Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik gereğince Milli Eğitim Bakanlığı ......
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti : ...İdare Mahkemesinin ...günlü, E:..., K:...sayılı kararıyla; dava konusu ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin 06/05/2017 tarihinde şirket adresinde tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren 60 günlük yasal süresi içerisinde, davanın en geç 05/07/2017 tarihinde açılması gerekirken 14/02/2018 tarihinde açılan davanın ecrimisil düzeltme ihbarnamesine ilişkin kısmının süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesi olanağı bulunmadığı ve tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin tebliğ edilmesinin de ecrimisil düzeltme ihbarnamesi yönünden dava açma süresini canlandırmayacağı; dava konusu ödeme emri yönünden ise, takibi yapılan alacağın vadesinde ödenmediği ve dayanak işlemin iptali isteminin de süre aşımı nedeniyle reddine karar verilerek kamu alacağının kesinleştiğinin görülmesi karşısında, kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla tanzim olunan ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle; ecrimisil düzeltme ihbarnamesine ilişkin kısım yönünden süre...
Dava konusu uyuşmazlıkta, davacı kamu kurumu niteliğindeki bir meslek kuruluşudur. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının genel nitelikteki düzenleyici işlemlere karşı, kural olarak, kuruluş yasalarında gösterilen amaçları doğrultusunda dava açma ehliyeti bulunmaktadır. Nitekim, konuyla ilgili yasal düzenlemelerde de, bu kuruluşların amaçları dışında faaliyette bulunamayacakları açık bir biçimde yer almıştır....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre; 1- İhmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde; 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 9. maddesinde sayılan kimselerin, "görevleri sırasında veya görevleri nedeniyle kendilerine karşı işlenen suçlardan dolayı 5237 sayılı TCK'nın uygulanması ve ceza kovuşturması bakımından kamu görevlisi" sayılacağı hükmü yer almakta olup, bu düzenleme ile, 5580 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat gereği faaliyet konuları kapsamında yerine getirdikleri görevleri sebebiyle işledikleri veya kendilerine karşı işlenen suçlardan dolayı, Ceza Kanununda kamu görevlilerinin faili veya mağduru oldukları suç tipleri ile kovuşturma bakımından "kamu görevlisi" olarak kabul edilmeleri gerekeceği, diğer yandan eylemin ikiye bölünemeyeceğine ilişkin genel ilkenin aksine Kabahatler Kanunu'nun 5560 sayılı Kanunla değişik 27/7. maddesi uyarınca, yargılama sonunda fiilin suç...
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Anayasanın 130.maddesinin 2.fıkrasında, kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabileceği belirtildikten sonra; aynı maddenin son fıkrasında, vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumlarının mali ve idari konular dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabi olduğu kurala bağlanmıştır. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 3/c maddesinde, vakıflar tarafından yüksek öğretim kurumu açılabileceği kabul edilmiş, aynı maddenin (d) bendinde, ayrım yapılmaksızın, üniversitelerin kamu tüzel kişiliğine sahip oldukları belirtilmiştir....
Uyuşmazlık Mahkemesi yargı yolu belirlenmesinde Vakıf Üniversiteleri ile öğretim elemanları arasındaki uyuşmazlıklarda idari yargının görevli olduğunu şu gerekçelerle belirtmektedir. “Vakıf Üniversitesinin, sürekli ve düzenli nitelikteki kamu hizmetinde çalıştırdığı öğretim elemanın; statüsü, göreve alınması, hak ve yetkileri gözetildiğinde, İdare Hukuku kapsamında bir kamu personeli olduğu açıktır. Bununla birlikte, öğretim elemanın sözleşmesinin feshine ilişkin üniversite işleminin idare hukuku anlamında bir idari işlem olduğunda kuşku bulunmamakla birlikte, bu idari işlemden kaynaklanan tazmin isteminin (taraflar arasındaki ihbar ve kötüniyet tazminatı alacağına ilişkin olan davanın,) 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2....
Uyuşmazlık Mahkemesi yargı yolu belirlenmesinde Vakıf Üniversiteleri ile öğretim elemanları arasındaki uyuşmazlıklarda idari yargının görevli olduğunu şu gerekçelerle belirtmektedir. “Vakıf Üniversitesinin, sürekli ve düzenli nitelikteki kamu hizmetinde çalıştırdığı öğretim elemanın; statüsü, göreve alınması, hak ve yetkileri gözetildiğinde, İdare Hukuku kapsamında bir kamu personeli olduğu açıktır. Bununla birlikte, öğretim elemanın sözleşmesinin feshine ilişkin üniversite işleminin idare hukuku anlamında bir idari işlem olduğunda kuşku bulunmamakla birlikte, bu idari işlemden kaynaklanan tazmin isteminin (taraflar arasındaki ihbar ve kötüniyet tazminatı alacağına ilişkin olan davanın,) 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bilindiği üzere paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de tıpkı müşterek mülkiyette olduğu gibi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/518 Esas - 2020/395 Karar sayılı kararına karşı bir kısım davalı tarafça İstinaf Kanun yoluna başvurulmakla yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA ve SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılar aleyhine Kocaeli 4.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2010/190 E. sayılı davanın sonuçlanarak davanın kısmen kabulüne karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, 2010/190 E. sayılı davanın konusunun 22.04.2005- 22.04.2010 tarihleri arasındaki ecrimisil bedeline ilişkin olduğunu, iş bu davanın konusunun ise 22.04.2010 tarihi ile dava açılış tarihi olan 07.12.2015 tarihleri arasındaki ecrimisil talebi olduğunu, talep edilen tarihler arasındaki ecrimisil bedelinin 18.000 TL olduğunu, bu bedelin 9.500,00 TL sinin Cevahir Köse’den, 7.500,00 TL sinin T7 500,00 TL sinin T12’den, 500 TL sinin Fatih Köse’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, yasal faizin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 01.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi...
arasındaki döneme ilişkin şimdilik 52.260,00 TL.'...