AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/03/2022 NUMARASI : 2021/677 ESAS 2022/218 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Değer Artış Payından Doğan Alacak) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/01/2022 NUMARASI : 2019/593 ESAS 2022/11 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli))|Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Değer Artış Payından Doğan Alacak) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşanmalarını, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine 500 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk lehine 500 TL tedbir ve iştirak nafakası, ayrıca müvekkilinin babasının emekli maaşından biriktirdiği 4.000 TL ile altın alacağının ödenmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı vekilinin faize yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı lehine 4 nolu bağımsız bölüm ve ... plakalı araç yönünden hükmedilen alacak, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı niteliğindedir. Değer artış payı ve artık değere katılma alacağında, malların kural olarak tasfiye anındaki (TMK mad. 227/1 ve 235/1), sürüm (rayiç) değerleri (TMK.mad. 232 ve 239/1) hesaba katılır. TMK'nin 239/son maddesinde; “…aksine anlaşma yoksa tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür…” hüküm altına alınmıştır. Yargıtayın ve Dairemizin kökleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi karar tarihidir....
Mahkemece, davalı üzerindeki 1/2 pay dikkate alınarak, TMK'nun 227. maddesi uyarınca daire ve kooperatif hissesi üzerindeki değer artış payı alacağının hesabı için; öncelikle ziynet eşyalarının cins ve miktarı, verildiği tarihteki değeri, davacının annesi tarafından verilen dövizin miktar ve değeri ile dairenin bu tarihteki değerinin ayrı ayrı saptanması, davacının katkı yaptığı tarihteki değeri ile katkıda bulunduğu miktarın (altın parası + döviz karşılığı) toplamı gözetilerek davacı kadının yaptığı katkının, sözü edilen toplam değer içindeki oranının bulunması, bu oranın tasfiye tarihindeki sürüm değeri ile çarpılarak çıkacak miktarın değer artış payı alacağı olarak karar altına alınması (TMK.m. 227)....
Dava, 4721 sayılı TMK.nun 202, 218, 227, 231, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi ile değer artış payından kaynaklanan katılma ve değer artış payı alacağı, (bağımsız bölüm ve diş hekimliği için yapılan donanımdan kaynaklanan alacak) ziynet eşyaları bakımından bağışlama amacının ortadan kalkmış olması nedeniyle BK. nun 244 ve devamı maddeleri gereğince dava dilekçesinde açıklanan takı ve ziynet eşyalarının iadesi, davalı tarafından diş hekimliği ofisi olarak kullanılan iş yeri nedeniyle istenen kira bedeline ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde; 224 ada 25 parselde bulunan 24 nolu bağımsız bölüm için ½ oranında tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tescil, olmadığı taktirde aynı oranda bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Olayda, davalı idare tarafından, davacının ihtirazi kaydını kabul etmemesi, değinilen hasılatın değer artış kazancı olarak vergilendirilmesi gerektiği yolundaki iradesine dayanmaktadır. Bununla birlikte, davalı idare iradesini, değinilen hasılatın ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerektiğinden hareketle beyan edilen gelir vergisinin değer artış kazancı olarak tahakkuk ettirilmemesi gerektiği yolunda kullanmamıştır. Davacının 2012 ve 2013 yılında elde ettiği kazancın değer artış kazancı olarak vergilendirilemeyeceği yolundaki ihtirazi kaydı kabul etmeyen davalı idarece, aynı vergiyi doğuran olaydan kaynaklanan geliri hem ticari kazanç hem değer artış kazancı olarak vergilendirilmesinde hukuki isabet bulunmadığından, dava konusu vergi ve cezaların, kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında edinilen taşınmazların satışından kaynaklanan kısmında hukuki isabet görülmemiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Katılma Ve Değer Artış Payı Alacağı İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 1. Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Elazığ 1....
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü: Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 80/7 nci maddesinde, iktisap şekli ne olursa olsun, ivazsız olarak iktisap edilenler hariç bu Kanunun 70 inci maddesinin birinci fıkrasının 1,2,4 ve 7 numaralı bentlerinde yazılı mal ve hakların,iktisap tarihinden başlayarak bir yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançların, değer artış kazancı olarak vergiye tabi tutulacağı belirtilmiştir....
Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur. Somut olayda ise davalı lehine denkleştirme yapılırken izah edilen şekilde oranlama yapılmadığı, sadece mal rejimi sona erdikten sonra kalan kredi borcunun, meskenin tasfiye tarihi itbariyle sürüm değerinden düşümü ile yetinildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan davacının kişisel malı olan altınlarla mesken alımına katkısı yönünden değer artış payı alacağı hesabı da dosya kapsamına uygun düşmemektedir....
Diğer yandan davacı tarafın faiz isteği üzerine mahkemece değer artış payı alacağı bakımından dava tarihinden, katılma alacağı bakımından kararın kesinleştiği tarihten geçerli olarak yasal faize hükmedilmiştir. TMK.nun 225. maddesine göre, evliliğin boşanma ile son bulması halinde mal rejimi boşanma dava tarihi itibariyle sona erer. Ancak, TMK.nun 232.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde malların sürüm değerleri esas alınmakta olup TMK. nun 239. maddesinde de, aksine bir anlaşma yok ise tasfiye tarihi olan değer artış payı ve katılma alacağı davasının karar tarihi itibariyle faiz yürütüleceği hükme bağlanmıştır. Bu bakımdan, davanın kabulüne karar verildiği takdirde faizin başlangıç tarihinin, değer artış payı ve katılma alacağı davasının hükme bağlandığı 9.11.2010 karar tarihi olması gerekirken her iki taraf aleyhine değişik tarihler itibarıyla faize hükmedilmiş olması da doğru olmamıştır....