Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 2015/29934 E. 2015/32041 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere, davacı 3.6.2004 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek; sözleşmenin feshi ile ödemiş olduğu bedelin ile aidatın iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur....

AŞ ile yaptığı kira sözleşmesi şerhleri ile devraldığını ve 5.yıldızlı tatil köyü haline getirdiğini,kira sözleşmesi süresince devre tatil hakkını kullandırdığını ancak kira sözleşmesinin süresinin bitmesi,devre tatil sözleşmesinin tarafı olmamasını gerekçe göstererek 2004 yılından itibaren tatil hakkını kullandırtmadığını bildirerek, 2004 yılı tatil bedeli ile manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de sözleşmenin iptali ile 2004 yılında kullandırılmayan tatil bedeli olarak 2.324 YTL ile, bakiye yıllara ait tatil hakkının kullandırılmayacak olması nedeniyle 14.905 YTL maddi tazminatın ve 10.000 YTL manevi 2007/14750-2008/5086 tazminatın zarar tarihinden itibaren reeskont faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ......

    , tarafların geçersiz sözleşme nedeniyle aldıklarını iade etmekle yükümlü oldukları, sözleşmenin feshi ve sözleşme bedelinin iadesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı ve davalı vekilinin istinaf isteminde haklı olmadığı anlaşılmıştır....

    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı ile imzalanan devre tatil sözleşmesinin feshi ile davalıya devre tatil sözleşmesi kapsamında ödediği bedellerin iadesi talep etmiş, davalı ise davacının devre tatil hakkını kiraya vererek kullandığını, bu konuda imzası olan belgenin bulunduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Davacı, cevaba cevap dilekçesi ve yargılama sırasındaki tüm beyanlarında davalı tarafından dosyaya ibraz edilen belgeler altındaki imzaları reddetmiş ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece,,,,,ve .....’dan alınan 07.09.2015 tarihli rapor hükme esas alınarak dava reddedilmiştir....

      Şirketi açısından davanın esastan reddine, davalı ... açısından da, dava konusu sözleşmenin tarafı olmadığından ve davalı olarak husumet yöneltilemeyeceğinden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... Şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının sair ve davalı ... Şirketinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Dava, devre tatil sözleşmesinin kullandırılmaması nedeniyle sözleşmenin feshi ile bedel iadesi talebi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 6/B maddesinde devre tatilin tanımı yapılmış olup, 13.6.2003 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Devre Tatil Sözleşmeleri Hakkında Yönetmelik’in 5. maddesinde de, devre tatil sözleşmelerinde yazılması zorunlu olan hususlar açıkta belirtilmiştir....

        Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı, uzun süre sonra fesih hakkının kullanılmasının iyiniyet kuralı ile bağdaşmayacağı,tatil hakkını da kullandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ailesi ile tatile çıktığı dönemde kuşadasında bir otelde şov amaçlı gösterimden sonra ,davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 12.10.1997 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanma imkanın kalmadığını, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil Sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. Davacı ile davalı arasında imzalanan devre tatil sözleşmesinde devre tatile konu tesisin, 125 parsel üzerinde yapımı bitmiş tesis olduğu açıklanmıştır....

          AŞ.’nin Tutes AŞ ile yaptığı kira sözleşmesi şerhleri ile devraldığını ve 5.yıldızlı tatil köyü haline getirdiğini,kira sözleşmesi süresince devre tatil hakkını kullandırdığını ancak kira sözleşmesinin süresinin bitmesi,devre tatil sözleşmesinin tarafı olmamasını gerekçe göstererek 2004 yılından itibaren tatil hakkını kullandırtmadığını bildirerek 2004 yılı tatil bedeli ile manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş,18.12.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile de sözleşmenin iptali ile 2004 yılında kullandırılmayan tatil bedeli olarak 1.890 YTL ile bakiye yıllara ait tatil hakkının kullandırılmayacak olması nedeniyle 37.800 YTL maddi tazminatın ve 5000 YTL manevi tazminatın zarar tarihinden itibaren reeskont faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ......

            İnşaat Turizm San ve Tic A.Ş. Yönünden verilen karar yönünden temyiz edilmiştir. Davacı, eğlence bahanesi ile davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 11.06.2003 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin yapı kullanım izninin bulunmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. Ayrıca davalı sağlayıcı, cayma bildirimi belgesini sözleşme tarihinde davacıya vermiştir. Devre Tatil sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6.maddesi gereğince devre tatil sözleşmelerinde cayma süresi on gündür. Bu süre hizmet ediminin tüketiciye ifa edildiği tarihte işlemeye başlayacaktır....

              Tatil Köyündeki E 96 no’lu studio daireyi her yılın 33. haftasında kullandığını, devre tatil hakkını kullandığı tatil köyünün 1.11.1999 tarihinden itibaren davalı ... şirketi tarafından kiralanması ve davalının talebi üzerine bu tarihten itibaren yıllık bakım ücretlerini davalının hesabına yatırdığını, 2004 tarihine kadar devre tatil hakkını düzenli olarak kullandığını, bu tarihte ise telefonla devre tatil hakkının kullandırılmayacağının bildirildiğini, , başka yerde tatil yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek 2025 yılına kadar tatil hakkının varlığının tesbitine, 2004 yılı için 4.757 TL. Maddi ve 15.000 TL. manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsilini istemiş, 26.12.2005 tarihli Islah Dilekçesi ile Sözleşmenin feshi ile, maddi ve manevi zararlarının tahsilini istemiştir. Davalı ... Şirketi davanın reddini dilemiş, davalı ... Şirketi ise , davacı ile dava dışı ... A.Ş. arasındaki devre tatil sözleşmesinin tarafı olmadıklarını, 1999 yılında ......

                K A R A R Davacı, davalı ...Ş. ile 30.10.1996 tarihinde imzalamış olduğu Devre Tatil Sözleşmesi gereğince 31.12.2026 tarihine kadar devre tatil hakkını ve ... tatil köyündeki B27-28 nolu suit daireyi her yılın 38.haftasında kullanmak üzere satın aldığını devre tatil hakkını kullandığı tatil köyünün davalı satıcı ... A.Ş’den davalı ... A.Ş’nin mülkiyetine geçtiğini, bu davalının da diğer davalılar ... A.Ş ve bünyesinde kurulan ... A.Ş’ye devrettiğini, ... işleticilerin yıllık bakım aidat bedellerini talep etmeleri üzerine bedellerini yatırarak kullandığını, ancak 2004 yılı tatil hakkının, kullandırılmadığını, davalılara çektiği ihtardan sonuç alamadığını, ileri sürerek Sözleşmenin feshi ile haksız fesih nedeniyle kullanamadığı 22 yıllık devre tatil hakkı bedelinin tespiti ile 64.400 YTL’nin tahsilini istemiştir. Davalı ... Turizm İşletmeleri A.Ş, tesisin icra yoluyla satışı sonucu kendileri ile ilgisinin kalmadığını savunarak davanın reddini dilemiş, davalı ...Ş, ......

                  UYAP Entegrasyonu