Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili; vekili edeninin dava konusu 1417 nolu parseli 21.01.2008 tarihinde, önceki malik olan davalıdan satın aldığını; ancak davalının hiçbir akdi ilişki olmamasına rağmen taşınmazı boşaltmadığını, 10.10.2012 tarihinde çekilen ihtarnameye rağmen haksız işgali sonlandırmadığını iddia ederek el atmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. 1....

    Davalı tarafın el atmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince: Türk Medenî Kanununun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik, hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Yine aynı hüküm uyarınca haksız bir el atma varsa anılan hüküm malike her türlü haksız el atmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz davalılar adına tapuda kayıtlı olup, davalıların haksız bir tasarruf ve elatmasından söz edilemez ve el atmanın önlenmesine karar verilemez. Bu itibarla, mahkemece elatmanın önlenmesine ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. -...- 2016/7989 - 2018/2538 SONUÇ: ...)...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacı, kayden maliki olduğu 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazı davalıların haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın 2004 yılından beri kullandıklarını, daha önce davalılar aleyhine ......

        Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil; karşı dava temliken tescil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, asıl dava bakımından el atmanın önlenmesine, yıkıma ve kısmen ecrimisile karar verilmiş; karşı dava ise usulden reddedilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin ve yıkımı istenen şeyin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)....

          İlçesi ... köyü 248 nolu parselin bilirkişinin 02/03/2014 tarihli raporunda Y ve T harfleri ile gösterdiği toplam 1262,424 m2 bölümüne davalının el atmasının önlenmesine karar verilmiştir. Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden , mahkemece bilirkişi krokisinde Y ve T harfleriyle gösterilen bölümler bakımından el atmanın önlenmesine ilişkin isteğin kabulüne karar verildiği, 248 sayılı parselin müstakilen davacıya, 249 sayılı parselin ise davalı ve dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğu, davalının 249 sayılı parselin tümünü kullandığı, fen bilirkişisinin keşif sonrası düzenlenen krokisinde tecavüzlü bölümün krokide T harfi ile gösterilen 772 m2 olduğunu rapor ettiği anlaşılmaktadır. El atma bir haksız eylem olup el atmanın önlenmesi davalarının da haksız eylemi gerçekleştiren kişi ya da kişiler aleyhine açılabileceği gözetildiğinde bilirkişi krokisinde T harfi ile gösterilen bölüm yönünden el atma isteminin kabul edilmesinde bir isabetsizlik yoktur....

            atmanın önlenmesinin bu yönden yerinde olduğu kanaatine varılmış; bununla birlikte davalı T8 yargılama sırasında vefatı ile haksız fiil niteliğindeki el atmanın sona erdiği; davaya dahil edilen mirasçılarının haksız eylemleri bulunması halinde bu eylemlerin görülmekte olan bu davanın konusunu oluşturmayacağı; bu sebeple davalı T8 karşı 917 ada 25 parsel açısından açılan el atmanın önlenmesi davasının konusuz kaldığı kanaatine varılmış; 917 ada 20 parsel sayılı taşınmaza herhangi bir müdahalenin bulunmaması sebebiyle el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme tazminatı istemlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmış; tüm bu sebeplerle dava konusu 917 ada 25 parsel sayılı taşınmaz yönünden el atmanın önlenmesi davası açısından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, eski hale getirme davasının reddine; dava konusu 917 ada 20 parsel sayılı taşınmaz yönünden el atmanın önlenmesi davasının ve eski hale getirme davasının reddine dair karar vermek gerekmiş ayrıca 917 ada...

            ın mülkiyet hakkında üstünlük tanıması gerektiği belirtilerek, davacılardan ... ve ... yönünden davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine, davacı ...’ın ecrimisil isteğinin reddine, el atmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalılar vekili temyizinde, davacıların tapu kaydından kaynaklanan hak sahibi olmadıklarını, müvekkillerinin iyi niyetli olduğunu, dairenin satışı gerçekleşmeden el atmanın önlenmesi talep edilmesinin haksız olduğunu ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. 2....

              ye kiraya verileceğinden bahisle 26 adet ağacın işaretlendiğini bildirerek el atmanın önlenmesini istemiş, davalı-karşı davacı ... Yönetimi ise, taşınmazın bir bölümünün orman sayılan yerlerden olması nedeniyle tapu kaydının iptali ve el atmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, taşınmazın 11/01/2010 tarihli krokide (A4) ile işaretli 2087.79 m2 bölümün orman olduğu belirlenerek bu bölümün tapusunun iptaline, orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, taşınmazın tapulu olması nedeniyle Orman Yönetiminin el atmanın önlenmesi istemli davasının reddine, kişinin el atmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmiş, hükmün ... ve Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03.11.2010 tarih ve 2010/12484 - 13544 sayılı kararı ile bozulmuştur....

                El atmanın önlenmesi istemi bakımından ise, yukarıda açıklandığı üzere üyelik sona erdiği gerekçesiyle bu istem kabul edilmiştir. Bu şekilde verilen kararlarla, hem kısa ve gerekçeli karar arasında, hem de karar ile gerekçesi arasında çelişki oluşturulmuştur. Ayrıca bu karar ile, davalının artık kooperatif üyesi olmadığı, dolayısıyla dava konusu olmadığı halde genel kurul kararının doğru bir karar olduğu kabul edilmiştir. Oysa davalı hakkında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ile ana sözleşme hükümlerinde belirtilen nedenlere göre yasada belirtilen prosedüre uygun alınmış ve kesinleşmiş bir ihraç kararı bulunmadıkça, kooperatif üyeliğine dayalı tahsis edilen taşınmaz hakkında el atmanın önlenmesine karar verilmesi mümkün değildir. Ayrıca, kooperatif genel kurulunun aldığı 04.07.2004 tarihli kararı da doğrudan kooperatif üyeliğini sona erdirecek nitelikte bir karar değildir. Davalı kooperatif üyeliğine kabul edilmiştir....

                  El atmanın önlenmesi istemi bakımından ise, yukarıda açıklandığı üzere üyelik sona erdiği gerekçesiyle bu istem kabul edilmiştir. Bu şekilde verilen kararlarla, hem kısa ve gerekçeli karar arasında, hem de karar ile gerekçesi arasında çelişki oluşturulmuştur. Ayrıca bu karar ile, davalının artık kooperatif üyesi olmadığı, dolayısıyla dava konusu olmadığı halde genel kurul kararının doğru bir karar olduğu kabul edilmiştir. Oysa davalı hakkında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ile ana sözleşme hükümlerinde belirtilen nedenlere göre yasada belirtilen prosedüre uygun alınmış ve kesinleşmiş bir ihraç kararı bulunmadıkça, kooperatif üyeliğine dayalı tahsis edilen taşınmaz hakkında el atmanın önlenmesine karar verilmesi mümkün değildir. Ayrıca, kooperatif genel kurulunun aldığı 04.07.2004 tarihli kararı da doğrudan kooperatif üyeliğini sona erdirecek nitelikte bir karar değildir. Davalı kooperatif üyeliğine kabul edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu