Değer artış kazancına konu olduğu kabul edilen bu taşınmazın satışı nedeniyle vergi matrahının, olayın özelliği gözetilmeksizin ve gerçek değer artışının saptanması amacıyla muristen intikal eden değer göz önüne alınmaksızın saptanması karşısında, tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, 5.7.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şubesinde bulunan mevduat nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000-TL katılma alacağı isteğinde bulunmuştur. 08.12.2014 tarihinde harcını yatırmak suretiyle sunduğu "dava dilekçesiyle talep ettiğimiz kısmi alacağın, gerçek alacak miktarı net olarak anlaşıldığı aşamada arttırılmak üzere şimdilik 10.000-TL katılma alacağı ve 2.000-TL değer artış payı alacağı olmak üzere toplam 12.000-TL belirsiz alacak davası olarak ıslahı istemidir" konulu ıslah dilekçesinde, davanın belirsiz alacak davası olarak ıslahının kaçınılmaz olduğu açıklanarak istem bölümünde, davalı adına kayıtlı ..... plakalı araç ve Bank Asya Siteler ... Şubesinde bulunan mevduat nedeniyle gerçek alacak miktarı net olarak anlaşıldığı aşamada arttırılmak üzere şimdilik 10.000-TL katılma alacağı ve 2.000-TL değer artış payı alacağı olmak üzere toplam 12.000-TL belirsiz alacağın tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Bununla birlikte bozma ilamında davalı tarafın reddedilen temyiz itirazları içinde kaldığı anlaşılan davacı lehine hükmedilen 25.000,00 TL değer artış payı alacağına dair bozmadan sonra yeniden hüküm tesis edilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi davacı lehine hükmedilen alacak yönünden faiz başlangıcının tasfiye tarihi olan 25/11/2015 tarihinden itibaren başlatılması gerekirken bozmadan sonra verilen karar tarihi olan 04/10/2018 tarihinden itibaren faizin başlatılması da doğru değildir....
Değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır (4721 sayılı TMK m. 227). Denkleştirme (TMK m. 230) hariç, tasfiyeye konu malvarlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (TMK m. 227/1). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacak miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler (TMK m. 227/2)....
Başka bir anlatımla diğer edinilmiş malların istek dışında bırakılması gerek bu taşınmazlarla ilgili DAPA (=değer artış payı alacağı), DAPB (=değer artış payı borcu), KMD (=kişisel malda denkleştirme), EMD (=edinilmiş malda denkleştirme) ve bu taşınmazlara ilişkin borçları bile inceleme dışı bırakır ki katılma alacağının doğru hesaplanmasına olanak kalmaz/açık aykırılık oluşturur. Olayları anlatmak taraflara doğru olarak niteleme yapamak hakime aittir. Davacının istemi, değer artış payı (Mehrwertanteil) alacağına (TMK. m. 227, ZGB. Art 206) ilişkin davanın normatif dayanağı olan 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 227 f. I hükmüne uygun eşlerden birinin diğerine ait “bir malın” edinilmesine katkısı sonucu bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına ilişkindir. Boşanma kararı verildiğinden eşler arasındaki geçerli kural mal rejiminin (yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi) (= TMK. m. 202 f.I, 218-241) sona ermesi (TMK. m. 225 f....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağı ve değer artış payı alacağına ilişkin olduğu, dosya muhtevasına, toplanan deliller ile yargılama tutanakları içeriğine, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğini, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığını, her ne kadar taraflar arasında yapılan yazılı protokolde tarafların mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağı ya da değer artış payı talebi konusunda açıkça bir feragat beyanları bulunmamakta ise de; tarafların evlilik birliği içerisinde edindikleri dava konusu taşınmaz yönünden mal rejiminin tasfiyesine yönelik düzenleme de yaptıklarını, bu düzenleme içerisinde değer artış payına ilişkin beyanlarının olmamasının yapılan protokolü geçersiz kılmayacağını, davacının açıkça eldeki davanın protokolden kaynaklı alacak değil, değer artış payı ve katılma alacağına ilişkin bulunduğunu söylemesi nedeniyle Mahkemece yapılan...
İstinaf Sebepleri 1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, davanın belirsiz alacak davası olduğu, katkı payı alacağının kanundan doğan bir hak olduğu, kadının evlilik birliği içerisinde çalıştığı ve dava konusu malların alımında maddî katkıda bulunduğu, değer artış payı alacağının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; değer artış payı alacağı talebinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı kadının, dava konusu malların alımında herhangi bir katkısının olmadığı, dava konusu dükkan ve tarlanın davalı erkeğin kişisel malı olduğu, davacı kadının herhangi bir alacak hakkının olmadığı, dava konusu konut yönünden verilen karara ise bir itirazları olmadığı belirtilerek; Ankara İli ... İlçesi ... Mahallesi 7947 ada 33 parsel 36 numaralı bağımsız bölüm ve Ankara İli ... İlçesi ......
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü: 1999 yılında elde ettiği değer artış kazancını, beyan etmediği görüşüyle davacı adına yapılan cezalı tarhiyatı kaldıran vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 4444 sayılı Kanunun 3'üncü maddesiyle eklenen geçici 56'ncı maddesinin "Değer Artış Kazançları" başlıklı (D) bölümünün (6) no'lu bendinde; iktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70'nci maddenin birinci fıkrasının 1,2,4 ve 7 numaralı bentlerinde yazılı mal ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak dört yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazancı sayılmıştır....
Değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır (4721 Sayılı TMK mad.227). Denkleştirme (TMK mad.230) hariç, tasfiyeye konu mal varlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (TMK mad.227/1). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler (TMK mad.227/2). Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunulmalıdır....
Mahkemece, davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine ve taleple bağlı kalarak alacak talebinin kabülü ile 7.000,00 TL'nin karar tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsline karar verilmiş olup; hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine yapılan incelemede Dairenin 27.12.2012 gün 2012/3562 Esas ve 2012/13263 Karar sayılı ilamı ile eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesisi edildiği taşınmazın öncelikle 01.01.2002 tarihi itibariyle inşaat seviyesine göre değeri tespit edilerek davacının kişisel malı olduğunun kabulü, taşınmazın teslim tarihine kadar inşaat seviyesinin değeri tespit edilerek, davacının kişisel malının katkı oranının (değer artış payı oranı) belirlenmesi, bu oran ile taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değeri çarpılarak değer artış payı belirlenmesi, bu değer artış payı TMK'nun 230. maddesi gereği düşüldükten sonra artık değerin yarısının katılma alacağı olarak karar altına alınması gerekçesiyle hüküm bozulmuştur....