ve bu değer farkının ödetilmesine karar verilmesidir....
Somut olayda da, dava konusu dairenin 26.4.2005 tarihinde satın alındığı gözetilerek, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. O halde mahkemece bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle, satış tarihi olan 26.4.2005 tarihi itibariyle dairenin bulunduğu sitede reklam ve ilanlarda taahhüt edilen sosyal ve sportif tesislerin yapılmış olması durumundaki rayiç değeri ile (ayıpsız değer), dairenin halihazırdaki durumundaki hiç yapılmayan ya da eksik, farklı veya siteye ait mülkiyet alanı içinde yapılması gerekirken, site dışında yapılan işler nedeniyle rayiç değeri (ayıplı değer), ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenmeli ve davacı talebi ile kazanılmış hak da gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir....
ın sözleşmedeki tüm haklarını müvekkiline devir ve temlik ettiklerini, binanın sözleşmeye uygun olarak 31.12.2008 tarihinde eksiksiz ve iskân ruhsatı alınmış şekilde teslim edilmesi gerekirken iskân ruhsatının alınmadığını, ayıplı ve eksik imal edilmiş olduğunu, davalı yüklenicinin mükellefiyetlerini yerine getirmediğini, binaların durumunun tespiti için ....İş sayılı dosyaları ile delil tespiti talep edildiğini ve bu dosyalardaki bilirkişi raporlarında dairelerin sözleşme şartlarına uygun olarak imal edilmediğinin ve eksiklik nedeniyle değer kaybı olduğunun tepsit edildiğini, sözleşmeye göre iskânı alınmış olarak teslim edilmediğinden ve eksik ve ayıplı olduğundan rayiç kira bedeli isteyebileceğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dairedeki eksiklikler için 4.550,00 TL, ortak alanlardaki eksik ve yapılmayan işler nedeniyle 5.000,00 TL, sonradan yapılması mümkün olmayan imalatlar sebebiyle dairede meydana gelen değer kaybı 3.000,00 TL, süresinde iskân alınıp...
Davalı; talebin zamanaşımına uğradığını, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, eksik ve ayıp bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada; davanın kısmen kabulüyle 9.725,22 TL'nin 01.01.2003 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak eksik yapılan işler nedeniyle davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir....
Mahkemece, davacının aracın davalılara iadesi ile satış bedelinin tahsiline yönelik talebinin reddine, dava konusu araçtaki ayıp nedeniyle ortaya çıkan ve bilirkişiler tarafından hesaplanan 750,00-TL değer kaybı ve boya giderinin satış bedelinden tenzili ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı tarafından, ... Otomotiv Ltd. Şti. den satın aldığı araçtaki üretimden kaynaklanan boya hatası ve araçta yer alan diğer hatalar nedeniyle aracın davalılara iadesi ile satış bedelinin tahsiline olmadığı takdirde ayıp nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybının bedelinin tahsili için eldeki dava açılmıştır....
Dava konusu sosyal tesislerin, mülkiyeti Toki’ye ait olan 518 ada üzerinde yapılmış olması, alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husus olup, edimin ifasındaki bu yöne ilişkin eksiklik nedeniyle, somut olayda 4077 sayılı yasada düzenlenen “ayıplı ifa” değil “eksik ifa” söz konusudur....
Dava konusu sosyal tesislerin, mülkiyeti Toki’ye ait olan 518 ada üzerinde yapılmış olması, alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husus olup, Edimin ifasındaki bu yöne ilişkin eksiklik nedeniyle, somut olayda 4077 sayılı yasada düzenlenen “ayıplı ifa” değil “eksik ifa” söz konusudur....
(Muhalif) (Muhalif) Muhalefet Şerhi Uyuşmazlık; satın alınan dairede ve sitenin ortak alanlarında tespit edilen eksikliklere, 4077 sayılı Yasadaki ayıba karşı tekeffül hükümleri mi? yoksa eksik işe ilişkin Borçlar Kanunu genel hükümlerinin mi uygulanacağı konusundadır. Eksik iş ve ayıplı iş ayrımının sınırları yasalarımızda açıkça belirlenmediğinden bu boşluk Yargıtay içtihatları ile doldurulmaktadır. Bu ayrımın hukuki sonuçları önemli olup birbirinden farklıdır. Çünkü özel hüküm yerine genel hükme başvurmak muayene ve ihbar süresi geçirilmişse önem arzedecektir. Nitekim ayıplı iş için mutlaka ihbar gerekirken eksik ifa da ihbara gerek kalmadan dava açılabilir. Bazı durumlarda eksik ifa ile ayıplı ifanın ayrımında güçlük yaşanmaktadır. İşte burada bitmemiş yani tamamlanmamış ifa ile ayıplı ifa ayırımını iyi yapmak gerekir....
Davalılar, davacının ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ayrıca herhangi bir ayıp ya da eksik işin de bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 3.885,00 TL.'nin dava tarihinden yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm davalılar tarafından temyiz edilmişir. Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacıların satın aldıkları konutta oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir. Davalı, ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, eksik ifa yönünden talebinin kabulü ile diğer taleplerin reddine karar verilmiştir....
Varılan sonuçlara göre mahkemece değer kaybına ilişkin istemin reddi gerekirken delillerin takdirinde ve yasa maddelerinin yorumunda yanılgıya düşülerek kabulü doğru olmamıştır. 3-Mahkemece inşaatın eksik ve ayıplı olması nedeniyle yüklenicinin bakiye hakediş bedelini talep etmeye hakkı bulunmadığından asıl dava reddedilmiştir. Karşı davada eksik ve kusurlu işler bedeline hüküm verilerek ifa tamamlandığına göre yüklenici iş bedelinin tamamına hak kazanmıştır. Alınan bilirkişi raporları değerlendirilerek asıl davanın karara bağlanması gerekirken uygun düşmeyen gerekçelerle reddi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir....