Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun elbirliği (iştirak) mülkiyeti ile ilgili 702/son maddesi uyarınca, el atmanın önlenmesi davalarında tüm paydaşların davada yer almalarının zorunlu olmadığı ve paydaşlardan biri tarafından dava açılabileceği, el atma olgusunun sabit görülmesi halinde yalnızca davacı paydaşın payı oranında değil mutlak (tam) olarak el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerekeceği, dava konusu taşınmaza davacı ile dava dışı diğer kişilerin elbirliği halinde malik olduğu ve paydaşlardan davacı ... tarafından açılan el atmanın önlenmesi davasının dinlenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 737 nci maddesi gereğince komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle el atmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi, “Mülkiyet İlişkisi” başlıklı 722 nci maddesi, “İyiniyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi. 3. Değerlendirme 1. Mahkemelerin nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı HUMK'nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birisinin varlığı halinde mümkündür. 2....
Gerekçe 1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, paydaşlar arası el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 683 üncü maddesi uyarınca bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir 3. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki el atmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir....
K A R A R Davacı vekili; vekil edeninin 4860 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, harici ölçüm sonucu davalı ...'ün taşınmazına müdahale ettiğini öğrendiğini yine diğer davalının kendisine ait arsanın sınırında evinin önüne saçak yaptığını belirterek davalıların el atmanın önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; kullanımın yıllardır bu şekilde olduğu ve şimdi el atmanın önlenmesi talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; el atmanın önlenmesi ve yıkım istemlerine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür....
Görüleceği üzere, malike mülkiyet hakkının sağladığı yetkilerin gereği gibi kullanılmasını önleyen ve 3. kişilerden gelen etkilere karşı korunma aracı olarak haksız el atmanın önlenmesi davası hakkı tanınmıştır. Haksız el atma, doğrudan mülkiyet hakkına el atma şeklinde olabileceği gibi, bir vasıta veya başka bir kişi kullanmak suretiyle de gerçekleşebilir. Burada önemle vurgulanmalıdır ki, kanun hükmünde haksız el atmadan söz edilmiş olması karşısında, bütün bu müdahalelerin haksız olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla müdahale "yasadan" veya "sözleşmeden" kaynaklanan "ayni" ya da "şahsi" bir hakka dayanmamalıdır. El atmanın önlenmesi davalarının büyük çoğunluğu dayanağını 4721 s. TMK' nun 683. maddesinden almakta ise de bu madde kapsamı dışında kalan ve özel maddeler ile düzenlenen el atmanın önlenmesi davaları da mevcuttur....
El atmanın önlenmesi davası açabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu dava bir eda davası olup taşınmaza haklı bir sebep olmadan kişi el atmış ya da tecavüz etmiş olmalıdır. Davacı olan mutlaka malın maliki ya da zilyeti konumunda olmalıdır. Müdahalenin men’i davası hukukumuzda geniş bir yere sahiptir. Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 1- Davacının ecrimisil ve değer kaybı ile istemi yönünden; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 2-El atmanın önlenmesi yönünden ; 4721 sayılı Medeni Kanunun 727. maddesinin son fıkrasına göre “İrtifak hakkı, mecra dışarıdan görülmüyorsa tapu kütüğüne tesciliyle, dışarıdan görülüyorsa noterce düzenlenecek sözleşmeye dayanılarak mecranın yapılmasıyla doğar." hükmü uyarınca mahkemece, telin dışarıdan geçirilmesi nedeniyle noter tarafından düzenlenen bir sözleşmenin veya belgenin bulunup bulunmadığı araştırılarak, böyle bir belgenin veya sözleşmenin bulunmadığının tespiti durumunda dava konusu taşınmaza idare tarafından yapılan el atmanın önlenmesine; belge veya sözleşmenin bulunduğunun anlaşılması durumunda...
Diğer yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür. Somut olaya gelince; 21/11/2014 havale tarihli fen bilirkişi raporu ve ekindeki krokiye göre davacıya ait 297 ada 51 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan ve A harfi ile gösterilen 88,54 m2’lik kısmın davalı kullanımında olduğu saptanmış olup, mahkemece el atmanın önlenmesi isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenden ötürü yerindedir....
4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 683 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 995 ] 743 S. TÜRK KANUNU MEDENİSİ (MÜLGA) [ Madde 638 ] 743 S. TÜRK KANUNU MEDENİSİ (MÜLGA) [ Madde 908 ] 2942 S. KAMULAŞTIRMA KANUNU [ Madde 11 ] 2942 S. KAMULAŞTIRMA KANUNU [ Madde 15 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve kal ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Dava konusu taşınmaza davalı idarenin kamulaştırmasız el attığı mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ve tekmil dosya münderecatından anlaşıldığından el atmanın önlemesine ve kal davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1- Taşınmaz arsa vasfındadır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl dava çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, birleşen dava ise harici satıma dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde harici satım bedelinin tahsili ve TMK'nın 723. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (4721 sayılı Kanun) 683 üncü ve 723 üncü maddesi, 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (4721 sayılı Kanun) 70 inci, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 237, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26 ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 89 uncu maddesi 3. Kural olarak, 10.07.1940 tarihli ve 2/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre; harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler....