Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “…intifadan men olgusunun gerçekleştiği gözetilerek davacıların payları oranında elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ancak davacılar vekilinin, 17.06.2008 tarihli dilekçesindeki beyanı nazara alınarak, ecrimisilin 30.09.2004 tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için hüküm altına alınması gerekirken, önceki dönemi de içine alacak şekilde ecrimisile hükmedilmiş olması ve davacıların dava dilekçesinde işlemiş faiz istekleri olmadığı halde, ecrimisil için işlemiş faizin hüküm altına alınmasının da doğru olmadığı gerekçesiyle …”bozulmuş,mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, düşüncesi alındı....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar,ortak miras bırakanları adına tapuda kayıtlı 1996 parsel sayılı taşınmazın tamamının davalı tarafından kullanıldığını ve tasarruflarının davalı tarafından engellendiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

      Mahkemece, davalının tahliyesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren ecrimisile hükmolunmuştur. Davalıya kiralanan taşınmaz arsa niteliğinde olup, gayrı musakkaf olması nedeniyle kira sözleşmesi hakkında BK. hükümleri uygulanır. BK'nun 262/1 bent hükmüne göre yasada belirtilen sürelerde tek taraflı fesih olanaklıdır. Fesih ihbarı davalıya 31.07.2006 tarihinde tebliğ olunduğuna göre izleyen altı aylık dönem başı olan 01.12.2007 tarihinde sözleşme feshedilmiş sayılır. 01.12.2007 tarihinden itibaren davalı haksız işgalci durumunda olacağından bu tarihten itibaren ecrimisile hükmolunması gerekirken mahkemece tahliye kararının kesinleşme tarihinden itibaren ecrimisile karar verilmesi bozma nedenidir....

        Davada, davacı idareye ait taşınmazın haksız işgali nedeniyle 01.11.2000-22.02.2006 dönemi için ecrimisil istenilmiş; mahkemece 19.12.2001-22.02.2006 tarihleri arası 5 yıl için ecrimisile hükmedilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davalı taraf zamanaşımı savunmasında bulunmadığına göre istem tarihleri itibariyle belirlenen ecrimisile hükmedilmesi gerekirken resen zamanaşımı süresi dikkate alınarak eksik ecrimisile hükmedilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır....

          Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan rapor uyarınca dava konusu taşınmaz için ecrimisile hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Dava konusu taşınmazın 853,99 m²'sinden enerji nakil hattı geçirildiği, 49 m²'sine pilon dikildiği anlaşıldığından, taşınmazın irtifak tesis edilen 853,99 m² için ecrimisile hükmedilmesi söz konusu olmayıp, sadece 49 m²'lik pilon alanı hakkında ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, irtifak hakkı geçirilen alan için de işgal tazminatına (ecrimisil karşılığına) hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan rapor uyarınca taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesi ve bedelinin davalı idareden tahsiline ve ecrimisile hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1) Bedeline hükmedilen 17.503,30 m² için ecrimisile hükmedileceği değer kaybı verilen 47.000 m² için ecrimisile hükmedilemeyeceğinin düşünülmemesi, 2) 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında ilam harcı ve taraflar lehine hükmolunacak vekalet ücretinin maktu olarak takdir edilmesi gerektiği hükmü getirilmiş olduğundan, bu hususların gözetilmemesi, Doğru görülmemiştir....

              in haksız el atmasının önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının aşağıdaki bent dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ancak, davacının, paylı mülkiyet üzere kayıtlı taşınmazdaki payı oranına isabet eden 150,85 TL ecrimisile karar verilmesi yerine 250,50 TL ecrimisile hükmedilmesi doğru değildir.Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının hüküm kısmının 1. bendinin (C) fıkrasındaki "250,50 TL ecrimisil" ibaresinin "150,85 TL ecrimisil" şeklinde düzeltilmesine davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı H.M.K.'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 436/2. (6100 sayılı HMK'nin 370/2. md.) maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Hükme esas alınan bilirkişi raporu esas alınarak emsal kira sözleşmesi gereğince ecrimisile hükmedilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak; Bozma öncesi Mahkemenin 01/04/2010 tarihli kararında 5 yıllık toplam 1.215,99 TL ecrimisile hükmedilmiş, bu karar davalı idare vekilinin temyiz ve ecrimisili hesaplama yöntemi bakımından bozulmuş olup, davacı tarafça temyiz edildiğinden hükmedilen ecrimisil miktarı yönünden idare lehine usuli hak teşkil etmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.11.2012 gününde verilen dilekçe ile TMK'nın 725. maddesine dayalı temliken tescil, karşı davacılar vekili tarafından 10.01.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi yıkım ve ecrimisil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen 17.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı - karşı davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava, TMK’nın 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil; karşı dava elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istemine ilişkindir....

                    Davalının da çekişme konusu taşınmazda 1/2 paya sahip olmasına rağmen, Mahkemece, davalının payı gözardı edilerek davacı tam malikmiş gibi ecrimisile karar verildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davaya konu 19 numaralı bağımsız bölümde davacının 1/2 oranında paydaş olduğu gözetilerek buna göre belirlenecek ecrimisile karar verilmesi gererkirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, Kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu