Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" NUMARASI : 2013/261-2014/388 Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi, kal, tazminat ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, el atmanın önlenmesi, kal, tazminat ve ecrimisil istemine ilişkin olup, Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulunun 09.07.2015 gün ve 2015/4724-5407 sayılı kararı ile temyiz itirazlarının incelenmesi için dairemiz görevlendirilmekle yapılan incelemede, Mahkemece, el atmanın önlenmesi ve kal davasının kabulüne, diğer istemlerin ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

    Diğer yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür. Davacılar adına kayıtlı taşınmazın davalı tarafından kullanıldığı, davacı tarafça davanın açılması ile taraflar arasındaki zımni ariyet sözleşmesinin sona erdiği belirlendiğinden, davacıların mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle verilen el atmanın önlenmesine ilişkin kararda bir isabetsizlik görülmemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlara el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Ecrimisil isteminin reddi ile el atmanın önlenmesi davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazlara el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece, el atmanın önlenmesi talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve ecrimisil talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

      El atan kişinin kasıtlı ve kusurlu olması şart değildir. El atan kişi geçersiz bir hukuki sebebe dayanıyor ise el atmanın önlenmesi davası açılabilir. El atmanın önlenmesi davası bir eda davasıdır. Bu dava sonunda davalı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya mahkum edilmektedir. Ayni hakka dayandığından ayni bir davadır. Ayni bir dava olduğu için haksız el atma sürdükçe her zaman el atmanın önlenmesi davası açılabilir. Bu dava zaman aşımına uğramaz. Hak düşürücü süreye tabi değildir. Ayni hak sahibi el atmayı öğrenmesine rağmen uzun süre ses çıkarmasa dahi haksız el atmanın önlenmesi davası açabilir. Bu durum TMK'nın 2. maddesi hükmüne göre hakkın kötüye kullanılması olarak da kabul edilemez. Öte yandan; tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin resmi şekilde yapılması geçerlilik koşuludur (743 S.K'nun 634.; 4721 S. Türk Medeni Kanunu m. 706; Borçlar K. m. 213; Tapu Kanunu m. 26; 1512 Sayılı Noterlik Kanunu m. 60, 89)....

      Aynen taksim ve diğer mirasçılar ile birlikte kullanılması mümkün olmayan zemin kata yönelik el atmanın önlenmesi davasının dinlenemeyeceğini, 8. Payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu el atmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerektiğini, 10. Hükmün infaz kabiliyetinin bulunmadığını ileri sürülmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, paydaşlar arası el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 683 ve 995 inci maddeleri, 2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 inci maddesi, 3. Değerlendirme 1....

        Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 21/10/2021 tarih 2021/8 Esas 2021/413 Karar sayılı ilamı ile; "Davanın elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil talepleri bakımından ayrı ayrı reddine" karar verilmiştir. D)İSTİNAF NEDENLERİ Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; el atmanın önlenmesi davası, eski hale getirme ve ecrimisil talepli olarak açmış oldukları dava devam ederken davaya konu taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası nedeniyle satıldığını, el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme talepleri yönünden davanın konusuz kaldığını, ecrimisil taleplerinin devam ettiğini, dava tarihi itibariyle el atma olgusu bulunduğundan davalının yargılama gideri ve vekalet ücretine de mahkum edilmesi gerektiğini, davadaki haklılıkların ispatlanmış olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, el atmanın önlenmesi, eski hale getirme, ecrimisil istemine ilişkindir....

        Köyü 327 sayılı (yenileme kadastrosu sonrasında 109 ada 118) parselin kendi mülkiyetinde olduğu halde, Orman Yönetimince ... A.Ş.'ye kiraya verileceğinden bahisle 26 adet ağacın işaretlendiğini bildirerek el atmanın önlenmesini istemiş, davalı-karşı davacı ... Yönetimi ise, taşınmazın bir bölümünün orman sayılan yerlerden olması nedeniyle tapu kaydının iptali ve el atmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, taşınmazın 11/01/2010 tarihli krokide (A4) ile işaretli 2087.79 m2 bölümün orman olduğu belirlenerek bu bölümün tapusunun iptaline, orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, taşınmazın tapulu olması nedeniyle Orman Yönetiminin el atmanın önlenmesi istemli davasının reddine, kişinin el atmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmiş, hükmün ... ve Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03.11.2010 tarih ve 2010/12484 - 13544 sayılı kararı ile bozulmuştur....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Hemen belirtilmelidir ki, mülkiyet hakkı gerek Anayasa ve yasalarla gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri ile kabul edilmiş temel haklardandır. 2. Eşyaya bağlı ayni haklardan olan mülkiyet hakkı herkese karşı ileri sürülebileceği gibi, hakka yönelik bir müdahale durumunda ne zaman gerçekleştiğine bakılmaksızın, ileri sürüldüğü andaki hak sahibi tarafından her zaman koruma istenebileceği de kuşkusuzdur. Anılan korumanın istenmesi durumunda da hakkın kötüye kullanıldığından söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur. 3. Diğer yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683 üncü maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür. 3....

            Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür. Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz. Davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....

            'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza vaki haksız el atmanın önlenmesi, eski hale getirme ve yıkım isteklerine ilişkin olup; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) yürürlüğü zamanında açılmıştır. Mahkemece, işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, ileri sürülen isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 683/2. maddesinden kaynaklandığı ve taşınmazın aynına (mal varlığına) yönelik bulunduğu gözetildiğinde, davanın HMK'nın 2. maddesi kapsamında kaldığı ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu tartışmasızdır. Bilindiği üzere, görev kamu düzeniyle ilgili olup, yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması zorunlu bir usül kuralıdır. Hâl böyle olunca, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası hakkında hüküm kurulması isabetsizdir. Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir....

              UYAP Entegrasyonu