KARAR Davacı, davalı şirket elemanlarının psikolojik baskısı altında davalı ile 11.06.2003 tarihinde 99 yıllık devre tatil sözleşmesi imzaladığını, ancak sonradan tesisin yapı kullanma izni olmadığını ve 2009 yılında satıldığını öğrendiğini ileri sürerek sözleşmenin iptali ile 4.555,14 Euronun faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşmenin 11/06/2003 tarihinde devre tatile konu tesiste imzalandığı, mal ve hizmeti tecrübe ve muayene ettiği ve cayma hakkının bu tarihten itibaren başlayacağı ancak davacının 04/01/2013 tarihinde dava açtığı ve cayma hakkını süresinde kullanmadığı, ayrıca sözleşmenin düzenlendiği 11/06/2003 tarihinden dava tarihi olan 04/01/2013 tarihine kadar geçen uzun süre dikkate alındığında sözleşmenin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Davacının tapuda maliki 2013/8791 - 2013/17289 olduğu ve tüketici olan davalı ile dava dışı... ltd şirketi arasında ...... adresindeki devre mülk hakkında 18.10. 2010 tarihinde “devre tatil hakkı üyelik sözleşmesi ” imzalanmıştır. Devre mülkün malikinin davacı olduğu ve devre tatil sözleşmesinde malik olarak yer aldığında tartışma yoktur. Bu haliyle davaya konu temel ilişki tüketici sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dayanak sözleşme, 4077 sayılı Kanunun 6/B maddesine göre düzenlendiğine göre aynı Kanunun 23. maddesi gereğince bu tür uyuşmazlıkların çözüm ve görüm yeri Tüketici Mahkemeleridir. Dava sulh hukuk mahkemesinde sonuçlandırılamaz. Görev kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmelidir. Öte yandan Satıcı -imalatçı - üretici kavramı ve sorumluluğu 4077 Sayılı Yasa'nın 3. ve 4. maddelerinde düzenlenmiştir....
Davacının tapuda maliki 2013/8791 - 2013/17289 olduğu ve tüketici olan davalı ile dava dış... ltd şirketi arasında ..... adresindeki devre mülk hakkında 18.10. 2010 tarihinde “devre tatil hakkı üyelik sözleşmesi ” imzalanmıştır. Devre mülkün malikinin davacı olduğu ve devre tatil sözleşmesinde malik olarak yer aldığında tartışma yoktur. Bu haliyle davaya konu temel ilişki tüketici sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dayanak sözleşme, 4077 sayılı Kanunun 6/B maddesine göre düzenlendiğine göre aynı Kanunun 23. maddesi gereğince bu tür uyuşmazlıkların çözüm ve görüm yeri Tüketici Mahkemeleridir. Dava sulh hukuk mahkemesinde sonuçlandırılamaz. Görev kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmelidir. Öte yandan Satıcı -imalatçı - üretici kavramı ve sorumluluğu 4077 Sayılı Yasa'nın 3. ve 4. maddelerinde düzenlenmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/702 Esas KARAR NO : 2022/735 DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) DAVA TARİHİ : 25/04/2022 KARAR TARİHİ : 01/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin 25/04/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle, Müvekkil ...Köyünde bulunan taşınmazda devre tatil hakkı sahibi olduğunu, müvekkilin 18 Temmuz - 1 Ağustos arasında devre tatil yapmak için ... A.ş. üyesi olduğunu, söz konusu firmanın eski ünvanı... Şirketi olduğunu, müvekkilin klüp ... Üyelik kartı bulunduğunu, müvekkilin devre tatil hakkının dayanağı olan hamiline olan hisse senetlerini kaybettiğini, anılan senetlerin kötü niyetli insanların eline geçmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, bu sebeple ... A.ş. Ve ... A.ş.'ye bilgi verilmesi gerektiğini, müvekkilin devre tatil hakkına ilişkin hisse senedi kaybolduğu için bu hakkını 3....
AZLIK OYU: Davacı şirket, tatil köyü olarak yapmış olduğu, apart otel türü bağımsız bölümleri "devre tatil" olarak üçüncü kişilerin istifadesine sunması karşılığında elde ettiği hasılatın bir bölümünü gelecek hesap dönemlerine ait peşin tahsil olunan hasılat olarak muhasebeleştirmiştir.İnceleme elemanınca olayda devre kulllanım hakkının satışının söz konusu olduğu kabul edilerek, hasılatın tamamının bu satışın yapıldığı yıl gelirlerine ithali gerektiği sonucuna varılmış ve bu görüşle uyuşmazlık konusu vergi ve ceza salınmıştır. Davacı şirket ile üçüncü kişiler arasında yapılan sözleşmeye göre, tesislerin mülkiyeti müşterilere intikal ettirilmemekte, şirket uhdesinde kalmaktadır. Şirket, bağımsız bölüm ve üniteleri belirli bir süre sözleşmenin taraflarının kullanımına sunmakta, bunun karşılığında bir bedel almakta, devre tatil hakkı sahipleri ise devre tatil bedelini ve bakım masraflarını üstlenmektedir....
Tatil Sözleşmeleri gereğince 2025 tarihine kadar devre tatil hakkını D-64 nolu dairede 25.haftada kullanmak üzere , davacı ...'in de 32. Haftada kullanmak üzere bedelini ödeyerek satın aldıklarını ve 2004 tarihine kadar devre tatil hakkını kullandıklarını, tesisin işletmesinin 2000 yılında diğer davalı ... AŞ.ye kira sözleşmesi ile devredildiğini, bu davalının yıllık bakım bedeli talep ederek devre tatil hakkını kullandırdığı halde, 8.7.2003 tarihinde tesisin bulunduğu taşınmazın üst hakkını,önceki üst hakkı sahibi olan ... AŞ.’nin ... AŞ ile yaptığı kira sözleşmesi şerhleri ile devraldığını ve 5.yıldızlı tatil köyü haline getirdiğini, kira sözleşmesi süresince devre tatil hakkını kullandırdığını ancak 2004 yılında tatil haklarının kullandırılmadığını, öncelikle devre tatil haklarının sözleşmede yazılı koşullarla süresi sonuna kadar devam ettiğinin tesbiti ile kullandırılmayan dönem için 3000 TL. Maddi ve 10.000 TL....
MAHKEME: "........Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinden; her ne kadar davacı vekilince devre mülk sözleşmesi akdedildiği ileri sürülmüş ise de dava dilekçesi ekinde sunulan 12/05/2018 tarihli sözleşmenin hisseli gayrimenkul satış vaadi olarak düzenlendiği, ve dosya kapsamında yapılan incelemede bu sözleşmenin içerik olarak devre tatil sözleşmesi olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşme neticesinde verilen vekaletname uyarınca davacı adına dava konusu taşınmazdan hisse satın alındığı, bu tip satışların tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğu, bu nedenle cayma hakkının ancak hizmetin ifasından sonra başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacağı ve bu süre içinde sözleşmenin askıda olacağı, taraflar arasında akdedilen devre tatil sözleşmesinde devre tatil hakkını kullanacağı dönemin yaz döneminde 7 gün olduğu, tarih aralığı belirtilmediği, davalı tarafça davacının bu süreler içinde tatil hakkını kullandığı yönünde bir iddiasının bulunmadığı...
Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan asillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacılar, ...'den 1993 yılında (1993 ile 2020 yılları arasında geçerli olmak üzere) devre tatil hakkı satın almış ve 2004 yılına kadar devre tatil hakkını her yılın 37. ve 38. haftalarında sorunsuz şekilde kullanmış olduklarını,devre tatil hakkını kullandıkları işletmeyi davalı şirket satın almış ve satın alırken tatilciler lehine olan tapu şerhlerini tanımama yoluna gitmiş olduğunu, 2004 yılında işletmeye tatil için müracaat ettiğinde davalının yan kuruluşu olan ... ile karşılaşmış ve tatil hakkını kullandırılmamış olduğunu, o zaman işletmecilik yapan şirket aleyhine ......
Davacı, ailesi ile tatile çıktığı dönemde Kuşadası’nda davalıya ait tesiste davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaat ve taahhütler ile ve psikolojik baskı altında devre tatil sözleşmesini imzaladığını, sözleşmeden doğan tüm bedeli ödediğini, devre tatil hakkını hiç kullanmadığını belirterek, ... olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, 2012/9561-12959 davalı ise davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını, cayma hakkının da süresinde kullanılmadığını savunmuştur. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup, davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu davalıya ait tesiste, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar üzerine hazırlıksız bulunduğu bir sırada imzalamış olduğu 05.08.2006...
Dünya turizm sektöründe “Timeshare” olarak adlandırılan ve son yıllarda önemli bir yükseliş göstererek turizm sektörünün ulusal ve uluslararası seviyede dinamik bir alanını oluşturan “devreli tatil sistemleri” ülkemizde daha çok, sıkı koşullara (şekil, taşınmazın niteliği vb.) bağlı, sahibine aynî hak sağlayan “devre mülk sözleşmeleri” ve devre mülk sözleşmelerine göre daha kolay hayata geçirilen ve fakat yalnızca şahsî hak doğuran “devre tatil sözleşmeleri” şeklinde uygulanmaktadır. 15....