Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlamlı icra takibinde İİK'nun 33/4 fıkrasında borçlunun sadece istirdat davası açabileceği belirtilmiştir. Bu hükümden ilamlı icrada menfi tespit davası açılamayacağı sonucuna varılamaz. İİK'nun 41.maddesinin yollaması ile İİK'nun 72.maddesi ilamlı icra takiplerinde de uygulama alanı bulur. Ancak, ilama dayalı ilamlı icra takiplerinde borçlu, ilamın verildiği tarihten önceki dönemde borcun itfa edilmiş veya zamanaşımına uğramış olduğunu ileri sürerek istirdat veya menfi tespit davası açamaz. Aksi halin kabulü HUMK'nun 237.maddesinde belirtilen maddi anlamda kesin hükme aykırı düşer (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı s.817 ve 818). Buna karşılık, ilam niteliğindeki belge, maddi anlamda kesin hüküm gücüne sahip olmadığından bu belge tarihinden önceki itfa ve zamanaşımı iddialarına dayalı istirdat veya menfi tespit davaları açılabilir....

    Bu faturaya karşılık ... nolu ...tanzim tarihli ... vadeli 1.000,00-TL bedelli bir adet senet tanzim edildiği, davacının bu senet aslı ve ferileri için; ... tarihinde 1.341,27-TL ödeme yaptığı, senede dayalı borcun kalmadığı, tespit edilmiştir. Davacıya düzenlenen fatura üzerinde davalıya ait tek imza (davalı kurumda çift imza ile işler yürütülmesine rağmen tek imzanın olduğu) olduğu ve davacı imzasının olmadığı, faturaya dayalı düzenlenen senet üzerinde yaptırılan imza incelemesinde, imzanın davacı el ürünü olduğu yönünde bilirkişi raporu olduğu tespit edilmiştir. Davacının bu senede dönük dava tarihi itibarı ile menfi tespit ve istirdat talebinin değerlendirmesi sayın Mahkemededir....

      Somut olayda, Mahkemece, 14.02.2008- 14.03.2013 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisile karar verildiği, davacının talebinin de aynı dönemlere ilişkin olduğu, davanın 02.07.2013 tarihinde açıldığı, davalının süresinde zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece dava tarihinden geriye doğru 02.07.2008 tarihinden başlamak üzere, davacının 14.03.2013 tarihine kadar talebi olduğu da göz önünde bulundurularak, 02.07.2008-14.03.2013 tarihleri arasındaki dönem için hesaplanan ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, zamanaşımı defi dikkate alınmadan fazla süre için hesaplanan ecrimisile hükmedilmesi hatalıdır. b. Ecrimisile bilirkişi tarafından her yıl için saptanan ecrimisil miktarına tahakkuk tarihleri olan dönem sonlarından itibaren yasal oranda faize hükmedilmesi gerekir. Somut olayda, davacının ecrimisil alacağına edinme tarihinden itiberen faiz talep ettiği, Mahkemece, 5 yıllık ecrimisilin tamamınına edinme tarihinden itibaren faiz hükmedildiği anlaşılmaktadır....

        -TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen 16.01.2013 tarihli karar Dairece; “...davacının kayden paydaşı olduğu 376 parsel sayılı taşınmaza davalı ...'in haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın müdahalesi saptanmak suretiyle elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava dilekçesinde 1.000,00.-TL ecrimisil bedeli talep edilmiş, ancak 2.302.20 lira ecrimisile hükmedilmiştir. Hal böyle olunca; taleple bağlı kalınarak ecrimisile hükmedilmesi gerekirken 6100 sayılı HMK'nun 26. maddesi gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, davacının 27.09.2013 tarihli ıslah dilekçesi üzerine 2.302,20.-TL ecrimisile karar verilmiştir....

          Mahkememizin --- tarihli ara kararı ile ---- seri numaralı --- keşide yer ve tarihli---- keşide yer ve tarihli --- bedelli çek ile ----seri numaralı------- çekler hakkında ihtiyati tedbir talepli istirdat davası açmak ve davanın açıldığına ilişkin bilgi ve belgeleri mahkememize sunmak üzere süre verildiği, Mahkememiz ara kararın davacı şirkete ------- tarihinde tebliğ edildiği, ancak ----- hakkında istirdat davası açıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ya da beyan sunulmadığı görülmüştür....

            Mahkemece elatmanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve ecrimisile karar verilmiş, davalı hükmü ecrimisile hasren temyiz etmiş olup ecrimisil miktarı temyiz kesinlik sınırı altında kaldığından davalının temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,15.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece yapılan yargılama sonunda, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile davacının davalıdan mal satın aldığı, mal bedelinin ödenmemesi üzerine davalının takibe geçtiği ve davacının takibe itiraz etmeden icra dosyasına ödeme yaptığı bu durumda davaya istirdat davası olarak da devam edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava İİK-72. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Dava açıldıktan sonra davaya temel alınan borcun icra dosyasına ödendiği anlaşılmaktadır. İİK-72/6.maddesi “Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.” hükmünü içermektedir. Mahkemece anılan yasa hükmü gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....

                İNCELEME VE GEREKÇE Dava, 6102 sayılı yasanın 792. maddesine dayalı istirdat talebine ilişkindir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmıştır. Mahkememiz davasına --- sayılı dava dosyası celp edilmiş, dosyanın incelenmesinde; davacısının ...--- kaybolması nedeniyle açılan kıymetli çek iptali davası olduğu, yapılan yargılamada çek iptali açan davacıya mevcut çek hamiline karşı çek istirdatı davası açması konusunda süre verildiği verilen sürede istirdat davası açıldığından dava hakkında konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiş olduğu görülmüştür....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava davalı tarafça icra takibine konulan 15.1.2004 vadeli 120.000.000.000.TL: bedelli bononun hile ve desise ile boş olarak alınıp anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu, senedin teminat senedi olduğu iddiasına dayalı menfi tesbit ve istirdat davasıdır. Davalı vekili, senedin teminat senedi olduğu iddiasının doğru olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, takip konusu bonodaki imzanın şirketin yetkili temsilcisine ait olmadığı iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkindir. Davalı vekili, bonoda imzası bulunan ...'nin davacı şirketin ticari mümessili olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı şirket tarafından ...'ye verilen vekaletnamedeki yetkilerin kapsamı ve içeriklerine göre hem olağan hem de olağanüstü işlerin idaresine yönelik olduğu, bu nedenle bonoyu tanzim eden ...'nin davacı şirketin ticari mümessil olarak nitelendirilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu