İcra Müdürüğlü'nün 2014/1173 esas sayılı dosyasında borçlu ... adına kaytıl bulunan ... plakalı aracın satşıı sonucu hazırlanan ve racın aynından doğan iarenin alacağı olan motorlu taşıtlar vergisi dahil edilmeden hazırlanan derece kararının iptal edilesini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunanlar cevap dilekçesi ibraz etmemişlerdir. Mahkemece iddia ve tüm dosya kapsamına göre; motorlu taşıtlar vergisinin rüchanlı alacak olmaması gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Motorlu taşıtlar vergisi 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde yer alan taşıtların aynından doğan bir vergidir. Cebri artırmaya konu olan aracın motorlu taşıtlar vergisi borcu ödenmeden ihale alıcısı adına tescili dahi mümkün değildir....
Bu bakımdan, davacılardan ... ile davacılar-karşı davalılar Habibe Doğan ile Kübra Doğan’ın karar düzeltme isteği niteliğini taşıyan başvurularının reddi gerekir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacılardan ... ile davacılar-karşı davalılar Habibe Doğan ile Kübra Doğan’ın karar düzeltme istemlerinin REDDİNE, temyiz harcının istek halinde isteyenlere yükletilmesine, 16.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının beden gücü kaybından doğan 225.000,00 TL maddi tazminatın 27/06/2012 tarihinden itibaren, davacının ömür boyu bakıma muhtaçlıktan doğan 225.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükmün davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 07/03/2016 gün ve 2014/5013 Esas 2016/2809 karar sayılı ilamı ile "asıl ve birleştirilen davalar için tek hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı" gerekçesiyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur....
Belediye Başkanlığı hakkındaki temyiz itirazlarına gelince; Bir kamu kurumu tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında devlet malı olmayan yerlerden toprak veya kum alınması yahut böyle yerlere toprak, kum veya moloz yığılması neticesinde doğan zararların ödetilmesi istekleri, başkasının malına kamu kurumunun dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan veya projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı nedeniyle haksız eylemden doğan tazminat davası sayılır. Aynı kural ağaç kesilmesi durumunda da söz konusudur. Bundan başka yapılan işlerin plan ve projelere aykırı yapılması da idari karara aykırı bir hareketin varlığı nedeni ile yine idari kararın uygulanmasından doğan bir zarar sayılamaz ve bu bakımdan dava haksız eylemden doğan ve adli yargı yerinde bakılması gereken bir tazminat davası olarak kabul edilir....
Ne var ki HMK.nun 10. maddesi hükmü yalnız hukuken geçerli olan sözleşmelerden doğan davalar hakkında uygulanacağından, geçersiz olan sözleşmelerden doğan davalarda, sözleşmenin ifa yerinde dava açılamaz (sebepsiz iktisap gibi). Bu durumda ancak genel yetkili yer olan davalının ikametgahında dava açılabilir. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 2001/12–1162–1191 sayılı kararında da yukarıda açıklanan kurallar benimsenerek “HUMK'nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde, sözleşmenin yerine getirileceği yerin (818 sayılı) Borçlar Kanununun 73. maddesine göre belirleneceği” açıklanmıştır. Ancak bu gibi hallerde TBK'nun 89. maddesinin uygulanabilmesi için de akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir....
Bir kamusal görevin kusurlu yapılması, yanlış düzenlenmesi ve kötü yürütülmesi sonucunda doğan zarar, hizmet kusurundan doğan zarar niteliği taşımaktadır. 11.02.1959 tarih ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere; bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması, idari bir karar olduğu gibi bu kararı yerine getirmek üzere plan ve projeler yapıp o plan ve projeler gereğince iş görmesi de idari kararın neticesi olan birer idari eylemdir. Bir kamu kurumu tarafından yasalar uyarınca yapılmış olan tesislere bakma ve tesisleri kullanma yükümlülüğü yine bu yasalardan doğan bir yükümlülüktür. Kamusal tesislerin kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararlar idari karar ve eylemlerden doğan zarar niteliği taşımaktadır. Böyle davaların ise tam yargı davası niteliğinde olup, idari yargı yerinde görülmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, erken doğan bebeklerinin ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacıların erken doğan bebeklerinin Mersin SSK Hastanesinden Adana SSK Hastanesine sevki sırasında oksijen yetersizliği sonucu ölümü nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, görevli doktor davalı ... ile ... hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
(HMK 114) İdari eylem ve işlemlerden doğan uyuşmazlıklar bakımından genel görevli yargı yeri idare mahkemeleridir. Adli yargı yerleri ancak özel düzenlemelerin varlığı halinde, idarenin eylem ve işlemlerinden doğan uyuşmazlıkları çözümlemekle görevlidirler. Kural olarak idarenin zarar doğuran her türlü eylem ve işleminden doğan zararlar idari yargı yerinde dava konusu yapılmaktadır. Somut olayda, zarara davalı Karşıyaka Belediyesi’nin sorumluluğu ve bakımı altında bulunan Yakup Boğa parkının bakımı yapılmayan kırık köprü kolluklarının sebebiyet verdiğini iddia edilerek talepte bulunulduğuna göre, hizmet kusuru nedeniyle oluşan zarardan kaynaklanan bu davanın İdare’ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası olarak açılması gerekirdi. Yargı yolu, 6100 Sayılı HMK'nun 114/1-b ve 115. maddelerinde düzenlenen ve yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilecek olan dava şartıdır....
dan doğan asıl alacak 1.691.386,77TL'ye ve TM'den doğan asıl alacak 24.500TL'ye yıllık %52,56 oranında temerrüt faizi ve faizin gider vergisi uygulanmasına, TKM'den doğan asıl alacak 30,49TL'ye ve TKK'dan doğan asıl alacak 5.279,31TL'ye yıllık %26,28 oranında temerrüt faizi ve faizin gider vergisi uygulanmasına, faize faiz yürütülmemesine, 2- İİK 67/2....
Yine 28/7/2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine; “temyiz edilebilen alacak davaları” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar” ibaresi eklenerek, kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanların temyize tabi olacağı hükme bağlanmıştır....