Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir. İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir. Somut olayda, dava konusu bağımsız bölüm mesken niteliğinde olup, davacı, davalı ve dava dışı paydaşlar elbirliği halinde maliktir....
Mahkemece, sözleşmedeki artış şartının uzayan dönemlerde uygulanmayacağı gerekçesi ile 5.616 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin sözleşmedeki artış şartı gereği hüküm altına alınan kira alacağının hesabına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davalılardan ... ile davacı arasında düzenlenen 01.01.2003 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin artış şartına ilişkin özel şartlarında; kira bedelinin her yıl yıllık %20 oranında artırılacağı hükmüne yer verilmiştir. Özgür irade ile kararlaştırılan bu şart geçerli olup davalının sıfatı ve alacak tarihi itibariyle tarafları bağlar. Davalının sözleşmeye bağlılık ilkesi gereği sözleşmedeki artış şartına göre ödeme yapması gerekir....
Bu halde davacı vekiline, hangi mal varlığından ne miktarda hangi alacak talebinde bulunulduğu yönünde süre verilmeden yazılı şekilde tedbir talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı tarafın talebi, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup bu halde mahkemece öncesinde tesis edilen ihtiyati tedbire ilişkin ara kararlarının HMK. 396. madde kapsamında değerlendirilmesi de mümkün bulunmamaktadır....
Ortakların kişisel alacaklıları başlıklı 6102 sayılı TTK'nın 133. maddesi "(1) Bir şahıs şirketi devam ettiği sürece ortaklardan birinin kişisel alacaklısı, hakkını şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kâr payından ve şirket fesholunmuşsa tasfiye payından alabilir. Henüz bilanço düzenlenmemişse alacaklı bilançonun düzenlenmesi sonucunda borçluya düşecek kâr ve tasfiye payı üzerine haciz koydurabilir. (2) Sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir." hükmünü haiz olup, adı geçen yasada limited şirket ortağının şahsi borçları nedeniyle alacaklının şirketin fesih ve tasfiyesini isteme hakkı düzenlenmemiştir....
CEVAP Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını ve taraflar arasında yapılan protokol uyarınca mal rejiminden doğan haklarını tasfiye ettiklerini, birbirlerinden herhangi bir alacak talebinde bulunmayacaklarını beyan ettiklerini, taraflar arasında yapılan protokolün mahkemece onaylandığını ve kararın bu hali ile kesinleştiğini, anlaşmalı boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında da tarafların bu hususta beyanda bulundukları mahkeme içi ikrarın kesin delil niteliğinde olduğunu, davanın kötü niyetle açıldığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
İcra Müdürlüğü'ne ait 2021/ 20685 numaralı dosyasında müvekkili aleyhine icra takibine başlanıldığını, örnek 13 ödeme emrinin site güvenliğine bırakılmak suretiyle tebliğ edildiğini, müvekkilinin 02/09/2021 günü takipten haberdar olduğunu, ödeme emrinin İİK 58 ve 60 maddelerine aykırı düzenlendiğini, borcun sebebinin sadece ödenmeyen kira bedeli ve kira artış farkı olarak belirtildiğini, ancak bunların hangi devreye, aya ait olduğu, kira artış farkının ne kadar olduğu, kira akdi tarihinin, faiz miktarı ve başlangıcının gösterilmediğini, davalı tarafından İstanbul 2 icra dairesinin 2020/18960 numaralı dosyasında da benzer talepli bir icra takibi olup itiraz üzerine İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/564 E. numaralı dosyasında derdest bir dava olduğunu, şikayet mevzu icra dosyasındaki alacak ile İstanbul 2 İcra Dairesi dosyasındaki alacağın aynı aylara ait olması ihtimaline binaen derderstlik itirazında bulunduklarını beyanla İstanbul 24....
davası olarak açıldığını, bilirkişi raporundan sonra dava değerinin artırıldığını, ıslah olmadığını, belirsiz alacak davasında dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, karar başlığında birleşen dosya davacısının davacı olarak yazılmadığını, bu durumun hükmün icrasında sorun yaratacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Değer artış payı alacağı ile ilgili olarak tarafların sunduğu tadilatlara ilişkin belgeler değerlendirilmek suretiyle davacı tarafın dava konusu taşınmazın iyileştirilmesinde değer artış payının bulunup bulunmadığı hususunda taraf delilleri tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken açıklama yapılmaksızın değerlendirme yapılmadan değer artış payı alacağı ile ilgili talebin de reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davacı vekili, 2008 yılı Temmuz ayı ve sonraki aylara ait kira parasının artış şartı gereği %30 artırıldığında 650 TL olduğunu belirterek aylık 650 TL'den kira paralarının tahsilini talep etmiş, mahkemece de artış şartının yenilenen her dönem için geçerli olduğu aylık kira parasının 2008 Temmuz ayından itibaren 650 TL olduğu kabul edilmiştir. Ancak, kira sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen artış şartı 2.yıl için yani sözleşmenin yenilendiği ilk yıl için geçerlidir. Bu düzenleme ile kira parasının her yıl %30 artırılacağı sonucuna varılamaz. Bu durumda 2008 yılı Temmuz ayından sonraki dönemde de aylık kira parasının davalı tarafın kabulünde olan 500 TL olarak kabulü gerekmektedir. Mahkemece, 2008 yılı Temmuz ayından sonraki kira paralarının da aylık 500 TL'den hesap edilerek alacak miktarının belirlenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile fazla alacağa hükmedilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davada ... Asliye Ticaret ile 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satın alınan şirket hissesine dayalı kar payından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davanın 06.01.2006 tarihinde asliye hukuk mahkemesine açıldığı, ... İlinde H.S.Y.K.'nın 20.07.2006 tarih 352 sayılı kararı ile Müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi kurulup, 21.08.2006 tarihinde faaliyete geçmesi sebebiyle dosyanın ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, asliye ticaret mahkemesince de davanın mutlak ticari dava olmadığı, ... bölümü itirazında bulunulmadığı gerekçeleri ile görevsizlik kararı verilip, dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. T.T.Y.'...