Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacılar, mirasbırakan adına kayıtlı 1872 parsel sayılı taşınmaz üzerinde muris tarafından yaptırılan lokantanın davalı tarafından işletilmek suretiyle haksız olarak işgal edildiğini ileri sürerek önceki davanın açıldığı 19.3.2006 tarihinden 19.3.2010 tarihine kadar olan dönem için ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, daha önce açılıp derecattan geçerek kesinleşen dava tarihine göre belirlenen aylık kira geliri üzerinden ÜFE endeksi uygulanmak suretiyle hesaplanan ecrimisile karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu dükkan niteliğindeki elbirliği mülkiyetine konu 1872 parsel sayılı taşınmazda tarafların iştirak halinde malik oldukları, taşınmazın ise davalı tarafından lokanta olarak işletilmek suretiyle kullanıldığı, daha önce taraflar arasında ecrimisil istekli davada ... 3....

    CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle : istirdat davalarında ispat yükünün, davacı konumundaki borçluya ait olduğunu, buna göre, davacı borçlu istirdat davasında yalnız paranın verilmesi gerekmediğini ispata mecbur olduğunu, Dava, hukuksal nitelikçe, İcra ve iflâs Kanunu’nun 72/7. maddesine dayalı istirdat davası olduğunu Aynı maddenin son fıkrası hükmünce, istirdat davasında davacının, yalnız paranın verilmesi gerekmediğini ispat etmek zorunda olduğunu, buna karşılık, icra takibinin alacaklısı durumundaki davalının, takibe konu alacağının, mevcudiyetini ispatla yükümlü olduğunu, Müvekkilinin ise alacağını halihazırda ispatladığını, kendisine borç karşılığı verilen kambiyo niteliğine haiz senedi tahsil etmeyi denemiş ancak borcun ödenmemesi sonucu haklı olarak alacağını yasal yollarla tahsil etmiş olduğunu, şimdi ise haklı olarak tahsil ettiği miktarın kendisinden haksız ve mesnetsiz olarak geri alınmak istendiğini, bu davanın dayandığı ana sebebin taraflar arasındaki kambiyo...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile ilişkin olup, elatmanın önlenmesi ve yıkım yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteminin ise kabulüne karar verilmiştir.Hüküm, sadece davalı tarafından ecrimisile hasren temyiz edilmiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, temyiz nedenine ve temyiz edenin sıfatına göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 3.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 22.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Yerleşmiş Yargıtay kararları uyarınca istirdat davası koşullarının oluştuğu durumlarda, dava sebepsiz zenginleşme olarak görülemez, davaya istirdat davası olarak bakılması gerekir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17619 Esas, 2017/3930 Karar; 2015/1355 Esas, 2015/11705 Karar; 2016/3867 Esas, 2016/15577 Karar) Davacı taraf taleplerinin sebepsiz zenginleşme kapsamında itirazın iptali olduğunu ileri sürmüş ise de HMK 33/1 maddesi gereğince hukuki tasnifi yapmak hakimin görevi olduğundan ve istirdat davasının koşullarının oluşması halinde davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiğinden, mahkemenin davayı istirdat davası olarak nitelendirmesinde hukuka aykırılık mevcut değildir. İstirdat davaları, İİK 72/7. maddesi gereğince ödemenin yapıldığı tarihten itibaren bir sene içinde, açılması gerekip, yasa maddesinde belirtilen süre hak düşürücü süre niteliğinde olduğu gibi, istirdat davasında yasada belirtildiği gibi umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurulması gerekmektedir....

          Yerleşmiş Yargıtay kararları uyarınca istirdat davası koşullarının oluştuğu durumlarda, dava sebepsiz zenginleşme olarak görülemez, davaya istirdat davası olarak bakılması gerekir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17619 Esas, 2017/3930 Karar; 2015/1355 Esas, 2015/11705 Karar; 2016/3867 Esas, 2016/15577 Karar) Davacı taraf taleplerinin sebepsiz zenginleşme kapsamında itirazın iptali olduğunu ileri sürmüş ise de HMK 33/1 maddesi gereğince hukuki tasnifi yapmak hakimin görevi olduğundan ve istirdat davasının koşullarının oluşması halinde davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiğinden, mahkemenin davayı istirdat davası olarak nitelendirmesinde hukuka aykırılık mevcut değildir. İstirdat davaları, İİK 72/7. maddesi gereğince ödemenin yapıldığı tarihten itibaren bir sene içinde, açılması gerekip, yasa maddesinde belirtilen süre hak düşürücü süre niteliğinde olduğu gibi, istirdat davasında yasada belirtildiği gibi umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurulması gerekmektedir....

          İİK.nun 72/6.maddesi uyarınca borçlu menfi tesbit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Görüldüğü gibi dava açıldıktan sonra ödeme yapıldığı takdirde menfi tespit davasının kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceği anılan yasa hükmü gereğidir. Mahkemece bu ilkeler gözetilerek delillerin doğru olarak değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 19.9.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            - K A R A R - Davacılar vekili, davalının davacılar aleyhine 3 adet çeke dayalı icra takibi yaptığını, çeklerin 25/11/2008 tarihinde davacı ...'nun aracından çalındığını, ... 3 Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından çeklerin iptaline karar verildiğini, çek iptali kararı nedeniyle davalının alacak talep edemeyeceğini, davacıların cirantalarla ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalının kötüniyetli olduğunu belirterek davacıların icra dosyalarında çeklerden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, çeklerle ilgili olarak ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/30 Esas sayılı istirdat davasında davanın reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay aşamasında olduğunu, davacıların istirdat davasının reddi nedeniyle borçlu olduğunun belirlendiğini hasımsız çek iptali kararının borçsuzluğu ispata yeterli olmadığını belirterek davanın reddi ile % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....

              Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, daha önce ödeme yapıldığı halde cebri icra tehdidi altında ikinci kez ödeme yapıldığı iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkindir. ... 5. Tüketici Mahkemesince davanın tüketici hakem heyeti tarafından verilen karara itiraz mahiyetinde olduğu, istirdata konu edilen hakem heyetinin ... Kaymakamlığı Hakem Heyeti Başkanlığı tarafından verilmiş olup, ... Tüketici mahkemelerinin yargı alanı içinde bulunduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir ... 5. Tüketici Mahkemesince ise davalının ikametgahının ... olduğu gibi, ... ilçesinin ......

                Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı, davalı kooperatifin, davacının babası Hulusi Doğan'dan olan alacağından dolayı, davacının borcu üstlenmesi nedeniyle takip konusu bonodan sorumlu olduğu, dava açıldıktan sonra 15/08/2013 tarihi itibariyle borcun ödendiği, davalı tarafından dava konusu takip ile tahsil edilen asıl borç ve icra takip masrafları dışında davacıdan fazla tahsilatın yapılmadığı gerekçesiyle, davacının takip dayanağı bonodan dolayı ödeme sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, istirdat ve tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, bonodan dolayı sahtelik iddiasına dayalı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Takibe dayanak bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı, davaya konu dosya içindeki delillerle sabittir....

                  Anılan sebeplerle; kararın eksik incelemeye dayalı verildiği, hukuki nitelendirmenin mahkeme hakimine ait olduğu, arabuluculuk başvurusunda alacak talebinin dayanağı ortadan kalkan mahkeme kararına ilişkin yapılmış icra takibine dayalı ödemenin istenmesine ilişkin olduğu, görüşme sırasında talebin istirdat ya da sebepsiz zenginleşme olarak dile getirilmesinin mahkemeyi bağlamayacağı, önemli olanın alacak talebinin neye dayalı olduğunun belirlenmesi gerektiği, davanın istirdat davası mı yoksa sebepsiz zenginleşme davası mı olduğunu belirleme yetkisinin yerel mahkemeye ait olduğu, yine buna göre zamanaşımı ya da hak düşürücü sürenin mahkemece belirleneceği, bu usule uyulmaksızın sırf arabuluculuk belgesinde istirdat davası olarak yazıldığı gerekçesiyle değerlendirme yapılmasının yerinde olmadığı anlaşılmakla; kararın kaldırılarak eksik delillerin ikmalinden sonra varılacak sonuca göre yeniden bir karar verilmesi amacıyla dosyanın mahkemesine iadesine dair karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu