Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 389.maddesinde belirtilen şartların oluştuğunu, tedbir kararı verilmemesi halinde müvekkilinin hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağını ve ileride oluşacak zararların tazmininin güç olacağını, bu nedenle devremülk sözleşmesine konu taşınmazın üzerine ivedi ve zaruri olarak müvekkilinin payı oranında tedbir konulması gerektiğini beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık, devremülk sözleşmesinin feshi ve ödenen bedelin iadesi talepli açılan davada devremülk sözleşmesine konu taşınmaz üzerine tedbir konulması talebinin yerinde olup olmadığı, HMK.'nun 389.maddesinde öngörülen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarındadır. İlk derece mahkemesince, HMK.'nun 389.maddesi gereğince yalnızca dava konusu taşınmaz üzerine tedbir konulabileceği ve eldeki davanın alacak isteminden kaynaklı olması nedeniyle reddedildiği ve bu kararın istinaf edildiği anlaşılmıştır....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, tacirler arası satıma konu aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı misliyle değişim veya bedel iadesi istemine ilişkindir....

    ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Davacı’nın dava dilekçesindeki talebi araç bedelinin iadesi ve bunun mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmesi yönündedir. Ne var ki, HMK.nun 31.maddesinde düzenlenen Hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davacıya bu talebi hakkında sözleşmeden dönme hakkını mı ayıp oranında bedel indirimi hakkını mı kullanacağı hususu açıklattırılmamıştır. Bu durumda mahkemece, davacının davasını neye hasrettiği açıklattırılıp, seçimlik hakkını ne şekilde kullandığı sorularak, hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

        Davacı, davalının bedel iadesi talebini kabul etmemesi üzerine 30 günlük süre içerisinde 22.09.2005 tarihinde Tüketici Hakem Heyetine de başvurmuştur. Öyle ise mahkemece, ayıplı olduğu ihtilafsız olan bilgisayar için davacının ödediği miktar yönünden iadesi ile verilen senedin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Sonuç:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA,peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 3.6.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle sözleşmenin feshi ile bedelin iadesi istemine ilişkin olup, istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri ile kamu düzeni kapsamında Daire önüne gelen ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar dikkate alınarak yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Uyuşmazlıkta öncelikle çözümlenmesi gereken husus; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme istemiyle eldeki davayı açmış olan davacının, bu talebini ve tercih hakkını, ayıp oranında bedel indirimi şeklinde yargılama aşamasında ıslah yoluyla değiştirmesi olanağının bulunup bulunmadığı noktasındadır....

          Bu nedenle her üç raporda da keşif ve rapor tarihleri itibariyle aracın değişimini haklı gösteren bir ayıp bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece davacının aracın ayıpsız misli ile değişimi ve bedel iadesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi yasaya aykırı olup bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekir. Kabule göre de, davacı dava dilekçesinde öncelikle bedel iadesi, aksi halde aracın ayıpsız misli ile değişimi talebinde bulunmuş olup daha sonra sunduğu dilekçesinde ise öncelikli talebini değiştirerek bu kez aracın ayıpsız misli ile değişimi mümkün olmaması halinde bedel iadesi talebinde bulunduğu belirtmiş olup dava dilekçesinde ilk olarak talep ettiği bedel iadesi talebinde feragat etmiştir....

          Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunun somut olaya uygun, taraf ve yargı denetimine açık olmasına, bilirkişi raporu uyarınca dava konusu makinenin ayıplı olduğunun sabit bulunmasına, TBK'nun 227 ve 229. maddeleri uyarınca alıcının satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkına ve ayrıca ayıplı maldan doğan zararlara ilişkin olarak genel hükümler uyarınca tazminat isteme hakkına sahip bulunmasına göre, davalı vekilinin sair istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; TBK'nun 229. maddesi uyarınca satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür....

            Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunun somut olaya uygun, taraf ve yargı denetimine açık olmasına, bilirkişi raporu uyarınca dava konusu makinenin ayıplı olduğunun sabit bulunmasına, TBK'nun 227 ve 229. maddeleri uyarınca alıcının satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkına ve ayrıca ayıplı maldan doğan zararlara ilişkin olarak genel hükümler uyarınca tazminat isteme hakkına sahip bulunmasına göre, davalı vekilinin sair istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; TBK'nun 229. maddesi uyarınca satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür....

            Tüketici Mahkemesi'nin 25/12/2019 Tarih - 2019/40- 2019/630 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: DAVA; ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. Dosyanın incelemesinde; davacının, davalıdan aldığı mobilyaların eksik ve ayıplı teslim edildiğini belirterek ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep ettiği, davalının teslimin tam yapıldığı, malların ayıplı olmadığı, varsa ayıbın süresinde ihbar edilmediği ve bedel iadesinin orantısız olduğu gerekçesi ile davanın reddini istediği, mahkemece mobilyacı bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

            UYAP Entegrasyonu