KARAR Davacı, davalılar ile arasında devre tatil sözleşmesi bulunduğunu ancak tatil hakkını kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin iptali ile ödediği 200 TL'nin ve diğer senetlerin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı Şirketler arasında 06.08.2011 tarihli devre tatil sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı, sözleşmede belirtilen dairede ve dönemde tatil hakkını kullanmamış olup, 26.12.2011 tarihli ihtarnameyi göndererek cayma hakkını kullandığını bildirmiştir. 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK'nun 6/B maddesinde devre tatil sözleşmeleri düzenlenmiş olup, cayma hakkını kullanma süresi hizmetin verildiği tarihte başlar. Bu tarihe kadar sözleşme askıdadır. Davacı devre tatil hakkını kullanmadığına göre, sözleşmeden cayabilir....
KARAR Davacı, davalı ile arasında devre tatil sözleşmesi bulunduğunu ancak tatil hakkını kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin iptali ile ödediği 1600 TL'nin ve diğer senetlerin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı Şirket arasında 06.10.2012 tarihli devre tatil sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı, sözleşmede belirtilen dairede ve dönemde tatil hakkını kullanmamış olup, 04.10.2013 tarihli ihtarnameyi göndererek cayma hakkını kullandığını bildirmiştir. 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK'nun 6/B maddesinde devre tatil sözleşmeleri düzenlenmiş olup, cayma hakkını kullanma süresi hizmetin verildiği tarihte başlar. Bu tarihe kadar sözleşme askıdadır. Davacı devre tatil hakkını kullanmadığına göre, sözleşmeden cayabilir. Mahkemece davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile, davacının dava konusu tesiste 31.12.2020 yılana kadar anılan tatil köyünde devre tatil hakkının bulunduğunun ve bu tesisten yararlanabileceğinin kabulüne, 2004 yılı için 2.375 TL., 2005 yılı için 2.660 TL., 2006 yılı için 2.926 TL.ve 2007 yılı için 2.900 2010/8827-2011/6374 TL. Maddi tazminat ile 1.000 TL....
KARAR Davacı, taraflar arasında 07.07.2013 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin maddelerinin tek tek müzakere edildiğini, davalının 14 adet senet imzalayıp verdiğini, davalının sözleşmenin 14. maddesinde düzenlenen cayma hakkını kullanmadığı halde kararlaştırılan tarihte tatil yapmadığını, senetler ödenmeyince ... İcra Müdürlüğünün 2014/16 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını davalının borca itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, devre tatil sözleşmesi kapsamında ödenmeyen senetlerin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....
getirilmediğini, bütün bu nedenlerle devre tatil sözleşmeleri - hisseli gayrimenkul satış sözleşmeleri geçersiz olduğundan, süresinde müvekkili cayma hakkını kullandığından, 29.05.2018 tarihli ve 7710200336 numaralı sözleşmenin ve 11.08.2013 tarihli ve 7710200336A numaralı sözleşmenin ve 11.11.20I8 tarihli ve 7710200336AA numaralı üç ayrı Devre Tatil Sözleşmesi-Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmelerinin iptaline ve davacı müvekkilinin davalıya ödediği 18.650,00 TL'nin ve cayma ihtarnamesi için yaptığı 332,07 TL ihtarname masrafının olmak üzere toplam 18.982,07 TL'nin ihtarname tarihi olan 14.11.2018 tarihinden itibaren başlayacak ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkiline verilmesine, bu sözleşmelere göre müvekkilinden alınmış 53 adet senedin müvekkiline iadesine karar verilmesi için muhterem mahkememizde bu davayı açmak zorunda kaldığını, yukarıda kısaca açıkladıkları nedenlerle, taraflar arasında imzalanmış 29.05.2018 tarihli ve 7710200336 numaralı Devre Tatil Sözleşmesi...
Davacı, davalı ile devre tatil sözleşmesi imzaladığını ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmeden caydığını belirtmek suretiyle yapılan ödemelerin iadesi ile ödenmeyen bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş; davalı, davacının üyeliğinden kaynaklanan 2011 yılı kullanım hakkını kiraladığını ve bu kiralama bedeli olan 800 Euro’nun davacıya imzası karşılığında nakden ödendiğini, artık davacının sözleşmeden caymasının iyiniyet kaideleri ile bağdaşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiş; mahkeme ise, taraflar arasında davalının ofisinde devre tatil yat sözleşmesi imzalandığı, her ne kadar sözleşme tarihinin 22.07.2011 olarak sözleşmeye yazılmış ise de, bu tarihte davacının çalışmakta olduğu, bu nedenle davacının sözleşmenin tarihini 02.08.2011 olarak belirttiği, buna ilişkin ödeme belgelerinin sunulduğu, sözleşmenin 22.07.2011 tarihinde imzalandığının davalı tarafça ispatlanamadığı, davacının ... 6....
A.Ş..nin tesislerin sahibi oludunu 2005 yılında devre tatil hakkının kullandırılmadığını öne sürerek, sözleşme sonuna kadar hak sahibi olduğunun tespitine 5000 YTl. maddi, 5000 YTl. manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, her iki tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 2005 yılında devre tatil hakkından yararlandırılamadığı için ailesiyle birlikte başka bir tesiste tatil yapmak zorunda kaldığını belirterek manevi tazminat talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki devre tatil sözleşmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı Kardeniz Örme A.Ş. yönünden reddine, diğer davalı yönünden kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 1996 tarihinde 31.12.2025 tarihine kadar geçerli olmak üzere davalı ... A.Ş’den devre tatil kullanım hakkı satın aldığını, kendisinin en son 2004 yılında devre tatil hakkını kullandıktan sonra, Side tatil köyünün, davalı ...ye devredildiğinden bahisle sonraki dönemlerin kullanımının engellendiğini ileri sürerek 2025 yılına kadar kullanım hakkı olduğunun tespiti ile bunun tapu kayıtlarına tescilini istemiştir. Davalı, ... A.Ş.; Taşınmazın mülkiyetinin ......
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davacının, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin istirdadı ve vadesi gelmemiş emre ... senetlerin bedelsizlik nedeni ile iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
KARAR Davacı, davalı .... ile 6.6.1995 tarihli devre tatil sözleşmesi imzaladığını, sözleşme gereğince 30 yıl boyunca , her yılın iki haftasında konaklama ve tatil köyünün olanaklarından yararlanma hakkına sahip olduğunu, tatil köyünün sözleşme tarihinden sonra tesisin işletmesinin 2000 yılında diğer davalı ... AŞ.ye kira sözleşmesi ile devredildiğini, bu davalının yıllık bakım bedeli talep ederek devre tatil hakkını kullandırdığı halde, 2004 yılında tatil hakkının kullandırılmadığını ve hiç bir açıklama yapılmadığını ileri sürerek, devre tatil haklarının hükmen tespiti suretiyle devre tatil haklarının belirtilen dönemlere kadar aynı şartlarla kullandırılmaya devam ettirilmesinin sağlanmasına , muarazının giderilmesine, fazla hakları saklı kalarak oluşan 4.000 TL. Maddi zararı ile 10.000 TL. Manevi tazminatın zarar tarihinden itibaren reoskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur....