Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, sözleşmenin feshine; 5.843,43 ...nun faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle, düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda; devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin yapı kullanım izninin bulunmadığını belirterek; sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin bakiye yıllara isabet eden tutarının iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. Mahkemece, davacının sözleşmeyi ileriye etkili olarak feshetme hakkının bulunduğu gerekçesi ile, bakiye dönem için ödenen paranın iadesine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki 2.7.2006 tarihli sözleşmede; sözleşme bedelinin 11.430 ... olduğu yazılıdır....
Cihat Karagöz 12/02/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında Abantbey Yayla Tatil Köyünde bulunan ve dava dilekçesinde ada ve parsel numarası ile sözleşme kullanım devresi belirtilen taşınmaz yönünden Devre Tatil Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme konusu devre tatil bedelini ödediğini ancak davalı şirketin sözleşme gereğince projede değişiklik yaparak sözleşme konusu taşınmazın bulunduğu tatil köyünde yapımını edim olarak üstlendiği bir kısım evleri yapmadığını, bu evlerin yerine sözleşmeye ve devre tatilcilerin rızasına aykırı şekilde spor kulüpleri için futbol sahaları inşa ettiğini, sözleşmenin 10/c maddesi uyarınca müvekkilinin sadece devre servis bedeli ödemekle yükümlü bulunmasına rağmen zorunlu yenileme ve tadilat paylarının (ZYP) ödenmemesi durumunda müvekkilinin sözleşmeden doğan devre kullanım hakkından yararlanamayacağını ihtaren müvekkiline bildirildiğini, davalı şirketin uygulamasının sözleşmeye açıkça aykırı olduğunu beyanla...
Bu anlamda dosya kapsamında davacı tarafa verilen 15.10.2013 tarihli ibraname, davacı tarafça imzalanan devre tatil sözleşmesi ve senetler değerlendirildiğinde takip konusu yapılan senetlerin taraflar arasından imzalanan 19.08.2011 tarihli devre tatil sözleşmesine ilişkin olduğu, taraflar arasında başkaca bir ilişkinin olmadığı ve verilen ibranamede de bedelleri ve vade tarihleri aynı olan senetlerin yer aldığı, yalnızca tanzim tarihlerinin birer ay sonrası olarak belirtildiği değerlendiğinde davacının davalı şirkete sözleşme nedeniyle borcu olmadığı anlaşılmaktadır. Buna rağmen davalı şirketçe takip yapılması sonucunda davacı tarafın sözleşmenin devamını istemesi hayatın olağan akışına aykırıdır....
T6 KARAR TARİHİ : 30/09/2021 Davacı vekilinin istinaf başvuru talebi üzerine dairemize gelen dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında imzalanan 19.06.2011 tarihli sözleşme ile davalı tarafın söz konusu taşınmaz üzerinde yapılacak olan 1+1 tipinde B-1 Blok 41 nolu dairenin devre mülk şeklinde tapusunu vermeyi satışı ve bedeli üzerinde anlaştıklarını, davacının, devre mülk için davalıya ödemeyi taksitler halinde yaptığını, satıcının devre mülkü teslim etmesi gerekirken bu güne kadar devre mülkün tapusunun verilmediğini, yapmış olduğu araştırmada davalının malları başkasına devrettiği ve davacıyı zarara uğratmak için mallarını elinden çıkardığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı adına kayıtlı söz konusu dairenin tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, tescilin mümkün olmaması durumunda davacı tarafından davalıya taksitler halinde ödenen 13.200,00 TL'nin...
GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesinin, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkindir ve MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşme, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla, geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar....
Bu şekilde başlangıçta geçersiz olan sözleşme geçerli hale gelmiştir. Davacı cayma hakkını kullanıldığını davalıya Noter kanalıyla ihtar etmemiştir. Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği'nin 7. Maddesinde belirtilen sözleşmelerin kurulmasından itibaren on dört gün içinde davacının cayma hakkını kullanmadığı anlaşılmaktadır. Söz konusu deliller birlikte değerlendirildiğinde sözleşmenin feshine ilişkin haklı sebep olmamakla birlikte; 14.01.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 15/3. maddesi gereğince davalı tarafından devremülke konu taşınmazın zilyetliğinin devri ispatlanamadığından sözleşmenin iptali yerindedir....
Sorgun Tatil Köyünün E-62 nolu ünitesinde her yılın 36. haftasında tatil hakkını kullanmakta iken, devre tatil köyü işletmesinin 1999 yılında diğer davalı Voyage Turizm A.Ş.’ne devredildiğini, anılan şirketin 2003 yılına kadar sözleşme şartlarına uyduğunu, ancak 2004 yılında devre tatil hakkını kullanmak üzere tatil köyüne gittiğinde içeri alınmadığını belirterek, manevi tazminat ile, tatil hakkını kullanamadığı 2004 yılı ve kalan yılların bedeli karşılığı maddi tazminat istemi ile eldeki davayı açmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi ve Ankara 27. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile sözleşme gereğince verilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Dava, devre tatil sözleşmesi kapsamında yerine getirilemeyen ifa nedeni ile ödenen bedel ile cezai şart istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan 19.07.2012 tarihli hisseli Gayrimenkul satış sözleşmesi ve eki niteliğindeki 9.08.2012 tarihli Taahhütnamede, satışa ilişkin olarak firmanın bu gayrimenkulü 30.12.2013 tarihinde peşin satın alma değerinin % 30 fazlası ile geri almayı taahüt ettiği düzenlenmiştir. Buna göre, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde ödenmek üzere cezai şart vaadedilmiş olup davacı ya sözleşmenin ifasını ya da cezai şartın ödenmesini isteyebilir....
Bu hali ile davacının ileriki yıllarda da bu tesisi devre tatil niteliği ile kullanması mümkün değildir. Bu nedenle davacının sözleşmenin feshine ilişkin isteği kabul edilmelidir. Ancak, tarafların sözleşme bedelini döviz üzerinden kararlaştırmış oldukları ve böylece ilerde olabilecek bir fesih durumunda Türk Lirasının enflasyonist etkenler nedeniyle değer kaybetme olasılığına karşı tedbir almayı hedefledikleri, nitekim sözleşmenin kurulduğu döviz cinsinden para biriminin sözleşme tarihinden bu yana Türk Lirası karşısında değer kazanmış olduğu da gözönüne alındığında, devre tatil için ödenen tüm sözleşme bedelinin, sözleşme süresi içindeki tatil hakkının kullanılamadığı zamana isabet eden kısmı oranında tazminat miktarının belirlenmesi, olayın ve devre tatil sözleşmelerinin tipik özelliklerine ve menfaatler dengesine daha uygun bir hesap şekli olacaktır....