Noterliğinin 04105 yevmiye nolu ve 04/06/2010 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, daha sonra Tarsus 3. Noterliğinin 11/09/2012 tarih ve 06654 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde düzeltme beyannamesi ile sözleşmede düzenleme yapıldığını, 2- Düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve düzenleme şeklinde düzeltme beyannamesi gereğince; Mersin İli Tarsus İlçesi, 2. Bölge, İncehark Mah. 649 ada 7 parselde bulunan 511 M2 taşınmaz ile bitişiğindeki, mülkiyeti 3....
Sokak, 222 pafta, 1239 ada 33 parseldeki taşınmazın ... 21.Noterliğinin 17.11.2000 tarihli ve 19476 yevmiye no’lu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine göre tapu kaydının iptali ile davacılar adlarına tesciline” şeklinde hüküm kurulmuştur. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 297.maddesinin 2.bendi gereğince “hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." Bu hükümden maksat, mahkeme kararının taraflar arasında yeni bazı uyuşmazlıklara neden olmadan kolaylıkla infazının sağlanmasıdır. Ne var ki, mahkemece kurulan ve yukarıya aynen yazılan hükmün infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır....
Dosya kapsamından, dava dayanağı 28.05.1970 gün ve 7273 sayılı Kütahya Noterliğince düzenlenmiş, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde taşınmaz satış bedelinin 8.000- TL. olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Dava gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde dava konusu dava konusu taşınmazın rayiç değeri olan 10.000,00 YTL’nin tahsili istemine ilişkindir. İstem tapu iptali ve tesciline ilişkin olduğundan görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları ile benzer nitelikteki tenkis davalarında da taşınmazın dava tarihindeki değerinin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir. Somut olayda; dava konusu Kaşıkara Köyü 261 numaralı parselin dava tarihindeki değeri 28.01.2009 günlü bilirkişi ek raporuna göre, 11.341,68 YTL olup, sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir....
Taraflar arasında düzenlenen 11.04.1995 tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’nde bina iskanının davacı yüklenici tarafından alınacağı belirlenmiştir. Ancak davacı yüklenici tarafından iskanın alınamamış olduğu görülmektedir. Dava konusu bağımsız bölümler arsa sahipleri adına olup; halen içinde oturmaktadırlar. 06.06.2018 tarih ve 30443 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine ilişkin Usul ve Esaslara göre karşı davacı T10 tarafından dava konusu binanın yapı kayıt belgesinin alınması için başvuruda bulunulmuş; 65.432,00 TL yatırılmış ve belge alınmıştır. Kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre davacı – karşı davalı müteveffa yüklenicinin iskanı kendisinin alması gerektiği açık olup; dolayısıyla iskan giderlerini de kendisinin karşılaması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.05.2014 ve 26.11.2015 gününde verilen dilekçeler ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne dair verilen 28.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi birleştirilen dava davacısı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl ve birleştirilen dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Asıl davada davacıların vekili, müvekkillerinin murisi ... ile davalı ... ve bir kısım davalıların murisi ... arasında 24.01.1990 ve 16.01.1990 tarihli düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ile ...,......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine Dayalı Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça taraflar arasında yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak dava konusu parsellerle ilgili tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu, mahkemece ifa imkansızlığı bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine yönelik kararın verildiği, davacı vekili tarafından kararın istinafa taşındığı görülmektedir. Dava konusu parsellerden 121 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın tapuda davacıların murisi Hıdır Kahya Yılmaz ile dava dışı 3. kişiler adına paylı ve el birliği mülkiyetine konu olduğu anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut satış vaadi sözleşmesine göre davalıların murisleri Hıdır Kahya Yılmaz'dan intikal edecek hisselerini satış vaadine konu ettikleri görülmektedir. Hıdır Kahya Yılmaz bu taşınmazda paylı mülkiyet sahibidir. Davalılar dışında dava dışı mirasçıları da bulunmaktadır....
Noterliğince düzenlenmiş, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde taşınmaz satış bedelinin 2.000.000 lira olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerdendir. (T.M.K.’nun 706.m.) Sözleşmede belirtilen miktar ve değer hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla, sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin, dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. 2010/1753 2010/10550 Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları ile benzer nitelikteki şufa ve tenkis davalarında dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Dava, taraflar arasında noterde düzenlenen 28.05.1993 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine ve adi yazılı olarak düzenlenen 01.02.1994 tarihli "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Ve Protokoldür" başlıklı sözleşmeye dayalı tazminat istemine ilişkindir. 28.05.1993 tarihli sözleşmede, davacıların murisi adına tahsisli 22 pafta 4374 parsel nolu taşınmazın 90,00 TL bedel mukabilinde alıcı ...'e satışının taahhüt edildiği, vaad edilen bedelin ödendiği, taşınmazın alıcıya teslim edildiği; 01.02.1994 tarihli adi yazılı sözleşmede ise, bu sözleşmenin 28.05.1993 tarihli sözleşmenin eki olduğu, taşınmaz üzerinde ... tarafından yapılacak binadan, arsa sahipleri ..., ... ve ...'...
Davalı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından dosyaya sunulan Aşiroğlu İnşaat Satış Sözleşmesi incelendiğinde sözleşmenin hukuken geçerli bir taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olmadığını, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçerlilik şartlarını taşımayan geçersiz bir sözleşme kullanılarak 3. kişi konumunda bulunan müvekkiline karşı herhangi bir talep yöneltilemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Görev hususu kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekmekle dava dışı yüklenici ile arsa malikleri arasında Gayrimenkul Satış Vaadi Ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi düzenlendiği, davanın temelinin yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemi hususunda toplanmaktadır....
Ancak, davacı tarafından satış vaadi sözleşmesine dayanılarak açılan tescil davasının, davanın dayanağını teşkil eden ve taraflar arasında yapılan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçersiz vekaletname ile imza edildiği bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçesi ile reddedildiği bu nedenle taşınmazın satımına ilişkin sözleşmenin baştan beri geçersiz olup, tarafların geçersiz sözleşme nedeni ile verdiklerini geri isteme haklarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı, fazla harç ödememek amacıyla satış bedelinin sözleşmede 1.000 TL olarak gösterildiğini, gerçekte satış bedelinin 23.500... olduğunu iddia etmiş ise de bu yöndeki iddiasını kanıtlayamamıştır....