Dava konusu binanın iskan izninin alınmadığı dosya içeriği ile sabittir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 ve 31. maddeleri hükmüne göre, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen abonelik sözleşmesinin tesisi talebi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili, müvekkilinin mülk sahibi olduğu binanın elektrik aboneliği için davalı kuruma başvurduğunu, dava konusu binada İmar Kanunu'nun geçici 11.maddedeki şartların mevcut olmasına rağmen abonelik işlemini yapmadığını belirterek geçici abonelik tesisine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, iskana müracaat ve statik raporu bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava konusu binanın iskan izninin alınmadığı dosya içeriği ile sabittir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 ve 31. maddeleri hükmüne göre, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün değildir....
Dava konusu binanın iskan izninin alınmadığı dosya içeriği ile sabittir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 ve 31. maddeleri hükmüne göre, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün değildir....
Bu durumda, mahkemece, abonelik tesisi istenen dairenin bulunduğu binanın yapı (inşaat) ruhsat tarihinin 29.04.2003 olması, dava konusu yerde su aboneliğinin bulunması ve bu şekilde davacının belediyecilik hizmetlerinden yararlanıyor oluşu, yapıya ilişkin diğer bazı dairelerde aboneliğin bulunması hususu da dikkate alınarak, konusunda uzman bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak, abonelik tesisi istenen daire için yukarıda anılan İmar Kanununun geçici 11. maddesinde belirtilen şartların oluşup oluşmadığı, geçici abonelik tesisi için bir sakınca olup olmadığı hususlarında, hüküm kurmaya yeterli, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde, bilirkişiden ayrıntılı ve açıklayıcı bir rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir...” gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece...
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, delil olarak soruşturma dosyası, nafaka dosyası, değişik iş dosyası, doğalgaz-elektirik abonelik evraklarına ve tanık deliline dayanmış, tanık isim ve adreslerini bildirmiştir. Davacı tanık listesinde adı geçen ..., ..., ... isimli tanıklarının dinlenmesinden açıkça vazgeçmediği gibi bu tanıklar yönünden HMK m. 241 koşulları da oluşmamıştır....
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen abonelik sözleşmesi gereğince davacının kullandığı jeotermal ısı bedelini ödediği, sistem kullanma bedeli adı altında istenen ek ödemenin sözleşmeye aykırı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muarazanın giderilmesi ve menfi tespite ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, jeotermal ısı enerjisi kullanımı abonelik sözleşmesi karşısında davacıdan sistem kullanma bedeli adı altında başka bir ödeme istenip istenmeyeceğine ilişkindir. Doğalgaz, elektrik, su, jeotermal enerji ısısı gibi bazı mal ve hizmetlerin satılması ile 2008/9780-13841 ilgili abonelik sözleşmelerinin yapıldığı bir gerçektir. Her mal veya hizmetin kendine özgü alt yapıyı ve sistem kurmayı gerektirdiği ve buna bağlı olarak gerek alt yapı ve gerekse işletme masraflarının bulunduğu da muhakkaktır....
Taraflar arasındaki abonelik tesisi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı; ev olarak kullandığı taşınmazın garaj tapulu olması nedeniyle doğalgaz abonelik talebinin reddedildiğini, halen ısınma ihtiyacını karşılayamadığını, aynı binadaki başka taşınmazlara doğalgaz verildiğini ileri sürerek; sözleşme tesisi ile doğalgazın bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....
Mah. (30491 Ada, 9 Parsel) nolu bağımsız bölümünde bulunan taşınmaza ait, getirilen bu olanaktan yararlanma (yapı kayıt belgesi alarak abonelik tesisi) konusunda, davacının yaptığı bir başvurunun olup olmadığı, var ise ne gibi işlem yapıldığının tespiti ile bilgi verilmesi için davalı Enerjisa’ya yazılan yazıya “davacı ... adına 25.01.2018 tarihinde ... Mahallesi 1670 Sok. No: 10-5 Keçiören Ankara adresinde abonelik başlatılmış olup halen aktif olarak kullanılmaktadır” şeklinde cevap verildiği ve müşteri bilgilerinin yazı ekinde gönderildiği anlaşılmaktadır. Davacının dava dilekçesinde belirttiği, davaya konu taşınmazın tapu senedinde gözüken ve dosyaya sunulan diğer abonelik faturalarındaki adresi Ankara İli, Keçiören İlçesi, ... Mah. 1693. Sokak 1/17 olmakla birlikte davalı kurum tarafından davacı adına yapıldığı bildirilen abonelik adresinin ... Mahallesi 1670 Sok. No: 10-5 olduğu, adresler arasında çelişki bulunduğu görülmektedir....
- K A R A R - Davacı vekili müvekkilinin davalı idareye doğalgaz abonesi olması sebebiyle davalı idare tarafından iş yerine çekilen hat bedeli, sayaç bedeli tahsil edildiğini, ayrıca ön ödemeli sayaç bağlanmış olduğundan abonelik bedeli adı altında ancak depozito mahiyetinde 19.800.-USD.alındığını, EPDK.nun 28.02.2003 tarihli 97 sayılı kararının son paragrafında üretim amaçlı doğalgaz tüketen abonelerden abonelik ücreti adı altında tahsilat yapılamayacağının düzenlendiğini bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.000.-TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davacının iş yerine bağlantı yapıldığı dönemde EGO İdari Encümeni’nin 07.05.1996 tarihli ve 96/212 sayılı kararının yürürlükte olduğunu, bu karara göre davacıdan alınan abonelik ücretinin mevzuata uygun olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacının ödediği 19.800....