Mahkemece; davacının, ehliyetsizlik iddiası bakımından yukarıda açıklanan usullere göre inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ile vasiyetnamenin iptal talebinin reddine karar verilmesi, buna karşın vasiyetnamenin iptali isteminin reddi ile birlikte vasiyetname geçerli kabul edilmesine rağmen davacının tenkis talebi ile ilgili olarak hiçbir inceleme-değerlendirme yapılmaması ve davacının iptal ve tenkis talepleri yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması, doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve şimdilik diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İhtisas Kurulu'nun hüküm vermeye ve denetime elverişli dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilen rapor içeriğine göre, vasiyet edenin 19/07/2018 tarihinde düzenlediği vasiyetnamenin tanzim tarihi itibariyle fiil ehliyetinin (tasarruf ehliyetinin) bulunduğu ve murisin fiil ehliyetinin bulunmadığı, aldatma (kandırma) ve vasiyetnamenin şekil kurallarına aykırı olarak düzenlenmiş bulunması iddialarının davacılar tarafından 4721 s. TMK’nun 6. ve 6100 s. HMK’nun 190. maddeleri gereğince usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, yine vasiyetnamenin usulüne uygun tanzim edildiği gerekçesiyle davacıların vasiyetnamenin iptali davalarının esastan reddine karar verilmiş olup, 4721 s. TMK'nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır....
Mahkemece; Adli Tıp Kurumunca düzenlenen rapor ile mirasbırakanın vasiyetnamenin tanzim edildiği tarihte fill ehliyetine sahip olduğunun belirlendiği, ayrıca fiil ehliyetini etkileyen, engelleyen veya baskı altına alan bir unsurun mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle mirasbırakanın vasiyetnamenin tanzim edildiği tarihte fiil ehliyetine sahip olduğunun belirlenmiş olmasına ve vasiyetnameyi yanılma, aldatma, korkutma ve zorlama ile yaptığının ispat edilememesine göre; davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davada, vasiyetnamenin şekil eksikliği nedeniyle de iptali, olmadığı takdirde tenkisi istenilmiş ise de, mahkemece bu istemler hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması, usul ve yasaya aykırıdır(HMK. md.297)....
Mahkemece; murisin vasiyetname yaptığı tarihte temyiz kudretine sahip olduğuna dair uzman hekim raporu sunulduğu, tanık beyanları ile de murisin vasiyetname düzenlenirken temyiz kudretine sahip olduğunun anlaşıldığı, murisin vasiyetnameyi baskı ve tehdit altında düzenlediğine dair herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava; hukuki ehliyetsizlik sebebine ve yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sebebine dayalı vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Vasiyetçi 1929 doğumlu olup, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 81 yaşındadır. Duruşmada dinlenen davacı ve davalı tanıklarının murisin akıl sağlığının yerinde olmadığına dair beyanda bulunmadıkları anlaşılmaktadır....
TMK’nın 557’nci maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup, bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlâka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması hâlleridir. TMK’nın 557’nci maddesinde sayılan sebeplerin bulunması hâlinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez ise de, koşullarının varlığı durumunda tenkis talebine konu edilebilir (TMK. m. 560-562). Tenkis kavramı ise, indirme, azaltma veya eksiltme anlamına gelmektedir....
Dava konusu uyuşmazlık, hukuki ehliyetsizlik ve ikrah iddiasına dayalı vasiyetnamenin iptali talebine ilişkindir. TMK 557.maddesinde, vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması olarak dört tanedir. İkrah (korkutma), kişinin irade serbestîsini ihlal suretiyle onu gerçek isteğine uymayan bir beyanda bulunmak zorunluluğunda bırakan, hukukun caiz görmediği davranışlardır. İkrah, maddi ve manevi olmak üzere iki türlüdür. Bir kimseye o akdi yapmasını temin için maddi tazyik yapılmışsa, örneğin eli tutularak zorla sözleşmenin altı imzalatılmışsa bu halde maddi ikrah hali varsayılır....
Bunlar; (i) ehliyetsizlik, (ii) vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, (iii) tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, (iv) tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK’nın 557. maddesinde sayılan nedenlerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu nedenler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Davacı tarafça, dava dilekçesinde hem ehliyetsizlik (TMK m. 557/1) hem de irade sakatlığı (vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması) (TMK m. 557/2) hallerine birlikte dayanıldığı, Mahkemece karar gerekçesinde sadece davacının ehliyetsizlik iddiasının tartışılarak karar oluşturulduğu, irade sakatlığı hallerine dayalı talebi konusunda herhangi bir somut gerekçe yazılmadan soyut ifadelerle vasiyetnamenin iptalinin koşullarının oluşmadığı ifade edilerek hüküm oluşturulmuştur....
Mahkemece; okur yazar olmadığı anlaşılan vasiyet edenin son arzularının, tanıklar önünde vasiyet edene okunmasından sonra tanıkların tevsik eden beyanlarının ve imzalarının bulunmadığının anlaşıldığı, bu beyanın yokluğu vasiyetnameyi geçersiz kıldığından ikrah ve ehliyetsizlik nedenlerine dayalı olarak araştırma yapılmadığı gerekçe gösterilerek, TMK.535.maddesindeki şekle uygun düzenlenmeyen vasiyetnamenin iptaline karar verilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmektedir. Anılan karar Dairemizin 2012/16588 Esas - 2012/ 21414 Karar sayılı ve 11/10/2012 tarihli kararı ile; " ...Somut olayda davacı tarafından, vasiyetnamenin iptali istenmiş olup, iptal sebeplerinin varlığı, vasiyetnamenin tümü incelenerek belirlenmesi gereken bir husustur....
Noterliğince düzenlenen 08/02/2010 tarihli ve 3372 yevmiye numaralı vasiyetnamenin şekil eksikliği, ehliyetsizlik ve irade sakatlığı nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek; vasiyetnamenin iptalini, olmadığı takdirde tenkisini talep etmişlerdir. Davalı; davacıların iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince; davaya konu vasiyetname düzenlendikten sonra, mirasbırakan ile davalı arasında 05/07/2010 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesinin düzenlendiği ve vasiyete konu taşınmazın sözleşmeye konu edildiği; muvazaa iddiasına dayalı olarak açılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali davasının ise reddine karar verildiği, mirasbırakanın bahse konu sözleşme ile davaya konu vasiyetinden döndüğü, bu nedenlerle vasiyetnamenin iptaline karar verilemeyeceği gibi tenkis talebinin de incelenemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
Somut olayda; davacılar tarafından vasiyetnamenin irade sakatlığı, ehliyetsizlik ile şekil eksikliği nedenleriyle iptali talep edilmiş ise de; kararda sadece ehliyetsizlik ve şekil eksikliğine nedenleri yönünden toplanan deliller değerlendirilmiş irade sakatlığı nedeniyle vasiyetnamenin iptali talebi yönünden toplanan deliller hakkında bir değerlendirme yapılmamıştır. Diğer bir anlatımla, irade sakatlığı nedeniyle vasiyetnamenin iptali istemi yönünden gerekçe gösterilmeden hüküm kurulmuş olup, Yargıtay'ın hukuki denetim yapması imkansız kılınmıştır. Bu durumda mahkemece, davacı tarafın, davalının baskısı sonucu murisin vasiyetname yaptığı iddiası incelenmeli ve sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....