmiştir. 1-Ecrimisil yönünden; Karar düzeltmeye konu edilen miktar 11.540,00 TL'sini geçmekmektedir. HUMK'un değişik 440. maddesinin 3 numaralı fıkrasının 1 numaralı bendine göre miktar ve değeri 11.540,00 TL 'den az olan hükümlerin onanması ya da bozulmasına ilişkin hükümler hakkında karar düzeltme yoluna gidilemez....
Diğer yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür. El atmanın önlenmesi isteği yönünden davanın kabulüne dair karar davalı tarafça temyiz edilmiş ise de dosya içeriği ve toplanan delillere göre mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle el atmanın önlenmesine karar verilmesi doğru olup davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine, Davalının ecrimisile ilişkin temyiz itirazlarına gelince, Gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, hak sahibinin, taşınmazı kullanması nedeniyle kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir....
Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi, taraflar arasında hukuken geçerli bir kira ilişkisinin varlığının saptanması halinde davanın reddedilmesi, aksi halde el atmanın önlenmesi yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Tarafların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ne var ki, eldeki dava, davalının çekişme konusu taşınmazda haksız işgalci olduğu iddiası ile açıldığına göre; anılan isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2/1. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi, taraflar arasında hukuken geçerli bir kira ilişkisinin varlığının saptanması halinde davanın reddedilmesi, aksi halde el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Tarafların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi, taraflar arasında hukuken geçerli bir kira ilişkisinin varlığının saptanması halinde davanın reddedilmesi, aksi halde el atmanın önlenmesi yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi, taraflar arasında hukuken geçerli bir kira ilişkisinin varlığının saptanması halinde davanın reddedilmesi, aksi halde el atmanın önlenmesi yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Tarafların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, kira ilişkisinden söz edilmek ve davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Ne var ki, eldeki dava, davalının çekişme konusu taşınmazı fuzulen işgal ettiğinden bahisle açıldığına göre; anılan isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2/1. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu kuşkusuzdur. Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi, taraflar arasında hukuken geçerli bir kira ilişkisinin varlığının saptanması halinde davanın reddedilmesi, aksi halde el atmanın önlenmesi ve ecrimisil yönlerinden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir....