"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf HÜKÜM : Mahkumiyet TEBLİĞNAMEDEKİ İSTEK : Onama Yerel mahkemece sanık hakkında kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/04/2018 tarih, 2014/851 Esas ve 2018/144 Karar sayılı kararında, aynı yargı çevresindeki Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15/11/2018 tarih, 2018/339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararında farklı yargı çevresindeki Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmalardan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın hükmün açıklandığı son duruşmada hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesinin savunma hakkının kısıtlanması...
Yine, evlilik birliğinin temsilinde işlemi yapan eşin temsil yetkisinin bulunmaması, yapılan işlemi geçersiz kılmaz; işlemi yapan eşin üçüncü kişilere karşı sorumluluğu devam eder. Bu nedenlerle de 6098 sayılı Kanun'un iradi temsile ilişkin hükümleri ancak işin özelliğine uygun düştüğü ölçüde evlilik birliğinin temsilinde uygulanabilir. 14. Evlilik birliğini temsil yetkisinin kullanıldığı hâllerde, 4721 sayılı Kanun'un 189 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği eşler üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumlu olur. Kanun koyucu ikinci fıkrada eşin temsil yetkisi bulunmaksızın yaptığı işlemden sadece kendisinin sorumlu olacağını hatırlatırken devamında üçüncü kişileri de korumak amacıyla temsil yetkisinin aşıldığının üçüncü kişilerce anlaşılamaması hâlinde ilk fıkradaki düzenlemenin işlerlik kazanacağını ve yine müteselsil sorumluluk doğacağını belirlemiştir. 15....
Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır....
Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 Sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacağı miktarları hesaplanmalıdır. Tasfiyeye konu taşınmazın kooperatif üyeliği yoluyla edinilmesi halinde, kooperatife yapılan ödemelerden ve bu ödemelerin isabet ettiği dönemlerden hareketle, mal rejiminin tasfiyesi ile eşlerin alacak miktarları belirlenir....
Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçirdirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır....
TMK.nun 181/2. maddesine göre, boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde, sağ eş, ölen eşin yasal mirasçısı olamaz ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybeder. Ölen eşin mirasçılarının, TMK.nun.181/2 maddesinde düzenlenen haklarını kullanabilmeleri için en önemli koşul, murisin sağlığında açılmış ve ölümünden sonra da devam eden bir boşanma davasının bulunmasıdır. TMK.m.181/2' ya göre ölen eşin mirasçılarının hak ve yetkileri, murislerinin sağlığında davacı veya davalı sıfatıyla kendilerine tanınan hak ve yetkilerle sınırlıdır. Eldeki davayı sağ eş açmıştır. Ölen eş tarafından açılmış bir boşanma davası bulunmamaktadır....
Şahıslara devrini önlenmesi ve davalının diğer tasarrufi işlemleri yapmak yetkisinin kaldırılması yönünde önlenmesi ve davalının diğer tasarrufi işlemleri yapmak yetkisinin kaldırılması yönünde tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 199'ncu maddesinde düzenlenen, eşlerden birinin tasarruf yetkisinin sınırlanması, "evlilik birliğinin korunması" önlemlerinden olup, sınırlanma şartlarının varlığı halinde evlilik birliği devam ediyorsa başvurulur. Evlilik birliğinin sona ermesi durumunda bu hüküm artık uygulanamaz. Tarafların evliliği, 15.05.2018 tarihinde, kesinleşen boşanma kararı ile sona ermiştir. Bu durumda davacı kadının tasarruf yetkisinin sınırlanması davasının esası konusuz hale gelmiştir....
Dosya kapsamına göre de kısıtlanması istenenlerin savurganlığını gösterir somut bir delil bulunmadığı, kişinin ihtiyacı sebebi ile kredi kullanmasının, ipotek vermesinin, aldığı krediler nedeni ile eline geçen meblağdan çocuklarını faydalandırmamasının hayatın olağan akışına aykırı bir yönü bulunmamaktadır. Mahkeme gerekçesinde de değinildiği üzere kısıtlanması istenenlerin malvarlıkları üzerinde mülkiyet hakkından kaynaklanan en geniş şekli ile tasarruf hakları mevcut olup, çocuklarına miras bırakmak yükümlülüğü altında değillerdir. Sonuç olarak, kısıtlanması talep edilenlerin TMK'nun 406. maddesi kapsamında değerlendirilebilecek bir savurganlıkları ispat edilemediğinden ve mahkemece resen yapılan araştırmalarda da bu yönde bir delile rastlanmadığından talebin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....
Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 Sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacağı miktarları hesaplanmalıdır. Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. ...