Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava konusu taşınmazlardaki paylarını satma iradesi ile hareket ettiği, davalının hile teşkil eden herhangi bir eyleminin olmadığı, alınan tanık beyanları ve özellikle satış işleminde hazır bulunan tanıkların beyanlarından temlikin iradi olduğunun anlaşıldığı, davacının işlem tarihinde ehliyetli olduğunun saptandığı, davacı ile davalının kardeş oldukları, tanık dinlenilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının eşinin de taşınmazlardaki payların davalıya satılacağının kendilerine ifade edildiğini belirttiği, sadece ehliyetsizlik iddiası yönünden değil, hile iddiası yönünden de değerlendirme yapıldığı gerekçesi ile davacının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

    Hukuk Dairesi'nin 2016/3050 Esas, 2017/7493 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; davacı tarafça ehliyetsizlik, hata, hile, gabin veya muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu, yukarıda yer alan Yargıtay kararı içeriği dikkate alınarak mahkemece ehliyetsizlik iddiası ile ilgili öncelikli araştırma yapılıp murisin sözleşme tarihi itibariyle fiil ehliyetinin yerinde olup olmadığının Adli Tıp raporu ile tespit edilmesi gerekirken bu husus netleştirilmeden davanın esasına yönelik kararın verildiği görülmektedir....

    (Muhalif) -KARŞI OY- İddianın ileri sürülüş biçimi ve dosya içeriğinden; davanın aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, aldatma (hile) iddiası yönünden öncelikle davanın TBK' nun 39.maddesi gereğince hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının belirlenmesi, dava süresinde ise aldatma iddiası bakımından araştırma ve inceleme yapılması gerektiği görüşünde olduğumdan, 09.10.2018 tarihli bozma kararındaki gerekçelerle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

      Bozma Kararı Dairenin 29/11/2018 tarihli ve 2016/1192 E., 2018/15105 K. sayılı kararıyla; “...Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir...Hemen belirtilmelidir ki, mirasbırakan ...'in akit tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu Adli Tıp Kurumu raporuyla saptandığına göre, ehliyetsizlik iddiası yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile ecrimisil isteğine ilişkindir....

          Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece “... kısa ve gerekçeli karar çelişkisi gereçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda ehliyetsizlik nedeniyle açılan davanın reddine; gabin hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davanın ise hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.3.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edilen vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden vekili Avukat gelmedi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı....

            -KARAR- Dava, ehliyetsizlik, muris muvazaası, hata, hile ve korkutma nedenlerine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, muris muvazaasının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların, miras bırakanın çocuğu, davalının ise miras bırakanın diğer bir çocuğu olan dava dışı Ali İhsan'ın eşinin yeğeni olduğu, çekişmeli 5 parça taşınmazın 24.12.2008 tarihli akitle satış gösterilmek suretiyle davalıya temlik edildiği, davalının Ankara'da mobilyacılık işi ile uğraştığı ve ikamet ettiği, taşınmazların dava dışı Ali İhsan'ın tasarrufunda olduğu, değerler arasında açık ve aşırı fark bulunduğu ve miras bırakanın terekesinden para çıkmadığı, bir kısım tanıklarca da miras bırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacının olmadığının ifade edildiği anlaşılmaktadır....

              Mahkemece, kısıtlının temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile belirlendiği ve iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar, Dairece; “...Somut olayda, mahkemece ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı olarak açılan dava yönünden inceleme yapılmasına rağmen gabin (aşırı yararlanma) hukuksal nedenine dayalı olarak açılan dava yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır. Hal böyle olunca, davacının gabin iddiası üzerinde durularak tarafların tüm delillerinin toplanması, tanıklarının dinlenmesi, yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda araştırma, soruşturma ve incelemenin noksansız tamamlanması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir....

                Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması, hata, hile, gabin vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi ) tartışmasızdır. Somut olayda, davacılar tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı olarak 3. kişiye karşı pay oranında açılan davanın dinlenme olanağının bulunduğu söylenemez. Öte yandan, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de pay oranında açılan davanın dinlenmesini olanaklı hale getirmez....

                  Ehliyetsizlik iddiası kamu düzeni ile ilgilidir. Karşı davacı muris babasının bilincinin yerinde olmadığı, diğer bir deyişle ehliyetsizlik iddiasında bulunmuştur. Bu nedenle mahkemece re' sen araştırma yapılması gereklidir. Ehliyetsizlik halindeki sonuç ile muvazaa halinde varılacak sonuç farklı olduğundan ilk derece mahkemesince öncelikle ehliyetsizlik iddiası bakımından araştırma yapılması, murisin vekalet verdiği tarih olan 14/07/1992 tarihinde ehliyetli olduğunun tespiti halinde muvazaa iddiasına ilişkin inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken ehliyetsizlik iddiası araştırılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. Türk yargı sisteminde hakim kendiliğinden bir davayı inceleyip, uyuşmazlığı çözemez. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak da hakim tarafların istekleri (taraflarca hazırlama ilkesi) ile bağlı tutulmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu