Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır....

    Görülüyor ki, artık uygulamada davacının bir hukuki ilişkinin varlığının yada yokluğunun tespiti istemiyle dava açabileceği hususunda bir kuşku bulunmamaktadır. Ancak, tespit davasının dinlenebilmesi için iki koşulun bir arada gerçekleşmesi gerekir. Bunlar yanlar arasındaki hukuki ilişki ve bu hukuki ilişkinin varlığı yada yokluğu hususunda davacının hukuki yararının bulunması zorunluluğudur. Somut olayda, davacı, davalı yan ile imzaladığı rödovans sözleşmesine konu alanda yeterli rezervin bulunmadığının tespitini istemektedir. Yukarıda yapılan açıklamalara döndüğümüzde, tespit davasının dinlenebilmesi için bulunması gereken iki koşuldan birincisi olan yanlar arasında hukuki ilişkinin varlığı hususunda çekişme de bulunmamaktadır. Ancak, davacının maden rezervinin sözleşmede belirtilen nitelik ve miktarda olmadığının tespitini istemesinde hukuki yararının varlığından söz edebilmek mümkün değildir....

      bilirkişi incelemesi yaptırılması; müstahsil makbuzları yönünden ise, müstahsillerin çiftçilikle uğraşıp uğraşmadıkları, yeterli mal üretimi olup olmadığının araştırılması, toplanan deliller bütün halinde değerlendirildikten sonra hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile ve hangi yıldan olduğu da belirtilmeden sanık hakkında bir kez beraate hükmolunması, B- Sanık ...' in üzerine atılı 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçu yönünden; Sanık ...' in savunmasında, asıl sorumlunun makinaları ile defter- belgelerini çalan Selim Feyizoğlu olduğunu ifade etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmaksızın tespiti açısından, 1- 2009 yılında düzenlenen fatura asıl yada onaylı suretlerinden kanaat oluşturacak sayıda temin edilip, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadıklarının tespit edilmesi, 2- Sanığın savunmasında bildirdiği ... isimli şahsın araştırılarak CMK'nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık olarak dinlenilmesi; sanığın...

        KARAR Davacı, eczacı olduğunu, davalı tarafından 2009 yılı protokolünün 6.3.3. maddesindeki “Eczanenin kuruma fatura ettiği reçetelerde bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine veya ilaçların reçete sahibine yada yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilaçların teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak...” ve yine 6.3.10. maddesindeki “hasta veya yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait fiyat kupürlerinin yer aldığı reçetelerin kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde kupür bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak...” hükmü gereğince 573.05.TL x 5 = 2.865.15.TL ve yine aynı protokolün 6.3.19. maddesindeki “ Eczacı yada eczane çalışanlarınca kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak kuruma sahte ilaç fiyat kupürü veya sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 katı tutarında cezai şart uygulanarak...” hükmü...

          Davada, daha önce açılıp sonuçlanan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında, vaki müdahalenin meni ile taleple bağlı kalınarak 3.000 TL ecrimisile hükmedildiği, o davadaki bilirkişi raporunda belirlenen ecrimisil miktarının ise 33.190 TL olduğu buna göre bakiye 30.190 TL ecrimisil alacağının tahsili gerektiği ileri sürülerek talepte bulunulmuş; mahkemece ilk davada fazla hakkın saklı tutulmadığı böylece ıslahla yada ek dava yoluyla bakiye alacağın istenemeyeceği gerekçesiyle istemin tümüyle reddine karar verilmiştir....

            - K A R A R - Davacı vekili, yanlar arasında abonelik ilişkisi bulunmadığı halde davalı kurumun müvekkili aleyhine takip başlatarak enerji bedeli alacağını tahsil etmek istediğini, oysa müvekkilinin davalı yandan enerji satın almadığını ve borcu bulunmadığını belirterek anılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava dışı ... Ltd. Şti'nin aboneliğinden kaynaklanan elektrik kullanım borçlarının taksitlendirilmesine dair akdedilen sözleşmede davalının kefil olduğunu ve borçtan sorumlu bulunduğunu bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davalı kefilin borcunu ödediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı vekili tarafından 28/12/2005 tarihli dilekçeyle, hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı gerekçeleri de açıklanmak suretiyle ayrıntılı olarak itiraz edilmiştir....

              dayalı olarak 42.392,02 TL para cezası ile 31/07/2013 ile 06/01/2014 tarihleri arası dönem için ecrimisil talep edildiğini, kira sözleşmesinin sona ermesinden sonra kiralananı kullanımından kaynaklı borcu olmadığını, söz konusu cezai şart tutarının mahvına neden olacağını iddia ederek, borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir....

                Davacı, sosyal güvenlik destek primi borcu olmadığının tespitini ve yaşlılık aylığından yapılan kesintiye ilişkin Kurum işleminin iptalini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava; sosyal güvenlik destek primi borcu olmadığının tespiti ve yaşlılık aylığından yapılan kesintiye ilişkin Kurum işleminin iptali istemine ilişkin olup, Mahkemece, davacının ortağı olduğu şirketin vergi kaydının bulunduğu 21.09.2005 – 30.11.2006 tarihleri arasındaki dönemde..... kesintisi yapılabileceği, 30.11.2006 tarihinden sonra kesilen sosyal güvenlik destek priminden sorumlu olmayacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuştur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 20/04/1982-26/12/1984, 01/07/1985-26/03/1986 tarihleri arasında Bağ-Kur günlerinin iptaline, Bağ_Kur prim borcu olmadığının tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının 20.04.1982-26.12.1984, 01.07.1985-26.03.1986 tarihleri arasındaki Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile bu dönem için prim borcu olmadığının tespiti ve 01.03.2011 tarihinden itibaren 506 sayılı yasa uyarınca yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile, davacı, ... oğlu, 20.10.1955 ... doğumlu ...'...

                    . - K A R A R - Davacı vekili, davalı banka tarafından, müvekkili aleyhine kredi kartı borcu iddiası ile... 34. İcra Müdürlüğü'nün 2005/2638 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin böyle bir borcu olmadığını ve hiç kredi kartı kullanmadığını ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve davalının %40 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davaya konu bankacılık hizmetleri sözleşmesindeki imzaların davacıya ait olmadığı gerekçesiyle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı bankanın takipte kötü niyetinin bulunmadığından bu yöndeki talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece taraflar arasında yapılan sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığı ve kredi kartınında davacıya teslim edilmediği tespiti yapılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu